Şemseddin İltutmuş
Şemseddin İltutmuş | |
---|---|
İltutmuş mozolesi | |
Hüküm süresi | 1210–1236 |
Önce gelen | Aram Şah |
Sonra gelen | Sultan Rükneddin Firuz |
Eş(leri) | Şah Türkan |
Çocukları | Nasiruddin Mahmud, Raziya Sultan, Muiz ud din Bahram |
Hanedan | Memlük Hanedanlığı |
Ölüm |
1 Mayıs 1236 Delhi |
Dini | İslam |
Delhi Türk Sultanlığı hükümdarı. Aralık 1210'dan, 27 Nisan 1236'ya dek hüküm sürdü.
Türk kökenli olan İltutmuş, bir süre köle olarak Türkistan'ın çeşitli bölgelerinde bulunduktan sonra Gurlu Muhammed'in sarayında göev almıştı.[1] 1205'te katıldığı bir seferde Sultan'ın dikkatini çekip bizzat Sultan tarafından hilat giydirilerek şereflendirildi ve azat edildi.[1] Kutbiddin Aybek'in bir kızı ile evlendirildi.
Aybek öldükten sonra tahta çıkan Erem Şah'ın üke yönetiminde başarısız olacağı kısa sürede anlaşılınca Delhi'den gelen davetler üzerine Delhi tahtı için mücadeleye girdi ve galip gelerek tahta çıktı. Gurlular'ın Türk kumandanlarından Tâceddin Yıldız'ın Delhi Sultanlığı üzerine yürümesi üzerine Tarain düzlüklerinde onunla karşılaşıp esir aldı ve böylece gücünü sağlamlaştırdı.
1229'da Halife Muntasır'dan Nâsırü-l-Emir-ül-Mümînin unvanını aldı. Bengal'deki oğlu ve yardımcısı Nasırüddin Mahmud'un ölümüyle karışıklık baş gösterince Bengal'e sefer yaptı ve sükuneti sağlayarak geri döndü.[2]
Cengiz Han komutasında batıya doğru yayılan Moğol İmparatorluğu'nun baskısına direndi. Moğol istilasından kaçan çok sayıda Müslüman Türk Hindistan'a gelmiş ve ülkesine sığındı. Aralarında sanatkârlar, emir ve melikler hatta hükümdarlık yapmış kişiler bulunuyordu. İltutmuş bu kişilere itibar gösterip yönetiminde başarılı hizmetler göstermelerini sağladı; böylece Moğol istilasını kendi lehine çevirdi.[1]
Arka arkaya seferlerle Sind, Multan ve Bengal bölgeleri Türk hakimiyetine geçti. İltutmuş, Gucerat'ı ele geçirmeyi başaramadıysa da, Racputlar'ı yenilgiye uğratarak topraklarını güneye doğru genişletti, ayrıca yavaş yavaş Delhi Türk Sultanlığı'nın Ganj vadisine hakim olmasını da sağladı.
Ölümünden sonrası için kızı Raziye Begüm'ü veliaht gösterdi.
1236'da hayatını kaybetti; Delhi'de Kutub Camisi'nin kuzeybatı köşesindeki türbede toprağa verildi.[1]