Fıtrat
Fıtrat, İslam dininde bir kavram, özellikle tasavvufta önemli bir yer tutar.
Bir şeyi başlangıcında yarmak, kazmak anlamına gelen ve “fatr” kökünden türemiş olan fıtrat kelimesi, “ilk yaratılış” manasına gelir. Yani, mutlak yokluğun yarılarak, içinden varlığın çıkmasıdır. Fıtrat, bu yarma sonucu ortaya çıkan ilk varlık halidir. İbn Manzur, Lisânü'l-Arab adlı eserinde “fıtrat”ı şöyle tanımlar: Yaratılış, yapı, karakter, tabiat, mizaç, Peygamberlerin sünneti, Kâlb-i selim, adetullahtır.
Sadece Allah’ı tanıma değil, belki genel manada din ve dini ayinleri tanıma da fıtridir. İnsanın fıtratı sabit, payidar ve değişiklik kabul etmez. Ayrıca Rum suresinin 30. ayeti Fıtrat Ayeti olarak bilinmektedir. [1]
Ayrıca hilkat, tabii eğilim, hazır olmak, huy, cibilliyet, içgüdü, istidât gibi manalara da gelir. Terim olarak fıtrat: "Allah Teâlâ'nın mahlûkatını kendisini bilip tanıyacak ve idrak edecek bir hal, bir kabiliyet üzere yaratmasıdır." Muhyiddin İbn Arabi ise “fıtrat” sözcüğüne "bir şey üzerine yaratılmak" mânâsı vermektedir. “Fıtrilik” fıtrat kelimesinden türetilmiştir ve fıtrata yani yaradılış maksadına uygun olan anlamına gelmektedir.
Kaynakça
- ↑ "Fıtrat Ayeti" (Türkçe). wikishia.net. 23 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20151223180112/http://tr.wikishia.net/view/F%C4%B1trat_Ayeti. Erişim tarihi: 9 Aralık 2015.