Topal Osman

Topal Osman

Milis Yarbay Topal Osman
Takma adı Topal Osman
Doğum 1883
Giresun
Ölüm 2 Nisan 1923 (40 yaşında)
Ankara
Bağlılığı Türkiye
Hizmet yılları 1912-1923
Rütbesi Milis Yarbay
Birimleri Merkez Ordusu
42. Gönüllü Alayı
47. Gönüllü Alayı
Savaşları/Çatışmaları Balkan Savaşları
Pontus Ayaklanması
Koçgiri İsyanı

Hacı Topal Osman Ağa (1883, Giresun - 2 Nisan 1923, Ankara), Türk asker, milis yarbayı.

Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Giresunlulardan oluşan muhafız kıtasının komutanı. Kurtuluş Savaşı'nda yararlıklar göstermiş; 1923'te Trabzon milletvekili Ali Şükrü Bey suikastı nedeniyle hakkında yakalanma emri çıkınca güvenlik güçleri ile çarpışarak hayatını kaybetmiştir.

1925'te Giresun Kalesi'nin en yüksek noktasına masrafları bizzat Mustafa Kemal Paşa'nın şahsi malvarlığından karşılanan bir anıt mezar yaptırılmış ve naaşı buraya nakledilmiştir.

Yaşamı

1883 yılında Giresun'da dünyaya geldi. Babası, Feridunzade ailesinden fındık ticareti ile uğraşan Hacı Mehmet Efendi’dir. Gençliğinde aile işlerine yardımcı oldu, bir kereste fabrikasına ortak oldu; evlendi ve iki oğlu oldu.[1]

1912'de Balkan Savaşına Giderken

Balkan Harbi'nde Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katıldı; Çatalca cephesinde savaştı. Bu savaş sırasında sağ diz kapağından yaralandı; topal kaldı ve “Topal” lakabını böylece edinmiştir. .

Faaliyetleri

Topal Osman Ağa 1883 senesinde Giresun’un Hacıhüseyin Mahallesinde doğmuştu. Babası Hacı Mehmet Efendi Giresun vilâyetinin tanınmış kişilerinden biriydi. Oğluna 3.Halife’nin ismi olan; Osman, ismini koymuştu.

Küçük Topal Osman Ağa, 10-12 yaşlarında mahallede oyun oynarken, 20-30 kişilik arkadaşlarını o yönetir ve hep savaş oyununu seçerdi. Her zaman kumandanları o olurdu. Bluğ çağını 1-2 yaş geçmişti ki Giresun’da ağırbaşlığı,efendiliğiyle tanındı. Bu yüzden 15 yaşlarında ona “Ağa” denmeye başlandı. 17 Yaşına geldiğinde Rum çocukların korkulu rüyası olmaya başladı. Rum çocuklarını sokak ortasında tokatlıyor ve “En büyük Osmanlı!” dedirttiriyordu. -1-

Delikanlılık yaşlarında Balkan Harbine katıldı. Oysa ki buna hiç gerek yoktu. Çünkü ailesi gerekli olan bedeli ödemişti. Fakat onun vücüdundaki vatanseverlik, damarı hiç bir zaman kesilmeyecekti. İşte bu harpte dediğimiz hadise meydana geldi. Çorluda sağ bacağına bir şarapnel parçası indi ve Osman Ağa yaralandı. Şişli Hastanesine götürülerek orada 8 ay boyunca kaldı ancak bacağı eski haline döndürülemedi. Bu yüzden Osman Ağa’ya Topal mahlasıda eklenmiş oldu. -2-

İşte Osman Ağa için 1913 yılı ıstırab yılıydı. Bacağındaki yara acılara sebep oluyordu. Bu sırada Bulgarlar; Devlet-i Aliyye-i Osmaniye’den kopardıkları topraklarla bağımsız bir devlet kurma çabasındaydılar.

1914; Osmanlı I.Dünya Savaşı’na girince Osman Ağa yaralı bacağıyla yatakta baş başa kalamadı. Ayağa zorda olsa kalktı. Hacıhüseyin Mahallesindeki kahvehanede arkadaşlarıyla bir toplantı düzenledi. Toplantı sonucunda Batum’a gitme kararı aldılar. Batuma Giresun’da 150 kişiyle gittiler. Batuma vardıklarında karşılarında Rusları gördüler.

1916’da Trabzon işgal edildi. Karadenizde Ruslar geziyordu gemilerle…

Bunu durdurmak 150 den az kişiyle olmazdı. Osman Ağa asker kaçaklarını aramaya başladı ve kendi grubuna kattı. 150 kişilik grub şimdi 800 kişiydi.

800 Kişilik grup Harşıt Ormanlarındaki Ruslara bir baskın düzenleyerek,onlara ağır bir darbe indirdi. -Bu başarı Ordu Defterlerinde yer almaktadır.- Ruslar 1917’de savaştan çekildi…

Rus Ordusu sözünde durmayabilirdi. Bu yüzden Rus Ordusunu takip eden Batuma kadar takip ettiler.

Takvimler 1918 ‘i gösterdiğinde Osmanlı, Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzaladı.

Osman Ağa Giresun’a geldiğinde gördüğü durum kötüydü. Belediye Başkanı Hacı Bey yaşlandığı için görevini yapamıyorlardı. Osman Bey kimseye danışmadan Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu. İşte bu durum tarih kitaplarına şöyle geçti;

“Osman Bey Giresuna geldiğinde Hacı Bey -vilayet reisi- yaşlanmıştı. Giresunlular, bu göreve en layık olan kişi olarak Osman Bey’i işaret ettiler. Osman Bey bu görevi istemiyordu. Yükseklerde gözü yoktu.”

Küçüklüğünden beri,oyunlarda bile başkanlığa,komutanlığa alışmış birisi Reislik görevini red edebilir mi? Hatta o zaman Reis olursa elindeki imkânlar daha da genişleyecekti.

1918 Yılında Reislik görevine başladı. Halk bu duruma sessiz kaldı. 1919’un Nisan ayındaki gelen haberle görevden feragat etti. Haberde “Osman Ağa’yı ya ölü ya da diri yakalayın gelin!O ki tehcille aranandır..!” yazıyordu.-3-

Osman Bey önce Keşap’a sonra Şebinkarahisar’a kaçtı.

Osman Ağa kaçtığı sırada Rum Çeteleri yavaş yavaş sahillerden Giresun’a girmişti. Şehirde Güvenlik güçleri etkisileştiğinden asayiş çökmüştü. Bu fırsattan yararlanan Pontusçular Rum Mektebin’e dev bir Yunan Bayrağı asmışlardı.

Osman Ağa’ya gelen bu haber onu Giresun’a getirmeyi başarmıştı. Hemen çetesini kurarak Rum Mektebi güvenliğini etkisizleştirerek içeri sızmayı başardılar. Korkulu rüyaları olan Osman Ağa’yı gördüklerinde çok şaşıran Pontusçular silahları bu panik atakla camdan aşağı attılar ve Osman Ağa’nın çetesine,kendisine yenik düştüler.

Osman Ağa, Topal bacağıyla bu Pontusçuların haklarından gelmiş, Yunan bayrağı yerine Türk bayrağı asmıştı.

Bayrak olayı yöneticilerin kulaklarına gittiğinde, af meselesine daha titiz yaklaşmaya başladılar. Fakat bu af Mustafa Kemal’in Havzaya gelmesiyle olacaktı….

Mustafa Kemal Havza’ya 18 kişilik bir ekiple 25 Mayıs 1919 sabahı ayak bastı. Bu 18 kişi şunlardır;

1- Kurmay Albay Re’fet Bey (General BELE)

2- Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General K.DİRİK) (Müfettişlik Kur.Bşk.)

3- Dr. Albay İbrahim Tali Bey (ÖNGÖREN) (Müfettişlik Sağlık Başk.)

4- Kurmay Yarbay Mehmet Arif Bey (AYICI) (Kurmay Bşk.Yard.)

5- Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey (GEREDE) (Karargah Erkan-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyasat Şube Müdürü)

6- Topçu Binbaşı Kemal Bey (DOĞAN) (Müfettişlik Topçu K.)

7- Doktor Binbaşı Refik Bey (SAYDAM) (Sağlık Başk.Yard.)

8- Yüzbaşı Cevat Abbas (GÜRER) (Müfettişlik Baş Yaveri)

9- Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY) (Kurmay Mülhakı)

10- Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE) (Kurmay Mülhakı)

11- Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV) (Müfettişlik Emir Subayı)

12- Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY) (Karargah K.)

13- Üsteğmen Hayati (Kurmay Başk. Emir Subayı ve Müfettişlik Kalem Amiri)

14-Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇİ) (Kurmay Mülhakı sonra 3. Kor.K.Yaveri)

15- Üsteğmen Abdullah (KUNT) (İaşe Subayı)

16- Teğmen Muzaffer (KILIÇ) (Müfettişlik 2. Yaveri)

17- 1.Sınıf Katip Faik (AYBARS) (Şifre Katibi)

18- 4. Sınıf Katip Memduh (ATASEV) (Şifre Katibi Yardımcısı)

Kemal Paşa, Havza’ya gelmeden önce geleceğine dair, Havza Kaymakamı Fahri Bey’e telgraf çeker. Fahri Bey bugünkü Atatürk Evi olan Mesudiye Oteli sahibi Muzaffer Bey’e oteli boşaltmasını ister. Muzaffer Bey’in oteli 50 kişi olan silahlı, Pontusçularla doludur. Muzaffer Bey zorda olsa Pontusçuları otelinden çıkarır.

Mustafa Kemal Paşa,Havza’ya gelince Osman Ağa’ya haber yollar. 29 Mayıs 1919 ‘ da gizlice Havza’nın İmaret Mahallesindeki virane bir evde görüşürler. Osman Ağa sivil ve yanında arkadaşını getirerek gelmişti.

Mustafa Kemal Paşa, Osman Bey ile kahve yudumlarken; Karadeniz’in,Anadolu’nun,Giresun’un durumunu soruyor; hem fikir alış-verişi yapıyor hem de,Osman Bey’in düşünceleri hangi yönde diye gözetliyordu. Kemal Paşa ile aynı düşünce hudutu içerisinde olan Osman Bey hakkında, Kemal Paşa; Vahdettin Sultan’a bir telgraf çekerek, Osman Bey’in devlete zararı olmadığını, Devlete yarar işler içerisinde olduğunu belirtti. Bir kaç gün geçti ve Osman Ağa’nın yakalanma kararı kalkmıştı.

Osman Ağa tekrar Giresun Vilayet Reisi olmuştu. -Seçilmemişti; olmuştu…-

Ankara’da Mustafa Kemal’in köşküne 14 kişilik grubuyla gittiğinde, Kemal Paşa’nın dikkatini giyinmeleri çekmişti. Osman Ağa’ya kıyafetlerindeki malzemelerin anlamı nedir, diye sorduğunda Osman Ağa hepsini sıraladı; Yağdanlık,Fişeklik,Kaldanlık diye sıralamaya başladı. Kemal Paşa’nın dikkatini sadece birinde bulunun 2 değişik aksesuar çekmişti bu sefer. Bu sefer onu sorunca; Bu kemençedir Paşam, cevabını ve ardından Kemençenin tarihçesini ve kullanıldığı yerleri aldı. Kemal Paşa, O zaman bir oynasınlarda görelim, demişti. Oyun başlamıştı. Oyun sırasında bir silah sesi duyuldu fakat kimse farkına varmadı. Neden sonra Hüseyin’in dizinden aşağı kanlar akmaya başladığını görünce Kemal Paşa; oyunu durdurdu ve hekimlerin çağırılmasını istedi. Hüseyin “Gerek yoktur paşam,biz nicesini gördük. Böyle küçük yaralara alışkınız.” dedi. Mustafa Kemal Paşa, Hüseyin’in bu dediğini duyunca çok coşkulandı. Osman Ağa ‘ya dönerek “Ağam, izin verin bunlar benim muhafızlarım olsun.” dedi. Osman Ağa; Emrinizdir Paşa Hazretleri(!? Hazret-i ve Hazret; Allah dostlarına verilen mahlas) dedi ve çeteye dönerek; Paşa’nın kılına bir şey gelsin, sizi Giresun’un sahillerinden, Sivastopol’a kadar yüzdürürüm, dedi kızarcasına. Kemal Paşa, Osman Ağa’nın bu son dediğine çok gülmüştü.

Giresun Gönüllü Maiyet Müfrezesi

Topal Osman, milli mücadelenin önderi olan Mustafa Kemal Paşa'nın daveti üzerine 12 Kasım 1920'de yakın adamları ile birlikte Ankara'ya geldi. Başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Çankaya'yı ve Büyük Millet Meclisi adıyla kurulan Türk parlamentosunu korumakla görevlendirildi. Komutanlığını üstlendiği muhafız birliğine meclise silah ve mühimmatlarıyla birlikte girme ve oturumları dinleme ayrıcalığı verildi. Tamamı Giresunlular'dan oluşan 10 kişilik birliğin[2] sayısı zamanla 250’ye kadar yükseldi. Bu birliğe Giresun Gönüllü Maiyet Müfrezesi adı verilmiştir.

42. ve 47. Giresun Gönüllüleri Alayları

Topal Osman, Ankara’dan aldığı emir üzerine 1921’de muhafız birliğinin komutasını Gümüşreisoğlu Mustafa Kaptan’a bırakarak Giresun’a gitti; gönüllülerden oluşan 42. ve 47. Alayı meydana getirdi. Gönüllüler Mart 1921’de Koçgiri İsyanı’nın bastırılmasında da görev aldı.

Sakarya Savaşı sırasında 47. Alayı komuta etti. Savaşta, 2000 kişiden oluşan ve Hüseyin Avni Bey tarafından komuta edilen 42. Alay’ın tamamına yakını hayatını kaybetti; 47. Alay’dan ise 285 kişi sağ kaldı.

Topal Osman Ağa, Sakarya Savaşı’ndan sonra mevcudu takviye edilen 47. Alay’ın komutanı olarak Büyük Taarruz’a katıldı. Zaferden sonra yarbay rütbesi ve İstiklal Madalyası ile onurlandırıldı. 21 Aralık 1922’de döndüğü memleketi Giresun’da büyük bir coşku ile karşılandı.

Büyük Zafer’den sonra Ankara’da Ayrancı civarında kendisine tahsis edilen “Papaz'ın Bağı” denilen yerde yaşamını sürdürdü. Özel Muhafız Alayı'nın komutanı olarak görevine devam etti.[1]

Ali Şükrü Bey cinayeti

Topal Osman, 27 Mart 1923 tarihinde Ankara’da aniden ortadan kaybolan milletvekili Ali Şükrü Bey'in öldürülmesinden sorumlu tutuldu. Yardımcısı Mustafa Kaptan, Ali Şükrü Bey’in yemek bahanesiyle Topal Osman’ın Samanpazarı’ndaki evine götürüldüğünü; burada Topal Osman ve sekiz adamı tarafından kementle boğulduğunu itiraf etti.[3] Ceset, 1 Nisan’da Çankaya sırtlarında Mühye Köyü civarında bulunduktan sonra hakkında yakalama emri çıkarıldı. Adamları ile Çankaya Köşkü'ne sığınmak isteyen Topal Osman, bir saldırı geleceği öngörüsüyle köşkten ayrılıp başbakan Rauf Bey’in dairesine geçmiş olan Mustafa Kemal’i köşkte bulamadı[4]. Topal Osman’ın öfke ile kapıyı kırıp içeri girmesi ve önüne geleni parçalaması olayı tarihe “Çankaya Köşkü baskını” olarak geçti.

Yeni kurulan muhafız birliği tarafından 1 Nisan 1923 gecesi Papazın Bağı’ndaki evinde kıstırılan Topal Osman Ağa ve adamları, bütün gece çatıştı. Topal Osman, yaralı olarak ele geçirildi[3].

Ölümü

Papazın Bağı'ndaki baskından yaralı ele geçirilen Topal Osman Ağa hastaneye kaldırılırken İsmail Hakkı Tekçe’nin emri ile kafası kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü ve bilahare Çankaya yakınlarına gömüldü.

Meclis’te Ali Şükrü Bey’in katilinin yakalanarak Ulus Meydanı’nda idam edilmesi kararı oy birliği ile alınınca, başından asılması mümkün olamayınca ceset mezardan çıkarılmış, Meclis’in kapısında, ayağından asılmıştır.[5] Cenazesi, daha sonra kardeşlerinin Atatürk’ten ricası üzerine Giresun’a nakledildi ve Kurban Dede mezarının yanında Giresun Kalesi’ne defnedildi. Naaşı, Atatürk’ün Giresun’u ziyaretinde verdiği emir üzerine 1925 yılında kalenin en yüksek tepesinde yaptırılan anıt mezara nakledilmiştir.

Gerçekleştirmek istediği hac ziyaretini yapamadan öldüğü için, kendisine bedel, silah arkadaşı Kurtoğlu Hacı Hafız Mustafa hacca gönderilmiş; böylece “Hacı Osman Ağa” sıfatını almıştır[6]

İlgili Kitapları

İlgili Filmleri

İlgili Şarkılar

Kaynakça

  1. 1 2 Topal Osman Olayı, Giresunpostasi.net, 04.11.2007
  2. Gazi'nin yakın koruması olarak görevlendirilen 10 kişinin adları; Gümüşreisoğlu Mustafa Kaptan, Ali Şıhoğlu Mehmet, Aşıkoğlu Galip, Osmanoğlu Sarı Mustafa, Osmanoğlu Ali, Ahmetcanoğlu Kırlak Hüseyin, Sofuoğlu Hüseyin, Tığlıoğlu Ömer, Kemençeci Köseoğlu Hamit, Yılancıoğlu Hasan'dır
  3. 1 2 Ayşe Hür, Ali Şükrü Bey ve Topal Osman, Taraf Gazetesi, 01.04.2012
  4. Ayşe Hür, Çağımızın Bir Başka Kahramanı, Birikim Sosyalist Kültür Dergisi, 31.01.2006
  5. "Topal Osman’ın kellesini niye kestiler?". Star. 19 Kasım 2012. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20160304191334/http://haber.stargazete.com/yazar/topal-osmanin-kellesini-niye-kestiler/yazi-705235. Erişim tarihi: 24 Nisan 2014.
  6. Seyfullah Çiçek, Topal Osman Ağa’nın Anısına, Gorele.gen.tr, Erişim tarihi:03.08.2012
This article is issued from Vikipedi - version of the 1/9/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.