Otrar
Otrar* | |
---|---|
UNESCO Dünya Mirası | |
Ülke | Kazakistan |
Tür | Kültürel |
Kriter | iii, iv |
Referans | 1137 |
Bölge** | Asya-Pasifik |
Tescil bilgisi | |
Tescil | 1998 (22. Oturum) |
* Dünya Mirası resmî listesi. ** UNESCO resmî sınıflandırması. |
Otrar (Yengi-kent, Yangı Kent, Farab, Turar, Tarban veya Tutarband), Kazakistan'ın güneyinde kent. Siriderya kıyısındaki Otrar'ın adı genelde Moğol felaketiyle anılır. Burası, İslam dünyasının en büyük düşünürlerinden Farabi'nin doğduğu kentti[1]. Farab aslında bölgenin adıydı ve Otrar bu bölgenin merkeziydi. Çingiz'in yerle bir ettiği Otrar'ın kalıntıları geniş bir alana yayılmaktadır.
Ayrıca, 1405'de Çin seferine çıkan Timur da Otrar'da ölmüştür. Otrar vahası, arkeolojik kalıntıları, Orta Çağ yerleşim yerleri ve sulama yapıları ile 200 km² bir alanı kapsar.
Otrar (Yangı/Yengi-Kent) Bölgesi
7. yüzyılda, yani GökTürk çağında, Otrar bölgesinde 10 müstahkem kale vardı.[2] 7. - 9. yüzyıl arasında bu kalelerin sayısı 14'e çıkmıştır.[2] 10. - 12. yüzyıl arasındaysa bu bölge büyük bir gelişim dönemine girmiş, kale sayısı 24'e yükselmiştir.[2] 13. yüzyılda dağılma dönemi başlamış ve içinde insan yaşayan yalnızca 4 yerleşim yeri kalmıştı.[2] Aynı bölgede 10.-12. yüzyıla ait 13 kervansaray saptanmışken 13. yüzyılda bunlardan ancak ikisi sağ idi.[2] Prof. Dr. Mehmed Bahaeddin Ögel'in yukarıdaki verilerden yaptığı çıkarım şöyledir:
"Bu rakamlar bize göstermektedir ki, bu bölge Kara-Hıtay Devletinin kuruluşu ve bilhassa Çingiz istilası ile boşalmağa yüz tutmuştu. Bu yerlerden bazıları, 12. asrın sonlarında insanlar tarafından terkedilmiş ve bazıları da zamanımıza kadar büyük veya küçük birer iskân yeri olarak gelmişti."[2]
Otrar kenti, Oğuz döneminde "Yengi-Kent"(yani Yeni Kent, Yeni Şehir) adıyla anılmaktaydı.[2] Aynı dönemde Oğuz Yabgularının da kışlağıydı.[2] Ak-Hunlar çağındaysa çok önemsiz bir yerdi. Burada daha önceki çağlara ait bulgular ele geçmemiştir.[3]
Kentin gelişim çağı, 5.-8. yüzyıl arasına yani GökTürk ve Türgeş çağına denk gelir.[3]
Otrar'ın 400x300 m büyüklüğünde bir iç kalesi ve oldukça da geniş duvarları vardır.[3]
813-818'de Arap istilasına uğrayan kent, 10. yüzyılda yeniden yükselmiş ve öyle anlaşılıyor ki en gönenç dönemini Karahanlılar çağında yaşamıştır.[3] Moğol istilası sırasında uğradığı felaketin izleri bugün bile görülebilmektedir.[3]
Kaynakça
- ↑ Fahrettin Olguner, Farabi, 2012.
- 1 2 3 4 5 6 7 8 Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, İslamiyet'ten Önce Türk Kültür Tarihi, bet(syf.) 334.
- 1 2 3 4 5 Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, İslamiyet'ten Önce Türk Kültür Tarihi, bet(syf.) 335.