Sevag Şahin Balıkçı olayı
Sevag Şahin Balıkçı olayı, Türk Silahlı Kuvvetlerinde askerlik hizmetini yerini getirmekte olan Ermeni kökenli Er Sevag Balıkçı'nın (1 Nisan 1986,[1] - 24 Nisan 2011, Batman), terhisine 23 gün kala, Er Kıvanç Ağaoğlu tarafından tüfekle vurularak öldürülmesi olayıdır.[2] Diyarbakır Askerî Mahkemesi olayın dikkatsizlik sonucu gerçekleştiği hükmüne varmıştır. Olayın 24 Nisan 2011'de, Ermeni Soykırımı Anma Günü'nde gerçekleşmesi, kaza değil cinayet olduğu yönünde görüşlerin oluşmasına ve buna bağlı tepkilere yol açmıştır.[3] Olayın ırkçı hislerle gerçekleştiği fikrinde birleşen, içinde eski milletvekili Ufuk Uras, Mor ve Ötesi grubunun üyelerinden Kerem Kabadayı, Hrant Dink'in eşi Rakel Dink ve oğlu Arat Dink'in de bulunduğu bir topluluk "Sevag İçin Adalet Girişimi" adlı grubu kurmuştur.[4]
Dava süreci
Batman ilinin Kozluk ilçesi Gümüşgörü Jandarma Karakolu'nda askerliğini yaparken 24 Nisan 2011 günü sanık Er Kıvanç Ağaoğlu'nun silahından çıkan kurşunla yaşamını yitiren Jandarma Er Sevag Şahin Balıkçı davası ‘Bilinçli taksirle adam öldürme’ suçlamasıyla 3 yıldan 9 yıla kadar hapis istemiyle Diyarbakır Askeri Mahkemesinde görüldü. Görgü tanığı Halil Ekşi talimatla ifadesinin alınacağı Aydın'daki 3. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma öncesinde kendisini katil zanlısı Ağaoğlu'nun dayısı Bülent Kaya olarak tanıtan kişi tarafından telefonla arandğının, adıgeçenin kendisine "Kıvanç lehine ifade versen daha iyi olur." dedikten sonra Ekşi ile Aydın'da buluştuğu ve Ekşi'nin, kendi yazdığı ifadeyi Kaya'ya teslim ettiği, Kaya'nın bir saat sonra Ekşi'ye değiştirilmiş bir metin ile gelip bu metnin imzalanmasını istediği basına yansımıştır. Bu olaydan 9 Eylül 2011'deki duruşmada sözlü ifade yerine bu yazılı ifadeyi mahkemeye veren Ekşi, ifadesinde "Olay öncesi orada sözlü olarak şakalaşıyorlardı. Birbirleriyle çok samimiydiler. Silah sesi geldikten sonra baktım Kıvanç şoktaydı. Eğik vaziyette çalıştığım için silahını Şahin'e doğrultup doğrultmadığını göremedim. Kıvanç'ın silahı doldururken kazayla bu işin olduğu kanaatindeyim. Kesinlikle silahla şakalaşma yapılmadı." dedi. Bu ifadesinden sonra Ekşi, sanık Ağaoğlu'nun ailesince yönlendirildiğini belirtti ve ifadesini değiştirip Ağaoğlu'nun Balıkçı'yı kasten öldürdüğünü ifade etti. Ekşi, sanık Ağaoğlu’nun aile dostu Bülent Kaya tarafından kendisine imzalattırılan yazılı belgeyi delil olarak mahkemeye sundu. Balıkçı'nın avukatı İsmail Cem Alavut, tanıkların ifadesinin sonradan değiştirildiğinin, tanık Ekşi'nin mahkemeye sunduğu delille belgelenmiş olduğunu belirterek "Süreç kapanmış değil. Sanığın aile dostu olan Bülent Kaya isimli bir şahıs tanığa yazılı bir belge imzalattırıyor. Mahkemeye bu belge de sunuldu. Bununla ilgili suç duyurusunda bulunduk. Delillerin toplanması talebimiz var. Olayı daha net bir şekilde ortaya koyduktan sonra sanığın yeniden tutuklanmasını talep edebiliriz süreç kapanmış değil. Tanıkların daha sonra baskı altında yönlendirilerek ifade verdiği ortaya çıkmıştır." dedi.[5][6]
26 Mart 2013'te Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasına sanıklar Kıvanç Ağaoğlu ve Sadrettin Ersöz, olayda yaşamını yitiren Sevag Balıkçı'nın anne-babası ve avukatlar katılmıştır.[7] [8]
Müdahil avukatı İsmail Cem Halavut, asker ölümlerine ilişkin ihmal iddialarının daha ciddi ve komplike şekilde bir sistem sorunu olarak ele alınması gerektiğini düşündüklerini savunarak: "Ersöz, bu davada olay günü nöbetçi olduğu için karşımızda bulunuyor. Karakolda daha tecrübeli olan 1988 yılında orduda göreve başlamış Kenan Üzyetici'nin de sorumluluğu vardır. Hatta karakolda denetim görevlerini yapan sıralı amirlerde yargılanmalıdır. Sevag olayı olduktan sonra duruşmaların devam ettiği sıralarda Türkiye'de iki olay oldu. Bu olaylardan biri Uludere olayıdır. Diğer olay ise Afyon'daki patlamadır. Demokratik bir ülkede bunların yaşanması durumunda Genelkurmay Başkanı'nın ve hatta Savunma Bakanı'nın istifa etmesi beklenir. Bu kişilerin istifa etmediği ülkemizde bu olayın sadece Sadrettin Ersöz'ün üzerine yıkılması sistemin kendisini aklama çabasıdır. Bu nedenle Ersöz ile ilgili tüm takdiri ve yasal indirimlerin uygulanması gerektiğini düşünüyorum." demiştir.[7][8]
Sanık Avukatı İbrahim Gök ise müvekkilinin olaydan sonra antidepresan ilaçlar kullandığını belirterek "Olay nedeniyle kendisi ve ailesi ruhen çöküntü yaşıyor. Olayın Ermeni Soykırımı'nın yıl dönümü olan 24 Nisan günü yaşanması üzüntü vericidir. Müvekkilimin içinde bulunduğu durum farklı şekilde yansıtılmaya çalışılmıştır. Müvekkilim olaydan sonra tutuklanmıştır. 3 ay boyunca cezaevinde kalmıştır" ifadesini kullanmıştır.[7][8]
Kıvanç Ağaoğlu: "Biz ırkçı bir aileysek annem ve babam nasıl bunca farklı din, dil ve ırkta bulunan kişilere öğretmenlik ve başkanlık yapabilir? Bu hayatta bir kardeşimi kaybettim. Bu olaydan dolayı üzgünüm. Sevag bir kez öldü. Ben her gün ölüyorum. Söyleyecek fazla bir şey yok. Takdir mahkemenindir." demiştir.[7][8]
Garabet Balıkçı: "Olay, mahkemede kaza olarak nitelendiriliyor. Olay kaza ise mahkemenizden aydınlatılmasını istiyorum. Bu bir trafik kazası değil herhalde. Herhalde orada ışıklar vardı. Sevag kırmızı ışıkta geçti araba çarptı ve kaza oldu. Bu olayın kaza olmadığını sizler de tanıkların verdiği ifadeler ve CD'lerde seyrettiğinizde anlıyorsunuz. Ben olayın kaza olduğunu hiçbir zaman düşünmedim. Sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim" demiştir.[7][8]
Ani Balıkçı: "Bir insan suçsuzsa kazara bir insanın canına kıydıysa neden şahitleri etki altına alır ki? Etki altında olmadan verilen ilk ifadeler neden göz ardı edilir? Bu olayı kaza olarak nitelendirip görevimiz bitti diyebilir misiniz? Bunları anlamakta zorlanıyoruz." demiştir.[7][8]
Karar
Kıvanç Ağaoğlu, "silahıyla dikkatsizlik sonucu bir kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suretiyle "taksir ile öldürme" suçunu işlediği gerekçesiyle 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Astsubay Çavuş Sadrettin Ersöz ise "ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak" suçunu işlediği gerekçesiyle 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca Ersöz'ün, mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasını da kararlaştırıldı.[7][8]
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ↑ "Ani Balıkçı'dan oğlu Sevag'a mektup: Kişer Pari* bir tanem". Radikal. 1 Nisan 2012. 9 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20120709060935/http://www.radikal.com.tr:80/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1083522&CategoryID=77. Erişim tarihi: 26 Aralık 2012.
- ↑ "Basın toplantısına çağrı: Sevag için adalet!". Askerhaklari.com. 9 Şubat 2012. http://askerhaklari.com/intihar/basin-toplantisina-cagri-sevag-icin-adalet. Erişim tarihi: 11 Şubat 2012.
- ↑ ""Sevag Balıkçı" Duruşmasında...". Bianet. 28 Ocak 2013. 6 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20160406044647/http://bianet.org/bianet/siyaset/143927-sevag-balikci-durusmasinda. Erişim tarihi: 15 Şubat 2013.
- ↑ ""Sevag Irkçı Hislerle Öldürüldü"". Bianet. 10 Şubat 2012. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20160305015652/http://bianet.org/bianet/insan-haklari/136080-sevag-irkci-hislerle-olduruldu. Erişim tarihi: 15 Şubat 2013.
- ↑ Kılıçgedik, Bahar (31 Ocak 2011). "Er Sevag’ı öldürmek...". Diyarbakır: Taraf. http://www.taraf.com.tr/haber/er-sevag-i-oldurmek.htm.
- ↑ "Sevag'ın ölümündeki sisi dağıtan pişmanlık". Radikal. 27 Ocak 2012. http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1076923&Date=27.01.2012&CategoryID=77. Erişim tarihi: 11 Şubat 2012.
- 1 2 3 4 5 6 7 "Karar:Taksirle öldürmek". Yeni Şafak. 26 Mart 2013. http://yenisafak.com.tr/gundem-haber/karartaksirle-oldurmek-26.03.2013-503930. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2013.
- 1 2 3 4 5 6 7 "Er Sevag davasında karar açıklandı". CNNTürk. 26 Mart 2013. 31 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20130331050939/http://www.cnnturk.com:80/2013/turkiye/03/26/er.sevag.davasinda.karar.aciklandi/701625.0/index.html. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2013.