Mescid-i Kubâ
Mescid-i Kubâ, Kubâ'da kısa bir süre kalan İslam Peygamberi Muhammed, inşaatında kendisinin de bizzat çalıştığı ilk mescid. Kuyuları ve hurma bahçeleriyle meşhur verimli bir vaha üzerinde kurulmuş olan, ve adını buradaki bir kuyudan alan Kubâ, hicret sırasında Mekke yolu üzerinde Medine'ye 6 mil mesafede bulunan bir köydü. Hicretten sonra Medine'nin gelişimine paralel olarak süratle büyümüş ve şehrin mahallelerinden birisi haline gelmiştir. Peygamber'in "cennet pınarlarından bir pınar" diyerek övdüğü Gars ve yüzüğünün düşürüldüğü Erîs kuyuları da burada bulunmaktadır.[1]
Peygamber Mekke'den yola çıkıp on bir günlük yolculuktan sonra Kubâ'ya ulaşınca, Evs'in bir kolu olan Amr bin Avf oğullarından Külsum bint Hidm'in evinde misafir kaldı. Genişliğinden dolayı daha uygun gördüğü Sa'd bin Heysem'in evinde de ashabıyla sohbet etti. Kubâ'ya gelen ilk muhacirler, Amr bin Avf oğullarına ait bir hurma kurutma yerini mescid haline getirmişlerdi. Peygamber burayı genişleterek Kubâ Mescidi'ni inşa etti. Mesci-i Kubâ'nın ilk hali kare şeklinde bir düzlüğü çevreleyen dört duvardan ibaretti. Peygamber, kıblenin Kâbe'ye çevrilmesinden (623 M.) sonra Mesci-i Kubâ'yı yeniden inşa etmiştir. Bu sırada ön duvar ve ona paralel dizilen yedi sütun üstüne bir tavan yapılmıştır. Mescidin güneyinde Külsum bint Hidm ile Sa'd bin Heysem'in evleri bulunmakta ve Sa'd'ın evinden mescide bir kapı açılmaktaydı. Müslünmanlar Peygamber'in misafir kaldığı bu evleri de ziyaret ederlerdi. Sa'd bin Heysem'in evinde Peygamber'in namaz kılarak ashabıyla sohbet ettiği yer 1985'te gerçekleşen son imara kadar korunmuş, bu genişletmede Kubâ Mescidi'ne dahil edilmiştir.
Kubâ Mescidi'nde namaz kılmayı umreyle eşdeğer gören[2] Peygamber Medine'de bulunduğu zaman cumartesi, bazan da pazartesi günleri ve Ramazan'ın 17. günü Mescid-i Kubâ'ya giderek namaz kılar, burada verilen Kuran-ı Kerim derslerini denetler, kendisine sorulan soruları cevaplandırırdı. Kuran'da sözü edilen, ilk günden takvâ üzerine kurulduğu belirtilen mescidin (et-Tevbe 9/108) Kubâ Mescidi olduğu kabul edilir. Burada kastedilenin Mescid-i Nebevi olduğu da rivayet edilmektedir.