Ömer Ziyâeddîn et-Tavilî
Ömer Ziyâeddîn et-Tavilî (Arapça: الشيخ عمرضياء الدين طويلة), Ömer Ziyâeddîn et-Tavilî veya Ömer Ziyâeddîn el-Biyârî (d. 1839 Tavila, Irak / ö. 1900 Biyara, Irak), alim ve mutasavvıf. 1839 yılında Osmanlı Devleti'ne bağlı Tavila köyünde doğdu. Osman Sirâceddîn et-Tavilî'nin üçüncü oğlu ve halifesidir.
Hayâtı
İlk eğitimini ilim ve tasavvuf ocağı olan ailesinden alan Ömer Ziyâeddîn, Kur’an-ı Kerim'i hatmedip sıralı ilimleri okumaya başladı. Babası tasavvufî eğitim görmesi için onu Kerkük’e gönderdi. Fakat Kerkük’teki tekkede tasavvufî eğitimin gereklerinden uzaklaştığını işitince onu hemen geri çağırıp kendi gözetimi altında medrese eğitimini ikmal ettirdi ve tasavvufî eğitimden geçirdi. Daha sonra, babasının emri üzerine ağabeyi Muhammed Bâhâeddin’in sohbetinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi. Onun gözetimi altında babasından Nakşibendiyye yolundan hilâfet aldı. Ağabeyi Muhammed Bâhâeddin’in 1881'de vefatından sonra Tavila’dan ayrılarak Biyara’ya geçti ve ailesiyle oraya yerleşti. Bilahare Bağdat, Necef ve Kerbela şehirlerine giderek oraları ziyaret eden Ömer Ziyâeddîn Biyara’ya döndükten sonra sırasıyla Hanekin, Kazrabât ve Kifri bölgelerine birer tekke kurdu. Uzun bir süredir Biyara Medresesi’nde devam ettirilen ilim ve irşad faaliyetlerinde medresenin artık ihtiyaca cevap veremediğini görünce 1889 tarihinde müştemilatıyla beraber müstakil bir tekke ve medrese yaptırdı (Onun döneminde Biyara Medresesi’nde çok sayıda talebe eğitim görmüş ve mezun olmuşlardır). 1892 senesinde Tavila’da ve 1896 senesinde Serdeşt’te diğer bir tekke yaptırdı.[1]
Mektupları
Mevlânâ Hâlid’in vefatından sonraki dönemlerde tekkeye ait vakıf arazilerine ve düzenli gelirlerine el konulduğu, Ömer Ziyâeddîn et-Tavilî’nin II. Abdülhamid’e yazdığı mektuptan anlaşılmaktadır. Mektupta, Osmanlı Devleti’ne samimiyetle bağlı olan ve devletin devamı için her daim duâ eden mutasavvıflar olduklarını vurgulamıştır.
Diğer taraftan Kifri bölgesinde tekke yaptırmak için bir arsa satın almak istemiş, talip olduğu arsaya parası yetmediği için, atını satarak parayı denkleştirmiştir. Baban beylerinden Reşit Paşa, kendisine ait olan arsada tekke yaptırmak isteyen Ömer Ziyâeddîn’den para almamış ve arsayı da tekke yapımı için bağışlamıştır. Kifri'de Reşit Paşa’nın hibe ettiği arsada tekke yapıldıktan sonra 1312/1894 tarihinde Ömer Ziyâeddîn, II. Abdülhamid’e bir mektup yazarak tekkenin yanına bir cami yaptırmasını talep etmiştir. Sultan Abdülhamid, cami yapımı için 300 Osmanlı lirası göndermiştir.[2]
Ayrıca, kendisine Osmanlı Devleti’nin tahsis ettiği aylık 3 lira maaşı önce fakir ve muhtaçlara dağıtmış bir süre sonra ise bu aylığı almayı reddetmiştir. Neden bunu yaptığını soranlara ise; "Buraya insanlar her taraftan gelip kalırlar ve ben Beyt-ül mal'dan tahsis edilen bir paranın sorumluluğunu ve vebalini yüklenemem" diye cevap vermiştir.[3]
Aynı zamanda İran şahı Nasıreddin Şah’ın, tekkenin bütün masraflarını karşılamaya hazırım teklifine de olumsuz cevap vererek nazikçe reddetmiştir.[4]
Vefâtı
1318/1900 yılında vefat eden Ömer Ziyâeddîn’in kabri Biyara Tekkesi’nde bulunmaktadır. Kurulması ve imarı için çalıştığı dergâh ve medreselerden bir asır boyunca binlerce âlim ve veli yetişti.
Tarîkat Silsilesi
On erkek çocuğu bulunan Ömer Ziyâeddîn bunlardan ikisine irşad izni vermiştir. Bunlar Muhammed Alâeddîn ve Muhammed Necmeddin’dir.