Kibrit
Kibrit, ağaç dallarından yontularak kürdana benzetilen ve başına sıvı yapışkan bir madde sürüldükten sonra, üzerine fosfor içeren bir katı karışım konularak oluşturulan yanıcı madde.
Genellikle bir kibrit kutusu 40 çöp ve bir kibritin tutuşturulması için gereken sağ ve sol yüzeylerinde şerit halinde birer bölge barındırır. Bir kibriti tutuşturmak için kibrit, kibrit kutusunda yer alan bu bölgeye sürtülür. Sürtünme yoluyla oluşan ısınma ve yanma reaksiyonu kibrit çöpünün uç kısmının alev almasını sağlar.
Kökenbilgisi ve Kullanımı
Asıl anlamı kükürt olan kibrit kelimesi Arapçadan Türkçeye geçmiştir.[1] Türkiye Türkçesindeki eş anlamlıları alışkan, çalma ve kükürt kelimeleridir.[2][3] Türk lehçelerinde kibrit, alışqan (Azerbaycan); siriñke, kükirt (Kazak); şireñke, kükürt (Kırgız); gugurt (Özbek); şırpı, kükirt (Tatar); kükürt, otluçöp (Türkmen); serengge, gugut (Uygur) sözcükleri kibrit anlamında kullanılmaktadır.[4][5] Anadolu ağızlarında kibrit anlamında kullanılan sözcükler ise şunlardır: akuşgan, alışgan / alışkan, ataşlık / ateşlik, avza / aze / ecza / erza / eza / irza, başot, bıçka / bışka / pışka / sıpışka, cırıt, çakmaksız, çalacak, çaldut, çalgı, çalma, çırpıl, çıtır, çıtlak, çirpit / kirpit, çitçit, fingo, fuka, ispirle / ispirto, kırt kırt, kükürt, neft, sermek / sernik / şernik, sürgüç, sürtme / sürsür / sürtüke, şama, şihata, yakar / yanar / yanarca, zırnık, zilve.[6]
İçeriği
Kibrit ucu, kükürt (S) ve oksitleyici olarak potasyum klorattan (KClO3) oluşur. Potasyum klorat kükürtün yanmasını sağlayan oksijeni veren maddedir. Ayrıca sürtünmeyi artırıcı çok ince cam tozu ve bu karışımı bir arada tutacak bağlayıcı olarak tutkal veya nişasta kullanılır.
Kibrit çöpü; ağaçtan elde edilen ahşap materyalin kibrit çöpü boyutlarına getirilip yanmayı kolaylaştırmak için parafin emdirilmesi ile hazırlanır. Hazırlanan bu çöplere kükürt ve potasyum klorat karışımı tutkal yardımıyla tutturulur.
Kibrit ucunun sürtüldüğü kibrit kutusunun yan yüzeyleri kırmızı fosfor (P), cam tozu ve bağlayıcıdan oluşmaktadır.
Tarihçe
Kibrit, 1809'da İngiliz bilimadamları tarafından icat edildi. Bu küçücük âlet, sadece uçlarından biri, içinde potasyum klorat bulunan bir karışıma batırılmış küçük bir kükürtlü tahta parçasından ibaretti. Tutuşturmak için yoğun sülfürik aside daldırmak gerekiyordu. Bu da tehlikeli ve oyalayıcı bir işti.
Kullanılışı daha basit olan ilk kibrit 1831 yılında, Dole'de, on dokuz yaşındaki genç bir Fransız öğrenci olan Charles Sauria tarafından geliştirildi. Sauria bu karışıma, en basit sürtünmeyle alev alıveren beyaz fosfor katmayı akıl etti. Daha sonra, İsveç'te, çakma yerine sürülen bir başka karışıma kırmızı fosfor katıldı ve kibritin ucunda sadece potasyum klorat kaldı, böylece İsveç kibriti bulunmuş oldu.
Not: Beyaz fosforun tersine, kırmızı fosfor zehirli değildir.
Türkiye, 1929'a kadar kibriti Avrupa'dan ithal ederdi. İlk fabrika 1932 yılında İstanbul'un Büyükdere semtinde kuruldu. Yirmi yıl devlet tekelinde tutulan kibrit yapımı işi 1952'de serbest bırakıldı ve bu tarihten sonra özel fabrikalar da kuruldu.