DX'cilik
DX'cilik[1][2], Amatör telsizcilerin uzak mesafelerden yayınlanan radyo ve televizyon sinyallerini saptayıp bu yayınların yapıldığı istasyonları tanımlamaları ve onlarla iletişim kurmalarına dayalı hobilerini tarif eden terimdir.
DX'ciler yeni bir yayın saptadıklarında bunu teyid ettirmek için yayıncıdan "QSL kartı" adı verilen bir sertifika talep ederler ve kartpostala benzeyen bu kartların da koleksiyonunu yaparlar. Bu uğraşının yayıncılar açısından faydası ise, yaptıkları yayının hangi mesafelere kadar uzandığını, yani vericilerinin gücünü saptama olanağını elde etmeleridir.
Terminoloji
"DX" telgrafın ilk günlerinde kullanılan "distant" (uzakta) sözcüğünün kısaltmasından gelmektedir. Günümüzde ise "DX" sözcüğü İngilizce "distant" sözcüğü ile "X" (bilinmeyen)'in bileşimiyle açıklanmaktadır ve "uzaklardan yayın yapan bilinmeyen radyo istasyonu" anlamına gelmektedir[1]. "QSL" ise yine telsiz-telgrafa ait bir Q kodundan türetilmiştir ve "radyo yayınımızı aldığınızı onaylıyorum" anlamına gelmektedir.
Yöntem
DX'ciler kendi aralarında haberleşen amatör telsizcilerden farklı olarak, çeşitli ülkelerde yerleşik ulusal veya uluslararası çapta kamuya yayın yapan istasyonların yayınlarını saptamaya çalışırlar. Bunun için de elektromanyetik dalgaların tabiatı gereği "kısa dalga", "uzun dalga" ve "orta dalga" alıcılar kullanırlar. Bu frekanstaki yayınlar uzak mesafelere kadar yayılabilirler. Seyrek de olsa "TV" ve "FM" DX'ciliği de yapılmaktadır. Bunların arasında en çok kullanılan kısa dalga alıcılarıdır, zira kısa dalga radyo frekansları iyonosfer'den defalarca kırılıp tekrar yeryüzüne yansıdığı için ufuk çizgisinin ötesine de geçerek çok uzak mesafelerden bile alınabilmektedir. İyonosferin bu özelliği geceleri daha da belirgin hale geldiği için vericilerin yayın gücü geceleri daha da artmaktadır. Uzak mesafelerdeki zayıf sinyallerin alınabilmesi için de çoğunlukla harici bir dipol anten gereklidir.
Tarihçe
DX'ciliğin tarihi neredeyse radyo yayınlarının başladığı yıllara kadar uzanır. 1920'ler öncesinde çok ucuza mâledilen, evlerde ve okullarda basit aletlerle oluşturulabilen ve güç kaynağı istemeyen "kristal radyo"larla (bunlara "kedi bıyığı" alıcılar da deniyordu) ve teraslara veya bahçelere gerilen uzun tellerin anten olarak kullanılmasıyla radyo meraklıları tek tük uzak sinyaller yakalıyabiliyorlardı. Radyoculuğun gelişmesinde bu basit aletlerin de, yani ilk DX'cilerin de büyük etkisi olmuştu.
Genlik modülasyonlu (AM) yayınlar 1950'lerde özellikle de ABD'de çok gelişmiş, popüler müziğin gelişimine paralel olarak 1970'lere kadar da gelişmesini sürdürmüştü. Orta dalga üzerinden yapılan bu yayınlar bu tarihten sonra daha temiz bir ses veren (ama daha kısa mesafelere yayın yapabilen) Frekans modülasyonlu (FM) yayınların başlamasıyla popülerliğini yitirmeye başlamıştır. Sayıları azalsa da bugün halâ AM orta dalgadan yayın yapan birçok istasyon ve bunların takipçileri olan DX'ciler vardır.
Kısa dalga üzerinden yapılan yayınlar DX'ciliğin temelini oluşturur. Bu yayınlar atmosferik koşulların da etkisiyle umumadık mesafelerden alınabiliyordu. Savaş ve çatışma dönemlerinde sınırları kolayca aşan bu yayınlar sayesinde insanlar diğer ülkelerde olan bitenlerden kolaylıkla haberdar olabiliyorlardı. Bu özelliğinden dolayı bu yayınlar propaganda ve casusluk amacıyla da yaygın olarak kullanılmışlardır.
SINPO raporu
DX'ci bir sinyal yakaladığı zaman yayının hangi ülkeden ve hangi istasyondan yapıldığını saptamaya çalışır. Bir süre izlediği bu yayınları değerlendirmeye çalışır. Özel bir yayının tarihini ve saatini, programın ayrıntılarını, dalga boyunu vb not eder. Ayrıca yayın kalitesi hakkında bir rapor hazırlar ve bu raporu yayıncı kuruluşa postalar. Yayın kalitesini değerlendiren bu rapora "SINPO raporu" adı verilir. SINPO şu İngilizce sözcüklerin baş harflerinden oluşmaktadır: "S" (Signal strength: Sinyal gücü); "I" (Interference: Yayın karışması); "N" (Noise: Parazit); "P" (Propagation: Saçılma, yayılma); "O" (Overall merit: Genel yayın kalitesi). DX'ciler bu parametreler için 1 ila 5 arasında bir değerlendirme yapar. Örneğin "SINPO: 55555" çok iyi bir yayın kalitesini, "SINPO: 11111" ise çok kötü bir yayın kalitesini belirler. Yayıncı kuruluş kendisine doğrulanması için gönderilen bu dinleyici raporunu ve dünyanın dört bir köşesindeki başka dinleyicilerden benzer raporlardan aldığında bir değerlendirme yaparak yayınlarının nerelere kadar, hangi kalitede ve güçte ulaşabildiği hakkında bilgi edinmiş olur. Raporu gönderen dinleyiciye de, istasyonun yayınlarının adı yazılı kişinin bildirilen yer ve tarihte dinlediğini onaylayan bir ispat kartı gönderir. Bu kartlara da "QSL" kartı adı verilir.
QSL kartı
Amatör DX'cinin radyo yayıncısına gönderdiği dinlemedeki rahatlık derecesini yani yayın kalitesini değerlendiren SINPO raporuna cevaben yayıncının da DX'ciye gönderdiği kartpostal boyutlarındaki albenili ispat kartlarına "QSL" kartı adı verilir. "QSL" de telsiz-telgrafa ait bir Q kodundan türetilmiştir ve "radyo yayınımızı aldığınızı onaylıyorum" anlamına gelmektedir.
"QSL" kartlarının ön yüzlerinde genelde tıpkı bir kartpostalda olduğu gibi, ilgili ülkenin kültürünü ve teknolojik atılımlarını betimleyen bir grafik, fotoğraf veya bir slogan yer almakta, arka yüzlerinde ise alındı bilgileri bulunmaktadır. Bu kartlar yayıncı kuruluş ve yayıncı ülke için bir propaganda fırsatı doğurması açısından yarar sağlamaktadır. DX'ci ise hem bu ilgi çekici kartların koleksiyonunu yapmakta hem de ilgili ülkelerin dilleri, kültürleri hakkında bilgi sahibi olmaktadır. Ayrıca iletişim olanaklarının günümüze kıyasla daha kısıtlı olduğu dönemlerde, özellikle de Soğuk Savaş yıllarında, sınırları kolaylıkla aşan bu yayınlar sayesinde dünyada olup bitenlerden oldukça çabuk ve birincil kaynaklardan haber alma olanağı bulabilmekteydi.
Radyo yayınları yurt dışından da izlenebilen TRT'den, sadece 1972 yılı içinde tam 21 ülkeden 3600 DX'cinin doğrulama kartı ("QLS kartı") istediği bildirilmiştir. TRT'nin "Yurt Dışı Yayınları Dairesi Başkanlığı" bünyesindeki bir servis bu tür isteklere cevap vermiştir. Böylece, özellikle de "Türkiye'nin Sesi Radyosu"nun dünyanın hangi kesimlerinden hangi güçte izlenebildiği ile ilgili istatistikler oluşturmak mümkün olmuştur[2].
Donanım
Basit bir portatif transistörlü radyodan binlerce dolar değerinde telsiz donanımına kadar değişen geniş bir yelpazede her türlü radyo alıcısıyla DX'cilik yapmak mümkündür. Bugünlerde popülerliğini yitirmiş olsa da ev yapımı basit "kristal radyo alıcılarıyla" bile uzaktaki yayınları saptamak mümkün olabilmektedir. Pahalı ekipmanların ucuz el radyolarına büyük bir üstünlüğü olmadığı hakkında tartışmalar da yapılmakla birlikte ciddi amatörlerin kullandıkları pahalı ekipmanların birçok başka özelliğinin yanı sıra, yayın frekansları birbirlerine çok yakın istasyonlardan istenmeyenleri filtreleme olanakları vardır. Böylelikle yayınların karışmaları (interferans) ve parazitler önlenebilmektedir.
Dik açılı en az iki dipol antenin kullanılması da DX'ciliğin olmazsa olmazlarındandır. Bu antenler alış gücünü dramatik bir biçimde arttırırlar ve maliyetleri oldukça düşüktür.
|
|
|
Ayrıca bakınız
Kaynaklar
- 1 2 Milliyet, Gazetesi TV-Radyo dergisi eki (19 Şubat 1973). "DX'cilik, Radyo Dinleyicileri İçin Yeni Bir Merak". s. 14. http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/Ara.aspx?araKelime=dx%27%C3%A7ilik&isAdv=false. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2013.
- 1 2 Milliyet, Gazetesi TV-Radyo dergisi eki; Ozan Sağdıç (12 Mart 1973). "DX Türkiye'de de İlgi Görüyor". s. 3. http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/Ara.aspx?araKelime=dx%27%C3%A7ilik&isAdv=false. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2013.
Dış bağlantılar
- DX'cilikle ilgili bir Açık Dizin Projesi.
- Radyo amatörleri için DX
- İçinde "Türkiye'nin Sesi Radyosu"nun da yer aldığı bir kısa dalga bloğu