Sanat sosyolojisi

Sanat sosyolojisi, sosyolojinin alt dallarından biridir ve sanatı toplumsal bir süreç olarak, diğer toplumsal fenomenlerle bağlantı içinde ele alır ve analiz eder. Modern sanatın gelişimi, sosyolojik bir araştırma sürecini gerektirdiğinde ve sosyoloji de kendi içinde alt dallara doğru ayrılırken, Avrupa`da ve ABD`de bazı sosyal bilimcilerin katkısıyla sanat sosyolojisi giderek özerkleşen bir alan olarak ortaya çıkmıştır. Özellikle 20. yy.`ın ortalarında Frankfurt Okulu düşünürlerinin (T. Adorno, M. Horkheimer, H. Marcuse) katkıları bugün sanat sosyolojisi literatürü içinde önemli bir yer tutmaktadır. Frankfurt Okulu, "sanat sosyolojisi" ve "sanat felsefesi" arasındaki dinamik etkileşim için de iyi bir örnektir.

Pierre Bourdieu, Howard S. Becker, Robert W. Witkin, sanat sosyolojinin gelişiminde ve kurumsallaşmasında önemli katkıları olan isimlerdir. Bugün, ISA (International Sociological Association) ve ESA (European Sociological Association) gibi uluslararası sosyoloji organizasyonlarının bünyesinde, sanat sosyolojisi çalışmaları yapan sosyologların bir araya geldikleri alt bölümler bulunmaktadır. Bu alanda her yıl sözü edilen kurumlar tarafından uluslararası konferanslar ve seminerler organize edilmektedir.

Türkiye'de sanat sosyolojisi, görece yeni bir araştırma alanıdır. 1980'lerle birlikte sanat piyasasının gelişmeye başlaması, Batı sosyoloji literatürünün her geçen gün daha fazla Türkiye'de tanınması ve post-yapısalcılık, post-modernizm gibi söylemlerin yaygınlaşmasıyla beraber; üniversitelerde ve üniversite dışında sanat sosyolojisi çerçevesi içine dahil edilebilecek çalışmaların yapılmaya başlandığına tanık oluyoruz. Türkiye'de sanat sosyolojisine örnek gösterilebilecek çalışmalar için Ünal Nalbantoğlu, Besim Dellaloğlu, Ali Akay, Kubilay Akman, Hasan Bülent Kahraman ve Hilmi Yavuz alınabilir.

Sanat Sosyolojisi, toplumlardaki, toplumsal kümelerdeki, sanat etkinliklerinin özelliklerini, toplum yapısının belli başlı kesimleriyle, arasındaki ilişkileri, güzellik anlayış ve anlatımlardaki değişmeleri, düzenlikleri içinde incelemeyi amaçlayan, sosyolojinin bir kesimidir. Başka bir ansiklopedik tanımı ise, Sanat Sosyolojisi; sanat yapıtının oluşumunda toplumsal çevre koşullarının rolünü araştıran disiplindir.Bir toplumun, toplumsal yapısını bilmeden, o toplumun sanatını anlamak ve kavaramak ne denli zorsa, sanat eserlerinin toplumsal yapı üzerindeki etkilerini saptamak ve çözümlemek de o denli zordur. Bu yaklaşımla sanat, bu yönüyle sosyolijinin alanına girer. Sanat Sosyolojisi olarak tanımladığımız, bu etkinlik alanında çok farklı yaklaşımlar görülmektedir

Sanata toplumsal yaklaşımı ilk gerçekleştiren, gene sanata yönelik ilk kuramsal yaklaşımı yapan düşünür Platon’dur. Bir akıl ve ahlak devletinde, sanatçıların konumuna değinir. Devletin akılla, sanatın ise duygu ve heyecanla varolması, akıl ile duygu arasındaki çatışma, devlet ile sanat arasında da görülür. Platon için gerçek sanat, toplumsal sanattır ve yararlı olmalıdır. Duyguları harekete geçiren sanat, bireyi gevşetici ve zayıflatıcı olmamalıdır. Sanatı, doğal olarak da sanatı üreten ve yaratan sanatçıyı etkileyen iki temel faktör vardır. Bu faktörlerden ilki içsel, ikincisi ise dışsal olanlardır. İçsel faktörler ve bunların sanat etkisini, öncelikle Sanat Psikolojisi ele alır. Sanat Sosyolojisi açısından bizi ilgilendiren özellikle dışsal faktörlerdir. Dışsal faktörleri iki grupta toplayabiliriz. Bunlar “doğal yapı” ve “toplumsal yapı”dır. Doğal yapıdan kasıt, ekolojik ve genetik yapıdır. Başka bir ifadeyle sanatı etkileyen coğrafi ve biyolojik koşullardır.


Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/8/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.