Cem Ersever
Ahmet Cem Ersever | |
---|---|
Ahmet Cem Ersever | |
Takma adı | ACE |
Doğum |
1950 Erzurum, Türkiye |
Ölüm |
4 Kasım 1993 (43 yaşında) Ankara, Türkiye |
Bağlılığı | Türkiye |
Hizmet yılları | 1968-1993 |
Rütbesi | Binbaşı |
Birimleri | Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele |
Madalyaları | Türk Silahlı Kuvvetleri Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası |
Ahmet Cem Ersever (d. 1950, Erzurum - ö. 4 Kasım 1993, Ankara), Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele adlı birimin kilit isimlerinden biri olan Türk asker.
Babası İzzet Ersever'in Üsteğmen olmasından dolayı ilk öğrenimini yurdun değişik yerlerinde gördü.
1967 yılında TED Ankara Koleji'nden mezun oldu. Orta öğretimden sonra Kara Harp Okulu'na girdi. 1972 yılında Teğmen rütbesiyle mezun oldu. 1973 yılında Piyade Okulu'nu, 1974 yılında da Jandarma Subay Okulu'nu bitirdi. 11 Aralık 1979 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı tarafından İçel, Hatay, Gaziantep, Mardin, Urfa, Edirne, Kırklareli ve İzmir illerinde kaçakçılık olaylarını soruşturmakla görevlendirildi.
Yüzbaşı rütbesindeyken 12 Eylül Darbesi sonrasında Güneydoğu'da yaşanan terör olaylarına karşı mücadele etmek amacıyla istihbarat toplamak ve toplanan istihbarat ile operasyonlar düzenlemek amacıyla Jandarma istihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM) adı altında faaliyet gösteren merkezi bir örgütlenmenin fikir babalığını yaptı ve doğrudan Jandarma Genel Komutanlığı'na bağlı olarak çalışacak olan JİTEM'de aktif görev aldı.
JİTEM faaliyetleri
Güneydoğu Anadolu'da PKK ile yapılan terörist ve istihbarat çalışmalarının tümünde yer almış, silahlı çatışmalara bizzat katılmış, tüm faaliyetleri yönetmiş, PKK'ya yardım ve yataklık eden kişi ve gruplarla irtibat kurmuş, bunları tam yetkiyle ve Komutanlığa doğrudan bağlı olarak yürütmüştür.
Ersever ile Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu arasındaki ilişki olduğu ve Ersever'in Velioğlu'ndan çok iyi istihbarat aldığı, avukatı Emin Emir (MHP'nin eski lideri Alparslan Türkeş'in de avukatı) tarafından ifade edilmiştir. Özellikle 1989-1990 yıllarında bu ikilinin çok sık görüştüğünden bahseden Emir, Ersever’in o dönem 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' ilkesiyle hareket ettiğini ve ayrıca Hizbullah'ın devlet tarafından kurulduğuna dair Ersever'den herhangi bir şey duymadığını da belirtmiştir.
Orgeneral Eşref Bitlis'in şüpheli ölümünden sonra Mart 1993'te bu olayı protesto etmek için askerlikten istifa etti ve Mayıs 1993 ayında Milliyet gazetesine faksladığı özgeçmişinde "1984 yılından bugüne kadar yapılan yanlışlar, ihanetler ve ugulamalar konusunda Türk kamuoyunun aydınlatılması gerektiğine inanıyor ve görüşmeler sonunda belirlenecek bir tarihte Türk basınıyla kamuoyu önünde Celal Talabani'nin ihanetleri PKK ilişkileri, Güneydoğu'daki gerçek durum, köy korucuları, itirafçılar, faili meçhul cinayetler hakkında ve bazı siyasilerin örgütsel konumları hakkında açıklamalarda bulunacağımı beyan ediyorum." [1] ve "Güneydoğu Anadolu'daki olayların gerçekleri Türk milletinden gizleniyor" [2] dedikten birkaç ay sonra 4 Kasım 1993'te elleri önden bağlanmış kafasına iki el ateş edilmiş cesedi, Ankara Elmadağ ilçesi çıkışında bulundu.[3]
Kitapları
- Üçgendeki Tezgah, Ankara 1993.
- Kürtler PKK ve Abdullah Öcalan, Ankara 1993.