Matbaa-i Amire
Matbaa-i Amire, Darü't-Tıbaati'l-Amire olarak da bilinir, 1864'te İstanbul'da kurulan devlet basımevi.
Devlet basımevi niteliğindeki ilk kurum 1795'te Hasköy'deki Mühendishane-i Bahri-i Hümayun'un içinde açıldı. Bunu III. Selim'in Üsküdar'da kurduğu (1802) ve Üsküdar Matbaası olarak da anılan Darü't-Tıbaati'l-Cedide izledi. II. Mahmud bu matbaayı 1831'de Darü't-Tıbaati'l-Amire adıyla Beyazıt'a taşıttı. Aynı yıl, Takvim-i Vekayi'nin basımını gerçekleştirmek için bunun yanında Takvimhane-i Amire açıldı. Tanzimat döneminde eğitim ve kültür alanındaki gelişmeler devlet basımevlerinin genişletilmesini zorunlu kıldı; Babıali'nin yanan defterdarlık bölümü onarılarak her iki basımevi Matbaa-i Amire adı altında birleştirildi ve ilk büyük devlet basımevi açıldı. Bir süre sonra buradaki makineler Topkapı Sarayı surları içindeki basımevine taşındı.
Matbaa-i Amire'de basım uzun süre talik yazıyla yapıldı. Ama eğitim malzemeleriyle ders kitaplarının da burada basılması, başka yazıların kullanılmasını gerektirdi. Basımevinin yönetimine tarihçi Lutfi Efendi, yazar Ahmed Midhat Efendi gibi aydın kişiler getirildi. Kaynak yapıtların, vakanüvis tarihlerinin basımlarına öncelik verildi.
Rejim karşıtı yayınları önlemek için Matbaa-i Amire'yi gözetim altında tutan II. Abdülhamid 1901'de basımevini bir süre kapattırdı. II. Meşrutiyet'in ilanından (1908) sonra yeni rejimden yana bir kamuoyu oluşturmak için devlet yayınlarına ağırlık verildi. Bu dönemde makineler bir kez daha yenilendi. Takvim-i Vekayi de Osmanlı Devleti'nin sonuna değin burada basıldı.
Matbaa-i Amire, Cumhuriyet'in ilanından sonra Milli Matbaa, ardından da Devlet Matbaası adını aldı. 1939'da Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilince adı önce Milli Eğitim Basımevi, 1950-60 arasında da Maarif Matbaası oldu. Kurum günümüzde Milli Eğitim Basımevi olarak çalışmaktadır.[1]