Irmak İyesi

Irmak İyesi – Türk ve Altay inancında ırmağın koruyucu ruhu. Irmag (Yırmag) İyesi olarak da söylenir. Moğollar Mür (Mör) Ezen veya Müren (Mören) Ezen derler. Azeri dilinde Çay iyesi olarak da bilinir.

Özellikleri

Her ırmak için farklı bir İye vardır. Türklerde bazı ırmaklara özel önem verilir ve saygı duyulur. Özellikle Ötüken bölgesindeki ırmaklar On Irmak, Otuz Irmak gibi tabirlerle sınıflandırılır. Kutsal ırmaklar kaynaklarını genellikle Uçmağ’dan (Cennetten) veya Yaşam Ağacı’nın kökünden alırlar. Türklerde iki ırmağın kesiştiği yerler özel öneme sahiptir. Buralarda bulunan adalar ise kutlu sayılır. Bu birleşme soyun iki kolunu Ana ve Atayı temsil eder. Örneğin Kıtan’ların ak ata binmiş ataları ile boz öküze binmiş anaları iki ırmağı izleyerek böyle bir yerde rastlaşmış ve evlenmişlerdir. Onlardan da sekiz boy türemiştir. Bu nedenle Bahar ve Güz mevsimlerinde ak bir aygırla boz bir inek kurban ederlermiş. Öteki dünyada “Doymadım (Toybadım) Irmağı” adı verilen bir akarsu vardır. Ölümü ve öteki dünyanın nimetlerinin sürekliliğini simgeler.

Öğüz İyesi

Öğüz İyesi – Türk ve Orta Asya halk inancında akarsu ruhudur. Irmak İyesi ile benzer özellikler taşıyan ve ona çok yakın olan bir varlıktır. Hatta kimi görüşlere göre aynı canlıdır. Öz İyesi olarak da bilinir. Eşanlamlı olarak Akar İyesi veya Akarsu İyesi tabiri de kullanılır. Dere İyesi de benzer bir anlam içerir. Akarsuyun koruyucu ruhudur. Her akarsu için farklı bir İye vardır. Yaşlı kadın kılığındadır. Çaylarda, derelerde yaşar. Köprüden geçerken suya bakanlara kızar ve başını döndürür. O kişi de suya düşer ve bazen boğulur. Suların kirletilmesi onu çok üzer. Suya kirli şeyler dökenlerin başına belalar getirir. Su kenarlarında yaşar. Bazen kuraklık ve hastalık getirir. İlk defa su doldurmaya giden bir gelin kendisine saçı verir. Bozuk para atılabilir. Veya sudaki canlıları beslemesi için peynir, çökelek, ekmek dökülebilir. İnsanları ayaklarından tutup suya çeker. Bazen aslında çok sığ olan bir yerde insanlar onlarca kulaç derinliğe batarlar. Dağınık saçları vardır. Çay (Say) İyesi küçük akarsuların koruyucu ruhudur. Öğüz sözcüğü, akarsu demektir. Bazı şive ve lehçelerde Öz olarak kullanılır. Öz sözü aynı zamanda bir varlığın temel unsuru demektir ki, su tüm canlı organizmalardaki temel unsurlardan belki de en önemlisidir.

Angara Çayı Efsanesi

Angara Nehri ve Yenisey nehirleri, Baykal Gölü ve Şaman taşı hakkında eski Buryat efsanesi Türklerin ırmak anlayışı hakkında çok derin bilgiler içerir. Eski devirlerde güçlü Baykal neşeli ve iyiliksever idi. O, kendi biricik kızı Angara’yı çok seviyordu. Dünyada ondan güzeli yoktu. Gündüzler o gökyüzünden daha parlak, geceleri ise bulutlardan daha soluk olurdu. Yanından geçen herkes onun güzelliğine hayran olur, onu târif ederdi. Hattâ göçmen kuşlar, turnalar, leylekler, kazlar da alçaktan uçarak onu seyrederlerdi. İhtiyar Baykal kendi kızını gözü gibi koruyordu. Bir kez Baykal uykuya daldıktan sonra Angara genç Yeniseyin yanına koştu. Uykudan uyanan Baykal kendi sularını titretti. Şiddetli fırtına koptu, ormanlar silkindi, gökyüzü üzüntüden karardı, hayvanlar korku içinde kaçıştılar, balıklar suyun derinliklerine indiler, kuşlar güneşe doğru uçuşdular. Kudretli Baykal dağdan bir kaya koparıp uzaklaşan kızına doğru fırlattı. Kaya güzel Anqaranın düz boğazının üstüne düştü. Mâvi gözlü Angara yalvarışlı sesle dediki: “Baba, ben susuzluktan yanıyorum, beni bağışla, en azından bir damla su ver.” Baykal kızgınlıkla bağırdı: “Ben sadece gözyaşlarımı verebilirim!” Bin yıllardır Angara, Yenisey'e doğru gözyaşı akıtır. İhtiyar Baykal ise somurtkan ve öfkelidir. Baykal'ın kendi kızına doğru attığı kayayı ise insanlar Şaman taşı olarak adlandırırlar.

Etimoloji

(Ir/Yır) kökünden türemiştir. Nehir demektir. Şırıldamak, çağıldamak, ezgi, şarkı söylemek anlamlarını taşır.

Kaynakça

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 1/8/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.