Chicago Mezbahaları
Şikago Mezbahaları, (İngilizce özgün adı The Jungle) Upton Sinclair’in yazdığı ve ABD’deki işçi sınıfının durumunun çarpıcı bir şekilde anlatıldığı kitap.
Arka plan
Upton Sinclair bu kitabı yazmak için Şikago şehrine gelir. Şehre geldiğinde “Merhaba! Ben Upton Sinclair, buraya işçi sınıfı hareketinin Tom Amca’nın Klubesini yazmaya geldim!” dediği söylenir. Hemen bir daire kiralar ve günlük hayatın içine girer, caddelerde gezer, insanlarla konuşur, fotoğraflar çeker. Bir Pazar günü Litvanyalı göçmenlerin bir düğününe katılır ve bu sahneyi kitabına giriş bölümü yapar. Düğün sahipleri onu seve seve ağırlar ve ertesi sabahın erken saatlerine kadar orada kalır.
Basım
Roman ilk olarak 1906 yılında The Appeal to Reason adlı sosyalist dergide yayınlanır. Roman hali ise 28 Şubat 1906 tarihinde Doubleday Page&Company tarafından basılır ve kapışılır.
Konusu
Roman bir Litvanya düğün ziyafetinin ayrıntılı tasviriyle başlar. Okur burada romanın bütün ana karakterleriyle tanışır: Jurgis Rudkus ve yeni eşi Ona ile geniş aileleri ve arkadaşları. Ziyafetin yapıldığı binanın önünden geçen neredeyse herkes içeriye girerek eğlencelere dahil olur, aile Amerika'da olmasına rağmen Litvanya’daki adet hala geçerlidir. Müzisyenler çalmakta, konuklar dansetmekte ve içki bolca akmaktadır, ancak ortada çok dehşetli bir durum vardır: düğün sahiplerinin bu cömertlikleri onları korkunç bir borcun altına sokmuştur. Konuklardan alınan değersiz hediyeler de yardımcı olmaz. Litvanya’dan iş bulma umuduyla ayrılan Rudkus ailesi Chicago’nun arka mahallelerine yerleşir. 19. yüzyılın sonlarıdır ve birçokları gibi Amerikan Rüyasını gerçekleştirmeye çalışacaklar ve başarısız olacaklardır. Jurgis ile birlikte babası Antanas, nişanlısı Ona, onun üvey annesi Teta Elzbieta, onun ağabeyi Jonas ve 6 çocuğu ile Ona’nın kuzeni Marija gelmiştir. İlk andan itibaren hayatta kalmak için birçok şeyden feragat ederler. Düzenbazlarca aldatılırlar, emlakçı tarafından dolandırılırlar. Sadece Jurgis’in çalışması ile geçinebileceklerini öngören tüm aile bireyleri zamanla sırayla işe girmek zorunda kalır. Buna küçük çocuklar ve Jurgis’in yaşlı ve hasta babası da dahildir. Herkes aile bütçesine katkı yapmaya çalışır. Kapitalist bir toplumda çalışma zorlukları aileyi patronların ve ayrıcalık sahibi sınıflara yem yapar. Şikago iş piyasasının acımasız çarkları arasında ezilirler, herkesin bir bedeli olduğu piyasada satın alınıp satılırlar, hükümet yetkililerinin polisin ve yargıçların bile bir bedeli olduğunu öğrenirler. Hakkını arayıp diklenenlerin karalisteye girip iş bulamadığını öğrenirler. Aile bir dizi talihsizlik ve önlenebilecek ölümler sonucu dağılır. Kahramanımız Jurgis ABD’ye geldiğinde genç, kuvvetli, dürüst ve saftır, okuma yazması yoktur. Ancak güçlü Litvanyalı genç ABD'li patronlar için kolay lokmadır. Yıllarca çok az maaşa uzun saatler boyunca sömürüldükten sonra posası atılan bir meyve gibi kenara atılınca Yeni Dünya’ya ait rüyaları yerle bir olur. Karısı Ona parasızlıktan dolayı doktorsuz bir çatı arasında doğum yapmaya çalışırken ölünce sarsılan Jurgis, oğlunun çamur deryası ara sokakta boğulmasıyla kendisini kaybeder. Dehşetle şehri terk eder, kır hayatına uyum sağlar, biraz kendisine gelse de iş hayatından kaçışı yoktur.Para bulabilmek için yasadışı işlerle uğraşır, çetelere girer, hırsızlık yapar, para karşılığı seçimlerde sahte oy kullanır, hatta eskiden çalıştığı mezbahada iş koşullarının düzeltilmesi ve maaş zammı için grev yapan arkadaşlarına karşı patrondan yana grev kırıcı işçi olarak çalışır. Ancak bu parlak dönem karısının parasızlığından faydalanarak onu geneleve götüren ustabaşı Connor’ı görüp dövmesiyle sona erer. Siyasi olarak patronların sevdiği Connor, Jurgis’in elindeki bütün olanakları kaybetmesine yol açar. Bir gece amaçsızca dolaşırken sokakta propaganda yapan bir sosyalist hatipe rastlayan Jurgis bir anda kendisine gelir. Çekmekte olduğu çilelere karşı çıkmanın yolunun sosyalizm ve sendikacılıktan geçtiğini görür. Sosyalist bir başka işçi tarafından aralarına alınır ve Jurgis ailesine, topluma karşı sorumlu olduğunu hatırlayarak eşinin ailesinin yardımına koşar. Ancak bazı şeyler için geç kalmıştır. Sonunda Jurgis bir sosyalist mitingde Chicago bizim olacak! diye umut ve kavga inancıyla bağırmaktadır.
Karakterler
- Jurgis Rudkus
- Ona Lukoszaite
- Dede Antanas Rudkus
- Jokubas Szedvilas
- Tamoszius Kuszleika
Eleştiriler
Upton Sinclair’in kitabının orijinal ismi olan The Jungle (Türkçesi:Cangıl, balta girmemiş orman) ile kapitalist sisteme ağır bir eleştiri getirmektedir. Amerikan toplumunun sanayi devrimiyle birlikte makinalaşması topluma gelişme ve iyilik yerine bunların tam tersini getirmiştir. Toplum çok büyük bir cangıla dönmüştür. Herkes kendi ayakları üzerinde durmak zorundadır, düşene acımak yoktur; bencillik, rekabet ve ahlaksızlık kolkola gider. Güçlü olanın ayakta kalacağı için insan yaşamak için güçlü olmak zorundadır. Kapitalizmin aç gözlü rekabetçiliği yerilir. Aslında bu cangılda ayakta kalanlar en güçlüler değil en ahlaksızlardır, bu gerçek de patronların iç dünyasına yakından bakıldığında görülür.
Sinclair’in özellikle Jurgis’in ilk işi olan mezbahaların durumunu ayrıntılı anlattığı bölümdeki çarpıcı sahneler özellikle gıda sanayisini derinden etkilemiştir. Yazarın amacı özellikle gıda sanayisini eleştirmek olmayıp, kapitalist sistemin kâr üzerine dönen çarklarına dikkat çekmek olsa da, okuyucular gıda sanayisinin iç yüzünü şaşkınlıkla öğrenmişlerdir. Kitabın yaygın olarak okunmasından sonra devlet ve özel şirket yetkilileri bu alanda çeşitli önlemler almak zorunda kalmışlardır. Bu konuyla ilgili Sinclair şöyle diyecektir: Ben toplumun kafasına hedef aldım, attığım yumruk midesine geldi!
Bilgiler
- Basım tarihi:1968
- 396 sayfa
- May Yayınları
- Çeviri:Zeyyat San