Elâzığ ağzı
Elâzığ Ağzı (veya Harput Ağzı), Türkiye Türkçesi ağızlarının doğu grubunda yer almaktadır. Kullanılan kelime ve telafuzlar temelini, şu anki Elâzığ ili sınırları içerisinde bulunan tarihi Harput'tan alır.
Kelimelerin Bazı Telafuzları
Elâzığ ağzı telaffuzlarına genellikle -yor eki atılır.
- 1. tekilde (ben) kelimenin sonuna -im eki getirilir. Örneğin: Gid -(i)yor -um kelimesinde -yor eki atılarak 'Gidim' şeklinde telafuz edilir.
- 2. tekilde (sen) kelimenin sonuna -isin eki getirilir. Örneğin: Gid -(i)yor -sun kelimesinde -yor eki atılarak 'Gidisin' şeklinde telafuz edilir.
- 3. tekilde (o) kelimenin sonuna -i eki getirilir. Örneğin: Gid -(i)yor kelimesinde -yor eki atılarak 'Gidi' şeklinde telafuz edilir.
- 1. çoğulda (biz) kelimenin sonuna -ik eki getirilir. Örneğin: Gid -(i)yor -uz kelimesinde -yor eki atılarak 'Gidik' şeklinde telafuz edilir.
- 2. çoğulda (siz) kelimenin sonuna -isiz eki getirilir. Örneğin: Gid -(i)yor -sun -uz kelimesinde -yor eki atılarak 'Gidisiz' şeklinde telafuz edilir.
- 3. çoğulda (onlar) kelimenin sonuna -iler eki getirilir. Örneğin: Gid -(i)yor -lar kelimesinde -yor eki atılarak 'Gidiler' şeklinde telafuz edilir.
Kelimelerin çoğunda 'k' harfi değiştirilerek 'g' şeklinde telafuz edilir.
Bazı Kelimelerin Elâzığ Ağzı Karşılığı
Günlük hayatta kullandığımız bazı kelimelerin Elâzığ Ağzı karşılığı şöyledir:[1]
Söylenen Kelime | Kelimelerin Karşılığı |
---|---|
Ayancah | Merdiven |
Ayınmah | Uyanmak, kendine gelmek. Fark etmek, sezmek. Bir zarara uğrayacağını anlayıp önlemek |
Baboş | Yiğit, delikanlı,çocuk ve gençlere sevgi ifade eden hitap. |
Basduh | Pestil, Üzüm ya da Dut şırasından yapılır. Erik ezmesindende yapıldığı olur. Bağ-nişe-erük basduğu gibi isimlere ayrılır. |
Bıldır | Geçen Yıl. |
Bibi | Hala |
Cısdıbıldah | Çırıl çıplak. |
Cıncıh | Temiz, çok temiz. |
Çağa | Çocuk |
Çağam | Yavrum, çocuğum. |
Çüt | Çift, iki kişi beraber. |
Densüz | Akınsız, izansız, münasebetsiz. |
Devresü | Ertesi. |
Diyesin | Acaba. |
Diyeze/Eze | Teyze |
Dönbek | Darbuka |
Dutunu | Dut'un çukur taş içinde dövülüp un haline getirilmiş hali. |
Enselemek | Kovalamak. |
Erçel | Yaramaz, huysuz çocuk. |
Erişte | Makarna gibi kesilip, çorbası yapılan kurutulmuş hamur. |
Eşgere | Aşikar, açık. |
Evermek | Evlendirmek. |
Eyreti | İyreti, emanet. |
Farşımalamat | Gizli yapılan bir işin açığa çıkması. Rezil olmak. |
Gakgo | Ağabey, büyük kardeş. |
Gakgoş | Abi, kardeş anlamında hitap. |
Garnağıssi | Karın ağrısı (Beddua) |
Garış | Beddu'a. Garış vermek: Beddu'a etmek. |
Gaynata | Kayın baba, kayın peder. |
Gıggılik | Tepe, zirve, en uç yükseklik. |
Gırnata | Kılarnet |
Gişi | Koca, eş. |
Gurabiye | Bisküvi, kuru pasta. Gurabiye çocuğu: Kibar, nazik. |
Gurut | Suyu süzülmüş yoğurtun kurutulmasıyla yapılan bir yemek malzemesi. |
Güvegi | Damat |
Gövüllenmek | Sevdalanmak. |
Hımik | Burnundan, genizden konuşan. |
Hıllike | Giyimine özen göstermeyen. |
Horata | Laf söz.. |
Horata etmek | Laflamak. |
İsot | Biber |
İtürmüşüm | Unutmuşum. |
Kırtik | 1- Pek az, azıcık. 2- Kullanılmakla az bir parça kalmış sabun. (Bir kırtik kalmış) |
Kortik | Çukur. |
Gumbik | Küçük tümsek. |
Küvre | Sünnet olan çocuğu kucalayan. |
Loğ | Dam toprağını şıkıştırmakta kullanılan taş silindir. |
Makaraları koyvermek | Topluca gülmek. |
Mahna | Bahane. |
Mezre/Mezire | Mezra, Şehir Harput'ta iken şimdiki Elazığ'ın yerinin adı. Yakın zamana kadar, Harputlular ve çevre köylüler Elazığ'a mezre veya Mezzire derlerdi. |
Mıkayyet olmak | Sahip çıkmak, sahip olmak. |
Mıhaşer/Mıkaşer | Kabuğu çıkarılmış ve iki parçaya ayrılmış kara nohut. Erişte çorbasına konulur. |
Mozik | Topaç |
Orcik | Cevzili sucuk. Üzüm şırasından yapılan bulamaca, ipe dizilmiş ceviz badem içi dizisi birkaç defa batırılıp kurutularak yapılır. |
Örken | Kalın ip halat. |
Ösgemek | Özlemek. |
Pırçikli | Havuç |
Pirpirim | 1- Semizotu. 2- Çok yaşlı ya da düşkün kişi. |
Sufat | Surat, sima. |
Sitil | Bakraç, kova. |
Şeve | Camdan yapılmış bilezik. |
Şeve gırmah | Hareketli, edalı ve işveli bir şekilde oyun oynamak. |
Şılombu patlatmak | Gaz yapmak, osurmak, yellenmek. |
Taka | Duvarda yapılmış kapaksız küçük dolap. |
Tavlanmah | Şişmanlamak. |
Tavlu | Şişman. |
Tevekkeli | Akılsız, saf, sehlük. |
Tump | İki tarla arasındaki sınır belirleyen toprak yükseklik |
Tosbağa | Kamlunbağa. |
Usulcanah | Yavaşca, sessizce. |
Utmah | Oyunda ya da kumarda kazanmak. |
Utuzmah | Oyunda ya da kumarda kaybetmek. |
Ürkütmek | 1-Hayvanı korkutup kaçırmak. 2-Çalmak aşırmak. |
Üsgüre | Derin çorba kasesi. |
Yatsı Mehli | Yatsı namazı vakti. |
Yalavuz | Yalnız |
Yarennik | Şaka. |
Yarennik etmek | Şakalaşmak. |
Zokah/Zuvah | Sokak. |
Zurba | Kuş sürüsü. Sürü. Kalabalık.. |
Kaynakça
This article is issued from Vikipedi - version of the 8/20/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.