Evsizlik
Evsizlik, sosyo-ekonomik bir sorun olarak düzenli bir barınma mekanına sahip olamama halidir. Sokaklar, terk edilmiş mekanlar, gece kullanım sıklığı az olan kent içi çöküntü alanları evsizlerin barınma alanlarıdır. Bu sorun, bireyin ödeme gücünün yetersizliği, zihinsel ya da ruhsal sorunları (şizofreni vs.), toplumsal dışlanma, savaşlar, devletlerin parçalanması ve ülkenin ya da bireyin yaşadığı ani ekonomik krizler vb. gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Evsizlik olgusunu yaşayan bireye evsiz denilmektedir.
Evsizlik ve nedenleri
Günümüzde dünya çapında yüz milyondan fazla evsiz yaşamaktadır.[1] Özellikle 1980 sonrası küresel ölçekte yaşanan krizler ve 2000'li yıllarda meydana gelen finans krizleri ile ortaya çıkan işsizlik büyük oranda evsiz nüfusun artışına kaynaklık etmiştir. Plansız kentleşme, özellikle yoksul kesim üzerinde büyük bir evsizlik riski yaratmaktadır.
Göç ve kentleşmenin birlikte artışı ile farklı ekonomik koşullardan, farklı sosyo-kültürel yapılardan gelen insanların bir arada bulunması, uyum sorununu da beraberinde getirmektedir. Sosyo-psikolojik sorunların artması, kadına yönelik şiddet[2], yalnızlık hissi gibi sonuçlarla evsizlik doğrudan ilintilidir.
Doğal afetler gibi savaşların ve çatışmaların sürekliliği de evsizlik olgusunu tetikleyen etmenlerdendir. Sivillerin barınma ihtiyacını ortadan kaldıran sivil yerleşim yerlerine müdahaleler, pek çok insanın evsiz kalmasına neden olmaktadır.[3]
Sonuçları
Herhangi bir toplumsal ağa mensup olamama hali ve bu bağın kaybedilmiş olması, beraberinde içinde bulunulan evsizlik olgusundan kurtuluş için gerekli dayanışmaya ulaşılamamasını getirmektedir. Kamu hizmetlerinden yoksunluk, yasalarla tanımlanmış sosyal ve ekonomik haklara erişimemeyi de bünyesinde taşımaktadır. Çünkü evsiz kimseye mekansal açıdan erişimin zorluğu, sağlıklı bir kayıt ve veri tabanı için imkân sağlamamaktadır. Toplum tarafından potansiyel tehdit olarak algılanma bu olumsuz dışlanmanın da bir türevidir.[4]