Fetih

Fetih, geleneksel uluslararası hukukta, bir savaşta kazanan devletin yenik devletin topraklarını ele geçirmesi. İlhak edilen toprak üzerinde egemenlik hakkının kurulmasıyla gerçekleşir.

Fetih kavramı egemen devletlerin istedikleri zaman savaş açmalarını ve askeri zafer yoluyla toprak ve başka kazançlar elde etmelerini meşru sayan eski bir anlayışa dayanır. Bu fetih anlayışı ve ondan kaynaklanan kuralların geçerliliği, 20. yüzyılda saldırı savaşını uluslararası hukuka aykırı gören ilkenin yerleşmesiyle büyük ölçüde sarsılmıştır. Bu değişikliği sağlayan adımlar Milletler Cemiyeti Sözleşmesi, 1928 Kellogg-Briand Paktı, II. Dünya Savaşı sonunda Mihver Devletleri'ne bağlı savaş suçlularını yargılamak üzere oluşturulan uluslararası askeri mahkemelerin kuruluş yönetmeliği ve kararları, BM Antlaşması ile çok taraflı antlaşma, deklarasyon ve kararlar olmuştur. Saldırı savaşının hukuka aykırı sayılması, bu tür savaşların sonuçlarının yasal geçerliliğini de ortadan kaldırır. ABD dışişleri bakanı Henry L. Stimson'ın Ocak 1932'de ortaya koyduğu bu ilke (Stimson Doktrini), daha sonra Milletler Cemiyeti Genel Kurulu'nca ve Amerikan cumhuriyetlerinin katıldığı çeşitli konferanslarca onaylandı. 1949'da BM Uluslararası Hukuk Komisyonu'nca hazırlanan Devletlerin Hakları ve Görevlerine İlişkin Deklarasyon Tasarısı'nda devletlerin, saldırı savaşı yoluyla elde edilmiş toprak kazanımlarını tanımamakla yükümlü olduğu kuralına yer vaerildi (m. 11).

Günümüzde fetih hukuka aykırı bir işlem sayılmakla birlikte, ülkelerin uygulamada çoğu kez bu ilkeyi dikkate almadığı söylenebilir.[1]

Kaynakça

This article is issued from Vikipedi - version of the 3/22/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.