Seçme ve seçilme hakkı
Seçme ve seçilme hakkı, bireylerin yerel ve merkezi karar ve yönetim organlarına (yerel ve ulusal meclisler, belediye başkanlığı, şehir yöneticiliği, devlet başkanlığı vb) seçilecek kişileri oylarıyla belirleyebilme ve buralara seçilmek için aday olabilme haklarına denir.
Siyasal haklar demetinin en önemli bölümünü oluşturan bu haklar tarih içinde “sınırlı oy”'dan “genel oy”a geçişle birlikte yaygınlaşmıştır. Sınırlı oy sisteminde siyasal haklardan yararlanma servet ve yetenek koşulu gibi birtakım kayıtlara bağlanmış, ayrıca cinsiyet ve ırk ayrımına dayalı daraltımlar getirilmiştir. Genel oy sisteminin 20.yüzyıl ortalarında gerçekleşmesiyle bu kısıtlamalar ortadan kalktı. Bununla birlikte her ülkede seçmen olabilmenin ve seçilebilmenin bağlı olduğu birtakım yasal ve anlaşılabilir koşullar vardır.
Seçme hakkı
Seçme hakkı konusundaki belli başlı iki olumlu koşul vardır. Bunlardan biri yurttaşlıktır. Seçim, ulusal egemenliğin bir ifadesi olduğundan, oy hakkının yalnız yurttaşlara tanınması doğaldır. Bununla birlikte, özellikle Avrupa'da, yerel yönetimlerle ilgili olarak ülkede çalışan ve oturan yabancılara da seçme ve seçilme haklarının tanınması gündemdedir.
Seçme hakkının bir koşulu da yaşla ilgilidir. Bunun nedeni seçmenlerin belli bir siyasal olgunluğa ulaşmış olmalarının kamu açısından yararlı oluşudur. Siyasal rüşt yaşı ülkelerde farklı düzenlemelere bağlanmıştır.
Seçmen olabilmenin öbür koşulları kısıtlı ve kamu hizmetinden yasaklı olmamak, seçmen kütüğüne yazılı olmaktır.
Seçilebilme hakkı
Seçilebilme hakkı da çeşitli ülkelerde özellikle meclislerin niteliğine göre farklı düzenlemelere konu olmuştur. Genellikle ikinci meclis durumundaki senatolara seçilebilmek için özel koşullar (daha yüksek bir yaş, eğitim seviyesi) aranır. Aday olabilmenin genel koşulları gene yurttaşlık, belli bir yaşı aşmış olmak, kamu hizmetinden kısıtlı olmamak şeklinde belirmektedir.
Kaynaklar
- Anayasa Hukukuna Giriş, Kemal Gözler
- Encyclopædia Britannica Fifteenth Edition - Seçme ve seçilme hakkı maddesi.