Örtülü sermaye
Örtülü sermaye, kurumların, sıkı ilişki içinde bulundukları kişi ve kurumlardan sağladığı, sürekli olarak işletmede kullanılmasıyla sermaye işlevi gören borçlardır.
Yukarıdaki tanımda, bahsedilen kaynakların tamamı değil ancak; belirli bir haddi aşan kısmı örtülü sermayedir. Ülkeden ülkeye değişiklik gösteren bu oran Türkiye'de %300'dür. Buna göre; kurumların, işletmede kullandıkları borçlardan, öz sermayenin üç katını aşan kısmı, örtülü sermaye kabul edilir. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nda, örtülü sermaye üzerinden hesaplanan giderler, kanunen kabul edilmeyen giderler arasında sayılarak, vergi kaybını önlemeyi ve şirketlerin, sermaye yapısını güçlendirmeyi hedefler.
Örtülü Sermaye Kavramı
Örtülü sermaye kavramı özellikle şirketlerin finansman ihtiyacı ve bunu giderme yöntemleri ile ilgili ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan bakıldığında şirketlerin iki temel finansman alternatifi vardır. Bunlardan ilki hisse senedi satışı, ikincisi ise borçlanmadır. Çoğu zaman şirket sermayesinin kendisi kurumlar verginin konusunu oluştururken borçlanma ile sağlanan sermaye vergisel açıdan bir maliyet unsuru olarak göze çarpmaktadır. İşte burada hisse çıkarımı ile sağlanacak sermayeden ziyade borç yoluyla sağlanan sermayenin kullanımından doğan vergi avantajları şirketlerin bu durumu lehlerine çevirerek daha az vergi ödemelerine neden olmaktadır. Yapılan uygulama ise aslında örtülü sermayeden başka bir şey değildir.[1] Hukuki anlamda, örtülü sermaye bir tür muvazaalı işlemdir; sermaye söz konusudur ve bu sermaye olarak gözükmemekte, gizlenmektedir.[2] Görünürdeki işlem borçlanma işlemi, gerçek işlem ise sermaye tahsisi işlemidir.
Türkiye'de Örtülü Sermaye
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 12. maddesinde, örtülü sermaye şöyle tanımlanmıştır: "Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları her türlü borcun, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılacaktır."[3] Aynı kanunun 11. maddesinde; örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin, kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamayacağı, hükmüne yer verilmiştir. Örtülü sermayenin oluşumu, kuruma sermaye olarak konulabilecek nitelikteki bir paranın, borç olarak verilmek suretiyle, örtülü sermaye sahibine vergisi ödenmemiş bir kazanç temin etmek olabileceği gibi, Türkiye'de yaygın olarak görülen aile şirketi yapısından kaynaklanan, muhasebenin temel kavramlarından olan, kişilik kavramının göz ardı edilmesi olabilir.[4]
Örtülü sermaye nedeniyle ortaya çıkabilecek vergi kayıplarının engellenmesi amacıyla, bu tür işlemler, Vergi Denetim Kurulu bünyesinde Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması ve Yurtdışı Kazançlar Grup Başkanlıkları tarafından incelenir.
Borçların Örtülü Sermaye Kabul Edilmesinin Şartları
1 Seri No'lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde işletmede kullanılan borçların örtülü sermaye sayılabilmesi için gerekli şartlar şöyle sıralanmıştır:
- Doğrudan veya dolaylı olarak ortak veya ortakla ilişkili kişiden temin edilmesi,
- İşletmede kullanılması,
- Bu şekilde kullanılan borcun hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşması
Örtülü Sermaye Sayılmayacak Borçlanmalar
1 Seri No'lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde örtülü sermaye sayılmayacak borçlanmalar şunlardır:
- Gayrinakdi teminatlar karşılığında üçüncü kişilerden yapılan borçlanmalar
- Banka ve finans kurumlarından temin edilerek kullandırılan borçlar
- Bankalar tarafından yapılan borçlanmalar
- Finansal kiralama şirketleri, finansman ve faktoring şirketleri ile ipotek finansman kuruluşlarının bankalardan yaptıkları borçlanmalar
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ↑ Emrullah Aslan, Kurumlar vergisinde örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı, Afyon. 2006. sf. 4-5.
- ↑ Ali Geedan, Örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Muhasebe Finansman Bilim Dalı, Kayseri. 2010. sf.5
- ↑ 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, Madde 12, Resmi Gazete. Erişim Tarihi:08.03.2014
- ↑ Mehmet Arabacı, "Örtülü Sermaye Müessesesi ve Enflasyon Düzeltilmesi Karşısındaki Durumu", Vergi Dünyası Dergisi, Şubat 2006 (Sayı: 294), sf.84-87.