Toplumsal gruplar

Toplumsal grup, üyeleri arasında etkileşim olan, ortak amaç ve çıkarlara sahip, belirlenen değer ve normları paylaşan insanların birlikteliğini ifade etmektedir.[1] Toplumsal grup, hem sosyal psikolojinin hem de sosyolojinin çalışma konularından biridir. Bununla birlikte, psikologların ve sosyologların toplumsal grubu ele alış biçimleri farklılık göstermektedir [2]

Tarihi

Toplumsal gruplar üzerinde yapılan çalışmalar, 20. yüzyılın ilk yarısından itibaren gelişmeye başlamıştır. Georg Simmel’in, 1900'lü yılların başında yaptığı grupların genel özelliklerini ve grup oluşumlarını analiz ettiği çalışma, küçük gruplar hakkındaki en erken çalışma olarak kabul edilir. Grupların özellikleri üzerine yaptığı bu çalışmada Simnel, aynı zamanda gruplardaki itaat, otorite ve saygınlık konularına da değinmiştir.[3]

Çeşitleri

Birincil ve ikincil gruplar

Birincil gruplar, yakın, yüzyüze, kalıcı, samimi ilişkilerin olduğu, sevgi bağları ile yürütülen küçük sosyal gruplardır. Grup üyeleri arasında güven verici ilişkiler kurulur. Bu gruplar birincil ilişkileri sürdürürler ve bu nedenle toplum için önemlidirler. Üyeler "bizlik" duygusuna sahiptir. Belirli faaliyetleri paylaşan, bireylerin içinde yetiştiği, bakıldığı, kültür aktarımı yapılan gruplardır. Bu grupların en önemlileri aile, oyun grubu, arkadaşlık ve akrabalık gibi gruplardır. Chicago okulu temsilcilerinden Charles Cooley tarafından sosyoloji literatürüne kazandırılmış bir kavramdır.[4]

İkincil gruplar, birincil grupların tersine, ilişkileri yasa ve kurallarla, resmi sözleşmelerle düzenlenmiş resmi ve kurumsal olan büyük gruplardır.Bu gruplardaki üyeler arasında karşılıklı yükümlülükler ve haklar, yazılı yasalarla, yönetmeliklerle ve kurallarla belirlenmiştir.[5] Bazıları yıllarca sürebilir ancak bazıları kısa bir süreden sonra dağılabilir. Birincil grupların oluşumu ikincil grupların içinde olur.

İç ve dış gruplar

İç ve dış grup kavramları Amerikalı sosyolog William Graham Sumner tarafından ortaya atılmıştır. Sumner'a göre iç grup, insanların kendilerini ait hissettikleri, bağlı oldukları gruplardır. Dış grup ise insanların kendi grubuyla rekabet halinde oldukları gruplar olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar etnosentrizm ile yakından ilişkilidir. Summer'ın ortaya attığı bu kavramlara göre, İç gruplarda bireyler üzerinde, "biz" duygusu hâkim olurken. Etnosentrik bakış açısı temelinde, kendilerine rakip veya karşıt olarak gördükleri dış grupları ise "onlar" olarak ifade etmektedirler.[6]

Referans grupları

Referans grupları, bireyin kendi durumunu ve davranışlarını değerlendirmek için karşılaştırma yaptıkları grubu ifade etmektedir. Bu gruplar, bireylerin üyesi olmadıkları ancak kendisi içerik olarak bağlantılı gördüğü ve kendi kimliğinin bir parçası için onlardan hedef ve değerler kabul edebileceği gruplardır.[7] Bu kavram ilk kez Herbert Hyman tarafından Archives of Psychology (Psikolojinin Arşivi, 1942) adlı kitabında ortaya atılmıştır.[8]

Azınlık grupları

Azınlık grubu kavramı, 1930’lu yıllardan itibaren ırksal, etnik, biyolojik ya da diğer özellikler temelinde, baskıya uğramış veya damgalanmış toplumsal grupları ifade etmek amacıyla kullanılmaktadır.[9] Sosyolojik olarak, azınlık grubunun üyeleri, bir grup dayanışmasına sahip olmakla birlikte, nüfusun çoğunluğuna göre dezavantajlıdırlar. Giddens'e göre ayrımcılık ve önyargı ile sürekli karşılaşmaları bu grup üyeleri arasındaki bağlılığı ve çıkar duygularını güçlendirmektedir.[10]

Toplumsal gruba yönelik kuramlar

Gemeinschaft ve Gessellschaft

Alman sosyolog Ferdinand Tönnies, 19. yüzyılda kaleme aldığı Gemeinschaft und Gessellschaft adlı kitabında, endüstrileşme sürecinin toplumsal ilişkiler üzerindeki etkilerini incelemiş ve farklılaşan bu toplumsal ilişkileri tanımlamak amacıyla da Gemeinschaft (topluluk/cemaat) ve Gessellschaft (toplum) kavramlarını geliştirmiştir.[11]

Terimlerin Ortak Kullanımı

Genel grup tanımı şöyledir: "birbirine yakın duran ve toplu bir birliktelik gösteren nesneler topluluğu; küme(insanlarla ilgili), demet (nesnelerle ilgili" Ünlü İngiliz yazar Walter Bagehot (1826 - 1877) yapılan sözlük alıntısı grupları anlamanın gerekliliği hakkında önemli ve geleneksel bir açılım sunmaktadır: "İnsan sadece dayanışmacı gruplar içinde gelişim gösterebilir."

Muzaffer Şerif aşağıdaki öğelerle daha teknik bir tanım oluşturmuştur.[12]

Şu koşullarda birbirine saygı göstererek etkileşime giren belli sayıda bireyin oluşturduğu toplumsal birim:

  1. Ortak güdüler ve hedefler;
  2. Kabullenilmiş bir iş bölümü, yani roller;
  3. Oluşturulmuş statü (toplumsal mertebe,egemenlik) ilişkileri;
  4. Grup ile ilgili konularda başvurulacak benimsenmiş norm ve değerler;
  5. Normlara saygı gösterilmesi ve ihlal edilmesi durumunda uygulanacak yaptırımların (ödül ve ceza)benimsenmesinin gelişimi.

Bu tanım uzun ve karışıktır ancak aynı zamanda tamdır. Bir araştırmacıya üç önemli soruyu yanıtlamak için ihtiyaç duyduğu araçları sağlamada başarılıdır:

  1. "Bir grup nasıl oluşur?"
  2. "Bir grup nasıl işler?"
  3. "Bir grubu oluşturmada meydana gelen sosyal etkileşimleri bir kişi nasıl tanımlar?"

Tanımın Önemi

Grup konusunu kullanan, katılan veya inceleyenlerin ilgisi büyük organizasyonlara sahip veya bu organizasyonlarda alınan kararlarla ilgili yetkin grup işlevlerine odaklanmıştır. Daha az ilgi ise yukarda Şerif tarafından tanımlanmış olan beş gerekli öğenin biri veya daha fazlasını açıkça ortaya koymayan sık rastlanan ve evrensel sosyal davranışlara gösterilmiştir.[12]

Belki, kurulu düzene karşı geniş katılımlı tepkiler olarak değerlendirilen, 1950'lerde devam eden, 1920'lerde ve 1930'lardaki şehir sokak çetelerinin geniş tanımları, bu sosyal birimleri anlamadaki ilk çabalar oldu.[13] Çete üyelerinin temel hedefi çete bölgesini korumak ve çete içinde egemen yapıyı tanımlamak ve muhafaza etmekti. çete davranışının suç hedeflerini vurgulayan günlük haber başlıklarına yansıyan, popüler medya ve güvenlik güçlerinin çetelere dönük canlı ilgisi devam etmektedir. Ne var ki bu çalışmalar ve devam eden ilgi çete davranışını etkileyecek veya çete bağlantılı şiddeti azaltacak içeriği geliştirememiştir.

Hayvan sosyal davranışları üzerindeki ilgili araştırmalar, bölge ve egemenlik hakkında olanlar gibi, 1950'lerden beri yapılmaktadır. Ancak bunlar, politika üretenler, toplumbilimciler ve antropologlar tarafından görmezden gelinmektedir. Dahası, organizassyon, mülkiyet, güvenlik uygulamaları, sahiplik, din, savaş,değerler, çelişkileri aşma, otorite, haklar ve aileler hakkındaki engin bilgi birikimi hayvanlardaki benzer sosyal davranışlara hiçbir atıfta bulunmadan büyümüş ve gelişmiştir. Bu bağlantısızlık insanın sosyal davranışının insanın dil ve akıl kullanımı yetkinliği nedeniyle hayvanların sosyal davranışından kökten farklı olmasından dolayı ayrı tutulması gerektiğine dönük inancın sonucu olabilir.Ve tabii ki,bu doğru iken,benzer şekilde diğer hayvanların sosyal (grup) davranışlarının incelenmesi insanın sosyal davranışlarının evrimsel kökleri hakkında ışık tutabileceği gerçeği de eşit derecede doğrudur.

İnsandaki bölgeci ve egemen davranışlar o kadar evrenseldir ve sık görülür ki bunlar sıradan bir şekilde kabul edilir (bazen "evsahipliğinde" olduğu gibi takdir edilse veya şiddet uygulanmasında insanı üzse de).Ancak insanlar arasındaki bu sosyal davranış ve etkileşimler grupların incelenmesinde özel bir rol oynarlar: bunların grupların oluşumunda gerekli ön durumlardır. Bilinç ve bilinç dışı hafızada bölgeci ve egemenlik deneyimlerinin psikolojik öğrenimi kişisel kimlik oluşumu, bedeninin ve kendinin farkına varma sırasında oluşturulmaktadır.Yetkin bir işlevsel birey kimliği, bir birey bir iş bölümünde (rol) ve bundan dolayı kaynaşmış bir grupta yer almadan gereklidir.Bölgeci ve egemen davranışları anlamaya çalışmak bizim grupların gelişim, işlev ve üretkenliğini anlamamıza yardımcı olacaktır.

Kaynakça

  1. Tolan, Barlas, Toplum Bilimlerine Giriş, Savaş Yayınevi, Ankara, 1983
  2. Hortaçsu, Nuran (1998). Grup içi ve Gruplar Arası Süreçler, Ankara, İmge Kitabevi Yayınları
  3. Burke, Peter J. (2006). “Interaction in Small Groups”, Handbook of Social Psychology, hazırlayan John Delamater, Madison: Springer, s.363-387
  4. Shorter Oxford English Dictionary, Claredon Press: Oxford, 1970 p. 877.
  5. Özkalp, Enver (2005). Davranış Bilimlerine Giriş, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir
  6. Marshall, Gordon (1999) Sosyoloji Sözlüğü, Çev. O.Akınhay ve D.Kömürcü, Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları
  7. Simon, Herbert A. Administrative Behavior 3rd rd ed. The Free Press 1976 p123-153
  8. Marshall, Gordon (1999) Sosyoloji Sözlüğü, Çev. O.Akınhay ve D.Kömürcü, Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları, s.616
  9. Marshall, Gordon (1999) Sosyoloji Sözlüğü, Çev. O.Akınhay ve D.Kömürcü, Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları, s.53
  10. Giddens, Anthony (2000). Sosyoloji, Yayına Hazırlayanlar H. Özel ve C. Güzel, Ankara: Ayraç Yayınları, s.225
  11. Slattery, Martin (2010). Sosyolojide Temel Fikirler, Yayına Hazırlayan Ü. Tatlıcan ve G. Demiriz, İstanbul: Sentez Yayıncılık, s.59.
  12. 1 2 Sherif, Muzafer and Sherif, Carolyn W., An Outline of Social Psychology rev.ed. Harper & Brothers: New York pp. 143–180.
  13. Sherif, op. cit. p. 149.
This article is issued from Vikipedi - version of the 12/6/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.