Esîr

Dante'nin İlahi Komedya'sındaki gök katlarının Botticelli tarafından tasviri

Esîr, eski stoacıların ve günümüzde teozofların "ether" dedikleri, maddenin insanın beş duyusu ile algılayamadığı; katı, sıvı ve gaz hallerine oranla yoğunluğu daha az, vibrasyonel hızı daha yüksek, daha süptil ve daha akışkan haline verdikleri addır.

Ether teriminin kökeni, antik çağ inisiyasyonlarında kullanıldığı biçimiyle, aither veya aiether olarak da yazılan aether’dir. Eski Yunanca'da aether, kökeni olan “aitho” sözcüğünden de anlaşılabileceği gibi, “ateşli, parlak ve havadan daha süptil olan” anlamına gelmekteydi ve fiziksel bir mekanı ifade etmiyordu. Aether, antik çağın ezoterik öğretilerinde kimi zaman maddenin esîr denilen halini, kimi zaman da maddenin “ilk madde” (materia prima) denilen ilk, cevherî halini ifade etmek üzere kullanılıyordu. 1800'lü yıllarda bazı fizikçiler "mutlak gözlem çerçevesi"ni tarihsel nedenlerle "esir" olarak adlandırmıştı. Bu sadece kavramsal bir adlandırmaydı, ve antik Yunanda söz edilen esir değildi. Daha sonraları Albert Einstein'ın özel görelilik kuramı ile mutlak bir gözlem çerçevesinin olmadığı anlaşıldı.

Kısaca esîr ya da ether, maddenin algılanamayan dördüncü hali olarak kabul edilmişti. Teozofi'ye göre, Şamanizm'de ve birçok inanışta "yedi kat gök", "dokuz kat gök" "oniki kat gök" vs. olarak sözü edilen "gök katları", maddenin bu dördüncü halinin birbirini izleyen derecelerinin belirtilmesinden ibaret olduğu düşünülmektedir. Bu derecelenme için "gezegensel zincir" (planetary chain) terimini kullanan Teozofi'ye göre Güneş Sistemi içinde oniki kademelenme olmakla birlikte, Dünya gezegensel zinciri ancak yedi kademeden oluşur. İnsanın da bu şekilde, fiziksel bedeni ile ruhu arasındaki gitgide süptilleşen bedenleriyle, 7 bedenden oluştuğunu iddia ederler.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 11/15/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.