Siyah Gelinlik (film, 1973)
Siyah Gelinlik | |
---|---|
Yönetmen | Orhan Elmas |
Yapımcı | Vural Pakel, Enver Özer |
Senarist | Vural Pakel |
Oyuncular |
Hülya Koçyiğit Murat Soydan |
Müzik | Esin Engin |
Kurgu | Özdemir Arıtan |
Yapım yılı | 1973 |
Süre | 90 dakika |
Ülke | Türkiye |
Dil | Türkçe |
Siyah Gelinlik, 1973 yapımı, dram türündeki Türk filmi. Başrollerini Hülya Koçyiğit ve Murat Soydan paylaşmaktadır.
Konusu
Babası ölmüş, dikiş diken annesi ile bir pansiyonda yaşayan genç kız olan Pınar Sayan'a (Hülya Koçyiğit) bir gece kötü adamlar araba ile musallat olur. Açık deniz kaptanı Hakan Ünsal (Murat Soydan) genç kızı kurtarır. Genç kız bu delikanlıya platonik aşık olur. Daha sonra bu delikanlı aynı pansiyona kiracı olarak gelir. Kızın annesi yeni bir evlilik planlamaktadır ve genç kız bunu istemez. Aralarındaki annesinin evlenmesi ile ilgili tartışmaya delikanlı şahit olur ve genç kızın aşık olduğu bir delikanlı ile ilgili annesi ile tartıştığını sanarak ona aşık olduğu delikanlıya hislerini açmasını söyler. Kız denizcinin odasına gizlice girer ve onun eşyalarını karıştırır, fotoğrafını alır ve göğsünde saklar. Oysa delikanlı çok çapkın bir denizcidir. Bu arada annesi evlenir ve hep beraber Ankara'ya taşınırlar. Ankara'da kızı Mete İnselel ile evlendirmek isterler. O da İstanbul'a kaçar. Eskiden yaşadıkları Margeret'in pansiyonuna yerleşir ama denizi taşınmıştır. Onun izini kaybeder. Annesinin diktiği dikişleri satan mağazada tezgahtar olarak çalışmaya başlar. Bir gün mağazaya delikanlı gelir ama kız onu yakalayıp kendini tanıtamaz. Daha sonra sinemada (ki Tük sinemasında sinema içinde sinema gösterdiği için yenilikçi bir uygulama olmalı) delikanlıyı görür, takip eder. Bu sefer yeniden karşılaşırlar, delikanlı onu tanımaz, kız da kendini tanıtmaz. Ama büyük bir aşk yaşamaya başlarlar. Derken delikanlının sefere çıkması gerekir. Kız onun dönüşünü çaresizlikle bekler. Bu arada hamile olduğu anlaşılır, hamile olduğu için işinden olur ve pansiyondaki bir komşusunun yardımları ile ayakta kalır. Yaklaşık 6 aylık hamile iken doktor, kan ile ilgili bir sorun olduğunu, çocuğu aldırmaz ise 3-4 yıl içinde öleceğini söyler. Genç kız gene de doğurur. Ancak yokluktan çocuğuna bakamaz, bebek zafiyet geçirir. O sırada delikanlı seferden dönmüştür, kız kucağında yavrusu ile denizciyi görmeye gider ama denizci onu çoktan unutmuştur ve yanında başka bir kız vardır. Bunun üzerine çocuğuna bakamayan kız çocuğu bir bakım evine yerleştirir. Artık çok hastadır, kaynakçı komşusunun yardımları ile yaşamaya devam eder. İzmir'e yerleşmişlerdir, denizciye bir mektup yazar ve kaynakçıdan öldükten sonra bu mektubu vermesini ister. Ama kaynakçı mektubu hemen denizciye verir. Bu arada zengin bir kızla evlenmek üzere olan denizcinin nikahı, elinde babasının resmi ve adresi ile nikah salonuna baba baba diye giren, bakımevinden kaçan oğlu nedeni ile bozulmuştur. Bakımevine gidip, çocuk ile ilgili bilgi alan denizci çocuğu himayesine almıştır ve gelen mektubu okuyunca çocuğun kendi oğlu olduğunu anlamıştır. Hemen İzmir'e kızın yanına koşar. Kız ile evlenmeye karar verirler. Denizci İstanbul'a dönüp nikah işlemlerini halleder, kız da deniz yolu ile İstanbul'a gelecektir. Ancak iç kanama geçirir ve gemi güvertesinde tabut içinde İstanbul'a gelir. Genç kız hayattayken denizciye her sene doğum gününde beyaz bir lale yollamıştır. Filmin jeneriği de laleler üzerinedir.