Camcorder
Camcorder (okunuşu: kemkordır), hem (video) film çekmek hem de oynatmak için kullanılabilen, video (film) kamerası. İngilizce Camera ve Recorder sözcüklerinden türetilmiş bir bileşik kelimedir.
Camcorder sözcüğüne, henüz TDK tarafından bir Türkçe karşılık önerilmemiş olmakla birlikte, 1985 yılında yayınlanan "Işıkizi fotoğrafçılık terimleri sözlüğünde", Günlük olarak tutulan ve geçmişi anlatan kişisel notlara günlük ya da günce, geçmişi anlatan görsel kayıtlara ise izlek denilmiştir. Buna göre, bir olayı görsel olarak anlatan, her türlü kayıt bir izlektir. Bu tanımın, "kaydedilmiş film ya da video görüntüsü anlamına geldiği görülecektir. Aynı sözlükte, video kamerası izçeker, çekilen filmi oynatmak için kullanılan aygıt ise izçözer olarak adlandırılmıştır.
Hareketli görüntüler çeken kameraların tümü (film ya da video kamerası) optik bir yanılsama temeli üzerine kurulmuştur. Buna göre, artarda çekilen resimler, belli bir hızla gösterildiği takdirde, göze, hareket ediyormuş gibi görünür. Gerek film kamerası gerekse video kamerası bu prensipten yola çıkarak geliştirilmiştir.
Tüm video ve film kameraları özü itibarı ile, hareketli görüntüler kaydetmeye yarayan bir fotoğraf makinesi türüdür. Artarda, belli bir hızla (prensip olarak saniyede 24 kare) fotoğraf çekme özelliği olan bir fotoğraf makinesi ile çekilmiş olan görüntüler, aynı hızla gösterilirse, optik bir yanılsama sonucu, hareket ediyormuş sanısı uyandırır. Film sanayi ve videografi bu temel üzerine kurulmuştur.
Tarihçe
Hem çekim yapabilen hem de çekilen görüntüyü anında oynatabilen aygıtlar bugünkü şeklini almadan önce, videoyu çeken kişi, kullandığı video kamerayı uzun bir kablo yardımı ile, bir oynatıcı aygıta (izçözere) bağlayarak kullanırdı. Video çekimi yapan kişinin, rahat şekilde hareket etmesini engelleyen bu aygıtlar, bir süre sonra, yerini, daha küçük ve birkaç kilo olan ve çanta gibi omuz üzerinden tek yanlı olarak boyna asılarak kullanılan çanta video oynatıcılara (izçözere) bıraktı. iki parça halinde kullanılan bu aygıtların kullanımı Sony adlı firma tarafından geliştirilen "Betamovie" adlı ilk camcorder piyasaya sürülünceye kadar devam etti. Ancak, bu aygıtların en küçüğü bile, gerek kullanılan teknik açısından, gerekse, boyut açısından, bugünkü avuçiçi aygıtlar ile kıyaslanamayacak kadar iri ve kaba idi.
İlk Camcorder
1970'li yıllarda, Sony adlı bir elektronik firması tarafından geliştirilen "Betamax" adlı aygıt, teknik olarak bugünkü Camcorderin atası kabul edilir. Elde edilen görüntüyü doğrudan, bir manyetik bant üzerine kaydeden bu aygıt, sadece örneksel (analog) ses ve görüntü kaydı yapabilmekte idi.
Güncel gelişmeler
Bir Camkorder'in en temel özelliği, çekilen görüntüyü, doğrudan, elektro-manyetik bir ortam üzerine kayıt edebilme özelliğidir. Bu ortam, elektro manyetik bir bant (Video kaseti) olabileceği gibi, Veri kayıdı için kullanılan bir CD (Yoğun Teker) de olabilir. Bu kameraların bir diğer özelliği ise, çekilen görüntünün, çekimle eş zamanlı olarak, görüntü sergileyici (görser) denilen bir ekrana aktarılmasıdır. Bu sayede, çekilen görüntü, çekim sırasında, bir ekran üzerinden izlenebilir.
Çekilen görüntü doğal olarak "işlenmemiş", "ham" bir görüntüdür. Bu görüntünün bir "Filme" dönüştürülmesi için, Görüntü işleme yazılımı grubuna giren bigisayar yazılımlarından biri (ya da birkaçı) kullanılarak, istenmeyen bölümlerden arındılması, temizlenmesi ve montajının yapılması gerekir. Bu işleme görüntü işçiliği (Video işçiliği - Videobearbeitung) denir. Ancak çekilen görüntü, istenirse, olduğu gibi bırakılarak da kullanılabilir.
Elde edilen görüntünün, bir telvizyon ekranında izlenebilmesi için iki yöntem vardır. Bunlardan biri, Camcorderi uygun bir bağlantı kablosu yardımı ile doğrudan televizyona bağlamak, ya da, kayıt aracı olan bant ya da CD yi bir izçözer (Video oynatıcı - Videoplayer) ile kullanmaktır.