Demir eksikliği anemisi

Demir Eksikliği Anemisi

Alyuvarlar
Sınıflandırma ve dış kaynaklar
ICD-10 D
ICD-9 280
Hastalık Veri Tabanı 6947
eMedicine med/1188
MeSH D018798

Demir Eksikliği Anemisi en sık görülen kansızlık tipidir, sideropenik anemi olarak da adlandırılır. Küçük alyuvarlarla karakterize Mikrositik Anemilerin en büyük sebebidir.

Demir Eksikliği Anemisi, demirin yiyeceklerle alımının ya da bağırsaklardan emiliminin az olması sonucu Hem yapısına fazla giremeyerek Hemoglobin yapımının azalmasına sebep olmasıyla karakterize bir kansızlık türüdür.

Demir Eksikliği Sebepleri

Eksiklik fizyolojik olarak artan ihtiyacın karşılanamaması ya da kaybın artması ile ortaya çıkabilir. En sık nedenler:

Erişkinlerde;

Kadınlarda fizyolojik kan kayıpları (menstruasyon): Kadınlarda menstruasyon sonucunda aylık ortalama 30 ml kan kaybı olur. Kadınların %10-25’i de 60-80 ml’den fazla kan (bu da yaklaşık olarak 30-40 mgr demir eder) kaybederler. Doğum kontrol yöntemleri bunu değiştirir. Örneğin doğum kontrol hapları azaltırken, Rahim içi araçlar artışa neden olur.

Hamilelik: Hamilelik sırasında demir gereksinimi artar ve günlük gereksinim giderek artarak son 3 ayda 3-7 mgr düzeyine çıkar. Hamilelerde demir gereksinimi artarken alınan demir miktarı sabit kalır ve yeterli depo demiri olsa bile annede zamanla demir eksikliği ortaya çıkar. Hamile kadınlarda yapılan tetkiklerde eğer hemogramda hemoglobin 11 gr’ın altında ise demir eksikliği anemisi tanısı konmalıdır. Bu durumda fetüs de etkilenecektir. Özellikle hemoglobin değeri 9 gr’ın altına düşünce gebelik ile ilgili komplikasyon görülme riski artar.

Süt çocuğu ve oyun çocuğu: Sağlıklı ve normal doğum zamanında dünyaya gelmiş bir bebekte anne sütü ile beslendiği 4-6 aylarda demir rezervleri yeterlidir. Ancak sonrasında ek demir ihtiyacı ortaya çıkar.

Prematüre bebekler: Doğum anında hemoglobin düzeyleri normal olsa da depo demirleri yetersiz olduğu için demir eksikliği daha erken dönemde ortaya çıkar.

Gıda demirinin yetersiz emilimi: Emilim bozukluğuna yol açan hastalıkların başında çöliak hastalığı görülür. Bağırsak mukozasında , özellikle de incebarsakta oluşan patolojik değişiklikler ve demir ile yüklü enterositlerin hızla artılımı ile kendini gösteren bir hastalıkdır. Bağırsak mukozal fonksiyonunda bozulma meydana gelir ve demir transportu bozulur. Mukozanın yenilenmesini temin için gliadin içermeyen gıdalar ile beslenme ve demir desteği gerekir.

Patolojik kan kayıpları: Demir tedavisi uygulanması için anlamlı olanlar kronik ve genelikle gizli olan kanamalardır. Bu tıp kanamalar genelde kadınlarda genital sistemden olsa da karşımıza en sık gastrointestinal kanamalar çıkar.

Kan verme: Kan veren kişilerde de yine aynı şekilde demir eksikliği ve sonuçta demir eksikliği anemisi ortaya çıkabilir.% de 15 gr hemoglobin değerlerine sahip biri bir ünite kan verirse (yaklaşık 500 ml) 250 mgr kadar demir kaybı olur. Adet gören kadınlarda bu bir defalık bağış dahii demir depolarının boşalmasına yol açabilecek iken yetişkin sağlıklı bir erkekte 3-4 kez kısa aralıklı kan verdikten sonra aynı durum ortaya çıkabilir. Serum ferritin düzeyi bakmak sureti ile gereğinde bu kişilerde tedavi almalıdır.

Yanlış ve yetersiz beslenme: Özellikle et yemeyen vejetaryen kişilerin gıdalar ile yeterli demir alamamaları ve bazı malabsorbsiyon hastalıklarında görülen yetersiz demir emilimi demir dengeleri eksiye götürür. Birçok zayıflama diyeti de demir açısından zayıftır.

Kronik böbrek yetmezliği: Kronik böbrek yetmezliği durumlarında ve bu yüzden sık sık dializ makinelerine bağlanan hastalarda demir bilançosu bozulur. Bu kişilerde diette et ve et ürünleri kısıtlanmıştır. Eritropoietin üretimi etkilenmiştir ve sonuçta ciddi anemiler görülür.

Demir Eksikliği Safhaları

PRELATENT :Prelatent ( depo-) demir eksikliği. Tanı koymak için detaylı tetkik gerektirir. Daha çok akademik açıdan önemlidir. Klasik olarak bakılan kan tetkikleri ile tanı koymak mümkün değildir. Bu dönemde organizma demir açığını depolardan ve emilimi artırarak kapatmaya çalışır. Kemik iliği incelendiğinde makrofajlarda demir depolarının hiç olmadığı ya da çok az kaldığı gözlenir. Demir emiliminde meydana gelen artış ise radyoaktif olarak işaretlenmiş Fe ‘in tüm vücutta tutulumunu ölçen test ile mümkündür. Bu dönemde serum ferritin düzeyi ancak bu testler ile birlikte değerlendirildiğinde anlamlıdır.

LATENT DEMİR EKSİKLİĞİ:Demir deposunun tamamen boşalması ile karakterizedir. Organizma transport halindeki demiri tüketmeye başlamıştır. Total demir bağlama kapasitesinde ve serbest ve total transferrin miktarında artış olur. Serum demir miktarı düşer. Nadiren bu evrede serum demir miktarı sabit kalabilir.

ANEMİ İLE BİRLİKTE AÇIK DEMİR EKSİKLİĞİ:Bütün kan değerleri ( hematolojik parametreler) normalin dışına çıkarlar

Tedavi

Açık bir demir eksikliği ya da latent bir eksikliği saptandığı anda demir tedavisine başlamak önemlidir. Ana amaç öncelikle demir eksikliğini gidermek ve gelişmiş bir anemi varsa buna bağlı hematolojik değerler değişmiş ise bunları düzeltmektir. Sonuç olarak amaç hemoglobin miktarını ve eritrosit sayısını normal sınırlara çıkarmak,demir depolarının tümüyle ya da bir ölçüye kadar doldurulmasıdır. Uzun süreli bir tedavidir. Anemiye bağlı klinik belirtiler ve hematoloik değerler normale geldikten sonra da depoları doldurmak için belli bir süre daha tedaviye devam etmek gerekir. Tedavide önemli olan nokta elbette ki kişide anemiye neden olan esas nedeni bulup düzeltmektir. Anemi sindirim sisteminde oluşmuş bir tümör ya da başka bir nedene bağlı olan bir kanama sonucunda ortaya çıkabilir. Kronik enfeksiyonlarda aynı şeklide neden olabilir bu durumda anemiyi tedavi ederken esas neden de tedavi edilmeli yoksa anemi belli bir süre sonra tekrar ortaya çıkar ya da tedavide başarı düşük olabilir.

Tedavide ağız yoluyla alınan ya da enjekte edilen demir preparatları kullanılır.

TEDAVİYE CEVAPSIZLIĞIN NEDENLERİ

  1. Tanı yanlıştır
  2. Kanama kaynağı vardır ve tespit edilememiştir.
  3. Emilim ve sindirim bozukluğu dolayısıyla verilen demir emilememiştir. Ya da yetersiz oranda emilmiştir.
  4. Gıdalar ile ya da bazı özel ilaçlar ile birlikte alınmıştır ve demir bağlanmıştır.
  5. Hasta ilacı ya kullanmamış ya da uygun şekilde almamıştır.

TEDAVİ SÜRESİ Tedavi süresi öncelikle demir açığının büyüklüğüne bağlıdır. Hastanın demir depolarının durumu , hemoglobin düzeyi ve altta yatan hastalık tedavi süresinde önemlidir. Optimal bir demir tedavisinde beklenen günlük hemoglobin artışı 0.1-0.2 gr civarındadır. Ancak hamile kadınlarda bu artış daha geç ve yavaş olur. Demir eksikliği anemisi görülen hastalarda depoların dolması için tedavi hastanın kan değerleri normale döndükten sonra da devam ettirilmelidir. Yine demir tedavisi başlandıktan sonraki 10. günde yapılacak periferik yaymada retikülosit sayısının artması ile tedavinin ve teşhisin doğruluğu saptanabilir.

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/24/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.