Haiti Devrimi

Haiti Devrimi (1791–1804) Batı yarıküredeki en başarılı Afrikalı köle ayaklanmasıdır. Devrim sonucunda Haiti siyahlar tarafından yönetilen tarihteki ilk cumhuriyet olmuştur. Devrim sırasında Haiti’nin adı Saint-Domingue idi ve bir Fransız kolonisiydi. Devrim sürecinde Afrika kökenli halk kendisini Fransız egemenliğinden ve köleliğin boyunduruğundan kurtarmıştır. Kölelik dönemi sırasında yüzlerce köle isyanı olmuş olmasına rağmen bulunduğu ülkeyi tamamen özgürleştiren tek başarılı isyan Haiti Devrimidir.

Haiti modern tarihte Afrika kökenli insanlar tarafından yönetilen ilk cumhuriyettir. Fransız kolonisiyken doğrudan kendi kendi yöneten bir cumhuriyet olmuştur. Koloni yönetiminin uyguladığı, eğitimsiz çoğunluğu şiddet ve tehditlerle azınlık diktasının yönetmesi anlayışının etkileri kalıcı olmuştur. Artık beyaz-siyah ayrımı aşılmış, yeni bir yönetici sınıf oluşmuştur. Bu sınıf Afrika kökenlidir, hatta bazılarının ataları Avrupa’dan göçen çiftçilerdir. Bazıları eğitim görmüş, orduda askerlik yapmış, para biriktirmiş ve arazi almıştır. Doğrudan Afrika’dan köle olarak getirilen çoğunluk siyah Haitililerden daha açık tenli olan bu melez sınıf, siyaset ve ekonomiyi egemenlikleri altına alacaklardır. Tarihte önemli yeri olan Haiti Devriminin oluşmasını çok karmaşık etkenler tetiklemiştir.

Tarihsel arka plan

1700’lü yılların ortasından başlayarak Avrupa’da özellikle şekere talep artar. Artan şeker ihtiyacı ağırlıklı olarak Karayiplerdeki tarım çiftliklerindeki köle emeğine dayanan üretimle sağlanmaktadır. 1730 yılından başlayarak Karayiplerde çok sayıda kolonisi bulunan Fransa, bölgedeki şeker kamışı hasadını artırmak amacıyla karmaşık ekim tarzlarını başarıyla uygular. Bunun sonucunda Haiti ve Jamaika dünyanın şeker ihtiyacının ana karşılayıcısı olurlar. Şeker kamışı tarımı yoğun insan emeği gerektiren bir faaliyet olup, gerekli olan insan gücü Afrika’dan getirilen kölelerden sağlanmaktaydı. Şeker kamışı hasadı yapılan çiftliklerin beyaz sahipleri ve işletmecileri servetlerinin kendilerinden sayıca onlarca kat fazla nüfusa sahip olan siyahlara dayandığını bilerek sürekli bir ayaklanma korkusuyla yaşamaktaydılar. 1758 yılında kolonilerdeki sınıfsal ayrımın yasalarla tanımlı bir hiyerarşik yapıya dönüştürülmesi çalışması başlar. Tarihçiler o sırada bölgedeki sınıfsal ayrımı şu şekilde yaparlar: Birinci grup beyaz toprak sahipleridir. İkinci grup özgür siyahlardır. Bunlar daha çok melez olarak çağrılmaktadırlar. Bazıları eğitim görmüş, meslek sahibi, orduda veya çiftlik yönetiminde yer almış kişilerdir. Çoğunlukla beyaz çiftlik sahiplerinin köle kadınlardan doğan çocuklarıdır. Erkekler çoğunlukla eğitim görmüş, bazıları babalarının servetlerini miras olarak kazanmış ve özgür hale gelmiştir. Üçüncü grup ise tüm diğer grupların sayısından kat kat fazla olan Afrika doğumlu köleler bulunmaktadır.köleler arasındaki yüksek ölüm yüzdesi, sürekli yeni kölelerin bölgeye getirilmesi anlamına gelmekteydi. Köleler Fransızca ve Batı Afrika dillerinin karışımı olan ve Creole diye bilinen bir dil konuşmaktaydılar. Beyazlarla köleler arasında sık sık şiddetli çatışmalar çıkardı. Çiftliklerinden kaçmış köle çeteleri ormanlarda kaçak bir şekilde yaşarlardı. Adaların şeker ve kahve çiftliklerine sık sık saldırılar düzenlerlerdi. Haiti’de bu saldırılar özellikle siyasi arenada şiddetin bir araç olarak kullanılması geleneğini oluşturmuştur. Çetelerin sayısı bazen binli rakamlara yükselse de büyük saldırılar düzenleyebilecek çapta önderliğe ve stratejiye sahip değillerdi. Çeteler içinde yükselen en önemli lider François Mackandal olur. Vudu rahibi olan Mackandal siyahların direnişini birleştirmeyi başarır ve özellikle Afrika gelenek ve dinlerine vurgu yapar. Farklı çeteler arasında koordinasyon sağlayarak 1751-1757 yılları arasında ayaklanma çıkartır. 1758 yılında yakalanıp diri diri yakılmasına rağmen silahlı çetelerin adada varlığı ve saldırıları sürer.

1789 yılında durum

1789 yılında Haiti dünyanın şeker ihtiyacının %40’ını tek başına sağlamakta ve böylece zamanın en değerli kolonisi konumundaydı. Adadaki köle sayısı 500.000 idi ve bu sayı tüm Karayiplerdeki köle sayısının yarısıydı. Kölelerin çoğunluğu Afrika doğumluydu ve kölelerin ölüm hızı doğum hızından yüksek olduğu için Afrika’dan köle ticareti sürmekteydi. Köle nüfus aşırı çalıştırılmaktan, yetersiz beslenmeden, barınaksızlıktan, giysisizlikten ve tıbbi bakım olmamasından dolayı kırılmaktaydı. Bazı köleler şehir hayatında kendilerine daha rahat ortamlar bulmuş, evlerde aşçı, kişisel hizmetçi veya zanatkar olmuşlardı. Bu görece ayrıcalıklı sınıf Amerika’da doğmuştu, koşulları Afrika doğumlu ve ağır işlerde çalışan kölelerden çok farklıydı. Haiti’nin kuzey sahillerindeki Plaine du Nord adlı bölge özellikle şeker hasadı için çok verimli bir bölgeydi. Ekonomik olarak önemi çok büyüktü. Bu bölge anakaradan geçit vermez bir dağ sırasıyla ayrıldığı için bölgedeki çiftlikler ve köleler adanın diğer kısımlarından görece yalıtılmış durumdaydılar. Burada özellikle güçlü beyaz işletmeciler bulunmakta ve adanın ekonomik olarak Fransa’dan özerk olmasını savunmaktaydılar. Haiti’deki 40.000 beyaz kolonici arasından sadece Fransa doğumlular yönetim işlerine bakmaktaydı. Şeker üreticileri ve çiftlik sahipleri asiller sınıfının alt tabakasından gelmekteydi. Çoğunun amacı adada olabildiğince çabuk zengin olup tropik iklimin öldürücü hastalığı olan sarı hummaya yakalanmadan Fransa’ya dönmekti. Alt tabakadaki beyazlar ise meslek olarak zanaatçılık, dükkân sahipliği, köle ticareti ve işçilik gibi işlerde çalışmaktaydılar. Haiti’deki özgür siyahların sayısı ise 28.000 civarındaydı. Bunlardan çoğu zanaatçı ve büyük malikanelerde hizmetçiydi. Sınıflar arasındaki çatışmaların yanı sıra ülke kuzey, güney ve batı bölgeleri arsındaki rekabetten de muzdaripti. Ayrıca farklı siyasi görüşler de bulunmaktaydı; adaya bağımsızlık isteyenler, Fransa’ya bağlı olanlar, İspanya’ya bağlı olanlar ve İngiltere yandaşları bir aradaydı.

1789 Fransız Devriminin Etkileri

Fransız Devriminin gerçekleşmesiyle beraber ilan edilen İnsan Hakları Beyannamesi metni tüm insanları eşit ve özgür ilan etmekteydi. Devrim adada ilk başta iyi karşılandı. Fransa’daki ve adadaki siyasi durum o kadar değişkendi ki, Haiti’deki taraflar çok sık taraf ve müttefik değiştirecektir. Adadaki Afrika kökenli köleler önce Fransa’ya yüksek ticaret vergileri vermek istemeyen zengin Avrupalı beyaz çiftlik sahiplerinin dile getirdiği bağımsızlık isteğini duyacaktır. Bu zengin sınıfın Fransa monarşisi ve İngilizlerle müttefik olduğunu bilen köleler, köle sahiplerinin hakimiyetinde ilan edilecek bağımsızlığın kendilerinin daha fazla çalıştırılacaklarını ve zaten varolmayan haklarının daha da geriletileceğini anlarlar. Adadaki özgür siyahlar ve özellikle Julien Raimond 1780 yılından beri Fransa nezdinde sürekli olarak tüm ada halkına eşit statü verilmesi için uğraşmaktadır. Fransız Devriminin gerçekleşmesinden sonra Raimond Yeni Kurucu Meclise bu önerisini sunmak ister. Ekim 1790’da zengin ve özgür bir siyah olan Vincent Oge Paris’den adaya döndüğünde Devrim yasalarının yürürlükte olduğundan hareketle oy verme hakkını kullanmayı talep eder. Koloni valisi tarafından reddedilince Cap Français bölgesinde kısa süreli bir ayaklanma başlatır. 1791 yılında ele geçirilir ve işkenceyle öldürülür. Oge köleliğe karşı savaşmamasına rağmen sonraki köle ayaklanmalarında hep örnek gösterilecektir. Sürmekte olan kavga beyazlarla melezler arasındadır, köleler şimdilik sadece gelişmeleri izlemektedir. Ünlü Fransız yazar Mirabeau, Haiti’deki beyazlar hakkında, “Vezüv Yanardağının eteklerinde uyuyorlar” benzetmesini yaparak yaklaşan köle ayaklanmaları karşısında beyazları bekleyen tehlikeyi önceden görmüştür.

1791 Köle Ayaklanması

Kimse kölelerin isyanda yer alacaklarını öngörmemişti. Ancak 22 Ağustos 1791 günü başlayan büyük köle ayaklanması ülkeyi muhteşem bir iç savaşa sürükledi. Binlerce köle yılların verdiği acının intikamını almak ve özgürlüklerini kazanmak için çiftlik sahiplerine saldırdı. İzleyen 10 gün içinde köleler tüm kuzey sahilinde denetimi elegeçirecektir. Beyazlar bu ölçekte bir ayaklanmayla karşı karşıya kalmadıkları için birbirinden yalıtılmış korunaklı kamplarda kalmışlardır. İlk iki ay içinde şiddet artacak ve 2000 beyaz öldürülecek, 280 şeker çiftliği yakılmıştır. Bir yıl içinde ada devrimci bir kaos içindedir. Köleler zorla çalıştırıldıkları çiftlikleri yakmış, köle sahiplerini ve diğer beyazları öldürmüşlerdir. Fransız yetkilileri ilk başlarda daha önceki isyanlarda olduğu gibi bu isyanı da kesinlikle bastıracaklarından emindirler. Ayaklanmaya Jean François ve Georges Biassou’nun önderlik etmesi isyanın Santo Domingo’da bulunan İspanya kralın bağlı yönetimle ittifak yapmasına yol açar. Sadece kuzeyde başlayan isyan bütün adaya yayılır. 4 Nisan 1792’de Fransa’da alınan bir kararla koloniler dahil olmak üzere tüm insanların deri renklerinden bağımsız olarak eşit ve özgür olduğu bildirilir. Ancak bu karar köleliği sona erdirmemektedir. Léger-Félicité Sonthonax başkanlığında bir heyet kolonilere gönderilir ve kararın uygulandığını denetler. Kararı önceden de uygulamayan vali Fransa’ya götürülür ve giyotinle idam edilir.

Toussaint’in liderliği

Siyah komutanlardan en başarılısı Toussaint L'Ouverture’dür. Kendi kendisini yetiştirmiş olan bir ev hizmetkarı olan L'Ouverture, François ve Biassou gibi önce İspanya için savaşmıştır. İngiltere Haiti’yi işgal edince, eğer Fransa köleleri özgürleştireceğini taahhüt ederse onlar için savaşacağını bildirir. Sonthonax 29 Ağustos 1793 itibarıyla tüm köleleri özgürleştirir. L'Ouverture, Fransız general Étienne Laveaux ile beraber tüm kölelerin özgürleştirildiğinden emin olur. Mayıs 1794’de L'Ouverture kuvvetleri Fransa saflarına geçer ve Fransa Cumhuriyeti için savaşmaya başlar. Birçok Afrikalı köle Louverture saflarındadır ve L'Ouverture sıkı disiplinden yana ve ayrımsız katliama karşıdır. Sonunda İngiliz ve İspanyol kuvvetleri yenilerek Fransa lehine denetim sağlanır. Ancak iktidarı ele almış olan Toussaint, iktidarı Fransızlara vermek istemez. Özerk olarak ülkeyi yönetmeye başlar. L'Ouverture, bölgesel kuvvetler arasındaki çelişkilerden faydalanarak hakimiyetini genişletir. 1798’de adaya çıkartma yapan İngiliz kuvvetlerini yenilgiye uğratır ve hatta komşu ada olan Santo Domingo’yu 1801’de işgal ederek buradaki köleleri de özgürleştirir. 1801 yılında Louverture Haiti için bir Anayasa ilan eder, böylelikle ada özerkliğe sahip olmaktadır, ayrıca kendisini de ömür boyu yönetici ilan eder. Buna karşılık olarak Napoleon Bonaparte büyük bir savaş filosu eşliğinde Charles Leclerc komutasında bir orduyu adaya gönderir. Seferin amacı tekrar Fransız egemenliğini tesis etmek ve köleliği tekrar uygulamaya koymaktır. Birliğin adaya çıkmasıyla beraber Toussaint’in müttefiklerinden Jean-Jacques Dessalines, Leclerc saflarına geçer. Yenilen L'Ouverture’a yapılan teklifte eğer birliklerini Fransız Ordusuna katılmaya ikna ederse hayatının bağışlanacağı bildirilir. Ancak L'Ouverture Mayıs 1802’de teslim olmasına rağmen kandırılacak ve Fransa’ya mahkeme edilmek için gönderilecektir. Fransa’ya vardığında ise hapishanede ölecektir.

Köleliğe başkaldırı

Napolyon egemenliğinde birkaç ay sükunet sağlanır. Ancak Fransızların tekrar köleliği kurmak istediği anlaşılınca Dessalines ve diğer komutanlar tekrar saf değiştirerek Ekim 1802’de Fransızlara saldırmaya başlarlar. Kasım 1802’de Fransız komutan Leclerc sarı hummadan ölecek, ordusu da hastalıklardan kırılmaya başlayacaktır. Leclerc’in yerine geçen Rochambeau halka karşı acımasız bir saldırı başlatınca Fransa saflarından kaçışlar başlar. Ayrıca adaya yapılan İngiliz ablukası da Fransa ordusunu zayıflatacak, çare olarak bakılan Napolyon’dan da yardım gelmeyeceği belli olur. Ayrıca ABD’ye Lousiana’yı 1803’de satan Napolyon’un Batı sömürgeleriyle ilgilenmediği artık resmen ortaya çıkmıştır. 1803 yılında Dessalines komutasındaki isyancı ordu Fransızları tamamen yenecektir. Son muharebe 18 Kasım 1803 günü olacaktır. 1 Ocak 1804’de Dessalines adanın bağımsızlığını ilan edecek ve yerel Arawak dilinde adanın ismi olan Haiti adını verecektir. Bu yenilgi Fransa koloni imparatorluğuna çok büyük bir darbe indirmiştir.

Bağımsız cumhuriyet

Haiti Batı yarıkürede ABD’den sonra bağımsız olan ikinci ülkedir. Tarihteki başarıya ulaşan tek köle ayaklanmasının sonucudur. Ülke yıllar süren savaşlardan dolayı harap haldedir, tarım sektörü çökmüştür, ticaret hayatı sona ermiş ve haklı da çoğunlukla eğitimsiz ve yönetim tecrübesinden yoksun durumdadır. Haiti 1825 yılında Fransız köle sahiplerine 150 milyon frank tazminat ödemeyi kabul edecek, bu miktar Fransa’nın saldırmama taahhüdü vermesiyle birlikte 1838 yılında 60 milyona indirilecektir. Borç, Haiti bütçesini mahvetmiş ve ülke zenginliğini Fransa bankalarına bağlı bırakarak zenginleşmesini engelleyen faktör olmuştur. 1804 yılında Haiti Devriminin sonu, Haiti’de sömürgeciliğin sonunu müjdeler. Devrimden sonra başa gelenler Fransız eğitimi almış olan ve orduya hakim gruptur. Fransa ise Martinique ve Guadeloupe’de köleliği tekrar tesis etmiştir. İngiltere ise 1807’de köle ticaretini sona erdirmiş, 1833’de de sömürgelerdeki köleliği kaldırmıştır. Fransa 1834 yılında Haiti’nin bağımsızlığını tanıyacak onu 1862 yılında ABD izleyecektir.

Etkileri

Haiti Devrimi Amerika ve İngiliz kolonilerindeki köle isyanları için örnek oluşturmuştur. Adayı ve değerli gelir kaynağını kaybeden Napolyon, Amerika’daki toprakları elinden çıkartacak ve Lousiana’yı ABD’ye satacaktır. Adadan kaçan beyaz ve melezler New Orleans’a yerleşecek ve burasının nüfusuna Fransızca konuşan bir topluluk olarak dahil olarak kültürel katkıda bulunacaktır. Haiti Devriminin ardından İngiltere 1807 yılında köle ticaretini yasa dışı ilan etmiş olsa da köle ticareti daha uzun yıllar sürecektir. (Amistad gemisi) ABD içindeki köleler de Haiti örneğini izleyerek çeşitli ayaklanmalara kalkışacaklarsa da başarısız olacaklardır. Toussaint Louverture hala bölgede bir kahraman olarak anılmaktadır. 2004 yılında Haiti, Fransa’dan bağımsızlığını kazanmasının 200.yılını kutlamıştır.

Sanat alanında etkileri

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar


This article is issued from Vikipedi - version of the 10/14/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.