Külhan
Hamamların altında bulunan ayrı bir bölme. Bu bölmede hamamı ısıtmak için büyükçe bir kazan vardır. Bu kazanın yanmasını sağlamak külhancı'nın görevidir. Hamam müşterileri bu bölmeyi genellikle bilmezler. Külhan'ın hamama açılan pencereleri vardır. Bunlara cehennemlik adı verilir. Cumhuriyet öncesi devirlerde hamam külhanlarında ana babası olmayan kimsesiz çocuklar barınırlardı. Zaman içinde külhanlarda lonca benzeri kendine has kuralları ve ritüelleri olan bir yapılanma gelişmiştir. Bunun kökeni iyi bilinmemekle beraber İstanbul'un fethine kadar uzandığı söylenmektedir. Bu tür külhan yapılanması olan hamamlardan Gedikpaşa hamamı öne çıkmaktadır. Bu konuda yapılmış ciddi bir araştırma yoktur. Ancak çeşitli eserlerde bu konudan anekdotal olarak bahsedilmektedir. Bu eserlerden en bilineni Ebuzziya Tevfik tarafından yazılan Yeni Osmanlılar isimli eserdir. Bu eserde Külhanbeyi Sami isimli bölümde bu konuda geniş bilgi vardır. Kayda değer diğer bir eser ise Reşat Ekrem Koçu'nun Patrona Halil isimli eseridir. Koçu'nun bahsettiği konu ile ilgili en eski belge 18 yüzyılın ilk yarısına ait olan bir kadı sicilidir. Ancak Koçu, bu sayfa'nın sadece kopyasının elinde olduğunu söylemektedir. Bu sicilde bir hamamdaki çalışanlar sayılırken orada barınan külhanbeylerden de bahsedilmektedir. Konu ile ilgili diğer bir eser ise Refi Cevad Ulunay'ın Sayılı Fırtınalar eseridir.