Paleolitik diyet

Paleolitik diyet (diğer adlarıyla Mağara adamı diyeti, Taş devri diyeti veya Avcı-toplayıcı diyeti), modern yiyecekler dahilinde olmak üzere Paleolitik çağında yaşayan insanların yediği yabani bitkiler ve hayvanlar ile beslenmekten oluşur. Diyetin en önemli unsurlardan bir tanesi Paleolitik zamanında bulunmayan yiyeceklerden uzak durmaktır. Örneğin, işlenmiş hayvansal gıdalar (tereyağ, süt, yoğurt, vb.), buğday ürünleri, baklagiller, rafine yağlar (sebze yağı, mısır yağı, kanola yağı, margarin, vb.) ve rafine şeker bunlardan bazılarıdır. Paleolitik diyeti 2010 yılından sonra, 21. yüzyılın moda diyeti haline gelmiştir. Ancak, her yeni çıkan diyet gibi Paleolitik diyeti de eleştiren diyetisyenler ve doktorlar var.

Tarihi

Kısaca Paleo diyeti olarak adlandırılan Paleolitik diyeti, ilk kez 1975 yılında Walter Voegtlin tarafından ortaya çıkmıştır. The Stone Age Diet[1] adlı kitabında Voegtlin taş devri çağında insanların nasıl beslendiğini, daha az karbohidratlı gıdalar tükettiklerini ve genel olarak insanların doğal, doğada kendiliğinden var olan, gıdalarla beslenmelerinin yeterli olacağını savunuyor.

Daha sonra, 1985 yılında Boyd Eaton ve Melvin Konner meşhur tıbbı dergi New England Journal of Medicine'de "Paleolithic Nutrition — A Consideration of Its Nature and Current Implications"[2] adlı makale yazıyorlar. Bu makalede Eaton ve Konner, insanancestoıroğlunun köklerinin 4 milyon yıl önce yaşayan, australopithecines adlı insan-öncesi atalardan gelmektedir. Bu atalardan gelen genetik yapı şu anki genetik bileşimimizi etkilemiştir. Şu ana kadar hayatta kalmamız doğal seçilim sayesinde olduğunu ve bunun ana sebebi beslenme şeklimizden kaynaklandığını savunmaktadırlar. Atalarımızın tükettiği gibi yemeklerden uzaklaştığımız için bazı insanlar da beslenme ile ilgili hastalıklarla karşılaşmaktadır.

1988 yılında, Boyd Eaton, Marjorie Shostak ve Melvin Konner'ın beraber yazdıkları The Paleolithic Prescription adlı kitap çıkmıştır. Bu kitapta Eaton, Shostak ve Konner, Paleolitik Paradigma hakkında bahsederler. Bu paradigmaya göre 2 milyon yıl önce yaşayan atalarımızın hayatlarını kendi hayatlarımıza benimseyip daha sağlıklı hayatlar yaşayabiliriz.[3]

Bu eserler dışında 1990lar da Paleolitik diyeti hakkında yazan birçok diyetisyen ve beslenme uzmanı vardı. Bunlardan bazıları: Staffan Lindeberg, Mark Sisson ve Arthur De Vany idi. Fakat bu zamana kadar Atkins diyeti, South Beach diyeti gibi diğer benzer diyetler Paleolitik diyeti olan ilgiyi azaltı. Paleolitik diyetin ilk popülerleşmesi Loren Cordain'in 2010 yılında yazdığı The Paleo Diet:Lose Weight and Get Healthy by Eating the Foods You Were Designed to Eat adlı kitabı ile oldu.

Diyetin kendisi

Arthur De Vany, 2011 yılında Türkçe olarak basılan İlk insan Diyeti: Taş Devrinden Sağlıklı Beslenme Sırları[4] adlı kitabında Paleolitik diyeti hakkında besinsel bilgi vererek aynı zamanda diyet için gereken yiyecekleri ve bir aylık diyet formülü vermektedir. Bu förmülde, her gün, üç öğün için yenecek ve yenilmeyecek gıdalar olmak üzere aynı zamanda egzersiz çalışmaları ve bunların fiziksel açısından olan faydalarını açıklamaktadır.

Mesela, ilk hafta Pazartesi günü için böyle bir tablo vermektedir:

"Pazartesi

SABAH

Biraz somon- füme, konserve ya da taze- yanında salata ya da kereviz ve kavun. Kereviz çok iyi bir lif kaynağıdır. Kavun da iyi bir mineral ve antioksidan kaynağıdır.

ÖĞLE

Brokoli, lahana, yeşil soğan, enginar ya da palmiye göbeği gibi sebzelerle dolu büyük bir salata yapın. Üzerine karides buğulama, fırında hindi ya da ızgara tavuk koyun ve yarım avokado doğrayın. Zeytinyağı ve balzamik sirke kullanabilirsiniz.

AKŞAM

Izgara dana ya da kuzu biftek. Yanına biraz kuşkonmaz ve marul. Akşam yediden sonra yemeyin. Daha erken yiyemiyorsanız yemek yerine bir şeyler atıştırın- birkaç dilim hindi göğüsü ve yarım avokado yeterli olabilir. Doymazsanız bir avuç kabuklu yemiş yiyebilirsiniz.

SPOR

Karnınızı güçlendirmeyi öğrenin. Dik durun ve belinizdeki kasları hissedene kadar öne doğru eğilin. Bu kasları biraz esnettikten sonra tekrar doğrulun. Ardından aynı pozisyonda karnınızı biraz gerin. Sonra göğüsünüzü şişirin, çenenizi kaldırın ve başınızı aşağı indirmeden yürüyün. Bu güçlü duruş omurganızı korur ve kuvvetlendirir, ayrıca dünyayı farklı bir şekilde görmenizi sağlar."[4]

Genel olarak, Paleolitik diyeti için birçok tarif var. Bu tariflerin hepsinde yenilecek ve yenilmeyecek yiyecekler mevcuttur. Loren Cordain'in The Paleo Diet:Lose Weight and Get Healthy by Eating the Foods You Were Designed to Eat (sayfa 166- 167), Paleo diyetinde kullanılan tariflerin asla bu gıdaları içermemesi lazım:

- buğdaylı yiyecek ürünleri

- yer fıstığı dahil olmak üzere bütün baklagiller

- süt ürünleri

- mayalı gıdalar (hamur işleri, turşular, sirke, fermente edilmiş yiyecekler ve fermente içecekler maya içerdiği için otoimmün hastalıkları olan kişiler için zararlı olabilir)

- işlem görmüş şekerler

- patatesler ve

- eklenmiş yağlar (belirli ölçülerde belirten yağlar hariç).[5]

Ultimate Paleo Guide[6]'e göre yenebilen yiyecekler bunlarıdır: çim ile beslenmiş hayvanlar, balık/deniz mahsülleri, taze meyveler ve sebzeler, yumurta, kuruyemiş, çekirdekler, ve sağlıklı yağlar (zeytinyağ, ceviz yağ, avustralya fındığı yağ, ketentohumu yağ, avokado yağ ve hindistancevizi yağ).

Mantığı

Paleolitik diyetin arkasındaki mantık evrimsel tıptan gelmektedir. Özellikle, diyetin altyapısı evrimsel uyumsuzluk hipotezi denilen savdan ortaya çıkmıştır. Bu hipoteze göre, "Batı toplumlarında ortaya çıkan kronik hastalıkların ve dejeneratif durumların sebepleri şu anki hayat tarzın Taş Devri'ndeki atalarımızın genlerine uyuşmamasından kaynaklanmaktadır."[7] Paleolitik diyetin yandaşları, Loren Cordain'de dahil olmak üzere, besimsel önerilerini evrimsel uyumsuzluk hipotezi üzerine yapmaktadırlar. Modern insanların Paleolitik atalarının diyetlerine, mümkün olduğunca, benzer bir diyete uymalarını savunuyorlar.

Özellikle dikkat edilmesi gerekenler, yenilen yiyeceklerin Paleolitik çağında, taş devrinde, olup olmadığıdır.

Eleştiri

Doktor McDougall Paleolitik diyetin birçok yönlerine karşı çıkmaktadır. Örneğin, 30,000 yıl önce İtalya, Rusya, ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde yaşayan kişilerin sebze ve tahıl gıdaları un haline getirmek için kullandıkları aletlere dayanarak sebze ve tahıllı gıdalar ile beslendiklerini savunmaktadır.[8][9]

Buna benzer şekilde farklı dönemlerde, farklı yerlerde bulunan insanların farklı gıdalar ile beslendiklerini açıklamaktadır. Bu durumda, Paleo diyetin ne tür bilgilere dayanarak beslenme tüyoları verdiği şupheli olduğu düşünülmektedir.

McDougall'ın savunduğu diğer bir unsur da Paleo diyetin sağlığa gerçekten faydalı olmadığıdır. Paleo diyete göre devamlı et ve hayvansal gıdalar tüketmek insanlarda kalp hastalıkları ve atherosclerosis (damar tıkanıklığı) gibi sorunlara yol açmaktadır.[8][10]

Aynı zamanda, McDougall çoğu toplumların buğday ve nişastalı gıdalar ile beslenip uzun yıllar yaşadıklarını savunmaktadır. Böylece bu toplumlar sadece et ve sebze ile beslenmemiştir ve buğday ve nişastalı gıdalar tüketmelerine rağmen sağlıklı yaşamışlardır.[8]

Son olarak, McDougall Paleo diyetin takibi doğal çevremize de zarar vereceğini açıklamaktadır. Ne kadar çok et tüketilirse o kadar çok hayvan yetiştirilmesi gerekir. Birleşmiş Milletlerin 2006'da çıkardığı rapora göre,[8][11] hayvanların yetişmesi de dünyamızın suyuna, arsasına ve kaynaklarını etkilemektedir. Rapora göre, "bütün ulaşım araçların ürettiği %13,5 emisyona göre, hayvansal ziraat dünyadaki sera gaz (CO2 eşdeğerleri) emisyonların %18 oluşturmaktadır."[11]

Arkeolog Christina Warinner Youtube'daki videosunda Paleo diyetin gerçekleri ile ilgili konuşmasında, 10,000-30,000 yıl önce yaşayan insanların gerçekten ne yediklerini ve ne yemediklerini açıklıyor.[12] Warinner'e göre üç farklı mit var ve konuşmasında bu mitlerin doğruluğa kavuşmalarını sağlamaktadır.

Birinci mit: İnsanlar evrimsel olarak et yemek için uygundur ve Paleolitik insanlar büyük çapta et tüketmiştir.

Aslında, insanların et yemeleri için bilinen herhangi bir anatomik, fizyolojik ve genetik adaptasyon bilgisi mevcut değildir. Doğrusu, bitki adaptasyonuna yatkın birçok özelliğimiz var ve etcil hayvanlara kıyasla daha çok bitki yemeye yatkınız.

İkinci mit: Paleolitik insanlar buğday veya baklagiller yememiştir.

Taş devri çağından kalmış bazı aletler bulunmuştur ve bu aletlerin buğday ve arpa üretiminde kullanıldığı anlaşılmıştır.

Üçüncü mit: Paleo diyeti yiyecekler Paleolitik atalarımızın yedikleri şeylerdir.

Paleolitik diyet için satılan veya reklamlarda gösterilen yiyecekler gerçekten Neolitik Çağ'ında ortaya çıkmıştır ve Paleolitik çağında mevcut değildi. Örneğin, muzlar tamamen çiftçiler tarafından yetiştirilen bir meyvedir ve yaban muz çok çekirdeklidir. Yaban marul da, latex maddesi mevcuttur ve insanların sindirmesi mümkün değildir. Böylece şu anki yediğimiz bütün sebze ve meyveler yaban değildir, çiftçi tarafından üretilmiştir ve birçok yapısal değişikliklere tabi olmuştur. Şu anda yediğimiz hiçbir meyve ve sebze doğal olarak doğada yetişmemektedir.

Birden fazla Paleo diyeti mevcuttur. Ancak, paleolitik diyetlerinde bulunan yiyecekler ve şartlar hakkında yapılabilecek yorumlar bunlardır: bölgesel olarak değişken; mevsimsel olarak değişken; çok hareketli; küçük yemek paketleri; sert, odunsal ve ipliksi; ilikler ve organlar; ve toksinler ve bitkisel ilaçlar içermektedir. Sonuç olarak, Warinner'e göre gerçek Paleolitik diyetlerinden ortaya çıkarabileceğimiz üç önemli unsur var: farklı yiyecekler tüketmek; taze ve sezonunda yetişmiş mevye ve sebzeler tüketmek ve tam gıdalar tüketmek.

Kaynaklar

  1. Voegtlin, Walter L.. "The Stone Age Diet". The Stone Age Diet. 6 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20131106193335/http://www.mitodascalorias.com/wp-content/uploads/2013/06/Voegtlin_1975_The_Stone_Age_Diet.pdf. Erişim tarihi: 28 Kasım 2014.
  2. Eaton, Konner, Boyd, Melvin. "Paleolithic Nutrition — A Consideration of Its Nature and Current Implications". The New England Journal of Medicine. 28 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20151128170256/http://www.nejm.org:80/doi/full/10.1056/NEJM198501313120505. Erişim tarihi: 28 Kasım 2014.
  3. Shostak, Marjorie. "The Paleolithic Paradigm". The Paleolithic Prescription. Harper and Row. 25 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20141225062203/http://files.meetup.com/525143/'The%20Natural%20Child'%20-%20THE%20PALEOLITHIC%20PRESCRIPTION.PDF. Erişim tarihi: 28 Kasım 2014.
  4. 1 2 De Vany, Arthur. İlk İnsan Diyeti: Taş Devrinden Sağlıklı Beslenme Sırları, NTV Yayınları, 2011. Çev: Bülent Doğan.
  5. Cordain, Loren. The Paleo Diet: Lose Weight and Get Healthy by Eating the Foods You Were Designed to Eat, John Wiley & Sons, 2010.
  6. Ultimate Paleo Guide, "Paleo Diet Food List." http://ultimatepaleoguide.com/paleo-diet-food-list/, 29 Kasım 2014.
  7. Elton, S (2008). "Environments, Adaptation, and Evolutionary Medicine: Should We be Eating a Stone Age Diet?". In S. Elton, P. O'Higgins (ed.), Medicine and Evolution: Current Applications, Future Prospects. Boca Raton, FL: CRC Press. P. 9.ISBN 978-1-4200-5134-6.
  8. 1 2 3 4 "The Paleo Diet is Uncivilized." https://www.drmcdougall.com/misc/2012nl/jun/paleo2.htm. 8 Aralık 2014.
  9. "Thirty thousand-year-old evidence of plant food processing." Proc Natl Acad Sci U S A. 2010 Nov 2;107(44). http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20956317. 8 Aralık 2014.
  10. Carbohydrates and the diet-atherosclerosis connection--more between earth and heaven. Comment on the article "The atherogenic potential of dietary carbohydrate". Prev Med. 2007 Jan;44(1):82-4; http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16997359. 8 Aralık 2014.
  11. 1 2 "Livestock's long shadow: environmental issues and options." UN, 2006. ftp://ftp.fao.org/docrep/fao/010/a0701e/a0701e00.pdf. 8 Aralık 2014.
  12. "Debunking the Paleo Diet, Christina Warinner," Tedx. https://www.youtube.com/watch?v=BMOjVYgYaG8. 8 Aralık 2014.
This article is issued from Vikipedi - version of the 6/5/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.