Körlük (roman)

Körlük
Yazarı Jose Saramago
Orijinal ismi Ensaio sobre a cegueira
Çevirmen Aykut Derman
Ülke Portekizce
Özgün dili Portekizce
Konu(lar) Giderek körleşen insanoğlunun dibe vurup yeniden yükselişi
Türü Roman
Yayınevi Can Yayınevi
Anadilinde
basım tarihi
2008
Sayfa sayısı 344 s.
Sonraki eser Görmek (roman)

Körlük (Portekizce adı: Ensaio sobre a cegueira), Jose Saramago'nun 1995'de yazdığı Portekizce roman.

1998 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazarın en ünlü romanlarından birisidir. Konusu, körlüğün salgın hastalık gibi yayıldığı bir toplumda korku ve paniğin hakim olması sonucu ahlaki değerlerin çökmesidir. Kitapta olaylar adı bilinmeyen bir ülkenin bilinmeyen bir şehrinde geçer; hiçbir kahramanın adı yoktur, herkes sıfatları ile anılır. Nokta ve virgül dışında hemen hiç noktalama işareti olmadan yazılmıştır.

Roman, 2008 yılında Fernando Meirelles tarafından filme çekilmiştir.

Yazar, bu romanının devamı olan Görmek adlı romanını 2004 yılında yayımlamıştr.

Konu

Adı bilinmeyen bir ülkenin bilinmeyen bir şehrinde araba kullanmakta olan bir adam trafik ışıklarında beklerken aniden kör olur. “Beyaz körlük” diye adlandırılacak bir hastalığın ilk kurbanı olmuştur. Karanlığın değil, sonsuz bir beyazlığın içine çekilmiştir; kendini bir “süt denizinde gibi” hisseder. Beyaz körlük, salgın haline gelerek önce bir oto hırsızına, sonra bir göz doktoruna ve hızla başkalarına bulaşır. Kör olanlar hükümet yetkilileri tarafından bir akıl hastanesinden karantinaya alınır. Onlara, ülkenin geleceği için bu fedakârlığı yapmaları gerektiği söylenir. Ancak güvenlik güçleri körler ile temas etmekten çekindiği için içeride kontrolü sağlayamazlar. Dışarısı ile tüm bağları kesilen körler ölüme terkedilmişlerdir ve zor koşularda bir yaşam mücadelesi vermeye başlar.

İlk kör olanlardan biri olan göz doktoru ile birlikte onu yalnız bırakmak istemeyen eşi de kör olduğunu söyleyerek içeri girmiştir. Doktorun eşi, orada gözleri gören tek kişidir ve her an kendisinin de kör olacağı korkusuyla yaşar; görebildiğini herkesten gizler. Kısa sürede içerisi çok kalabalıklaşır. İçeridekilerin seslerini hükümet yetkililerine duyurma girişimleri, bir kişinin ölümü ile sonuçlanır. İçerde insanların bencillikleri ortaya çıkar; çeteleşme, adaletsizlik, cinsel istismar görülür; insanlar insanlık onurunu yitirmeye başlar. Bir körün yanında getirdiği el radyosu, insanlara her şey normalmiş gibi hissettirir.

Şiddet kullanan bir grup körün diğer körlere eziyet etmesi sonucu işler çığırından çıkar. Her şeyi gören ama kör gibi davranarak görmezden gelen doktorun eşi, çetenin ele başını öldürür. Çete liderinin ölümünden sonra tam bir kaos ortamı doğar; isyan çıkar. Doktorun eşi, isyan sırasında başlayan yangından yararlanarak binanın kapılarını açar; karantinadaki insanların kurtulmasını sağlar. Karantinadaki körler dışarı çıktıklarında herkes salgına tutulduğunu anlarlar. Korku ve kaos tüm şehre yayılmıştır; beyaz kör çeteleri bir lokma yemek için biribirini öldürmektedir.

Doktorun eşi, birkaç kişi ile birlikte evine gidip eski yaşamını ve kuralları hatırlamaya başlar ve her şey eski haline döner. İlk kör olandan başlayarak herkes aniden kör olduğu gibi aniden görmeye başalr.

This article is issued from Vikipedi - version of the 8/17/2015. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.