Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat

Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Yazarı Şemsettin Sami
Dili Türkçe
Türü Roman
Anadilinde
basım tarihi
1875

Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Tanzimat Edebiyatı'nın birçok türünde eserler vermiş yazarlarından Şemsettin Sami tarafından kaleme alınmış bir romandır. Kasım 1872'den 1873 yazına değin Hadîka gazetesinde tefrika edilmiş, kitap olarak ilk basımı 1875 yılında yapılmıştır. Acıklı bir aşk hikâyesini anlatan bu eser Osmanlıca harflerle basılmış ilk Türkçe roman örneğidir.

Konusu

Kitap, Talat Bey ile Fitnat Hanım'ın aşkını anlatmaktadır. Anlatılan olaylar Tanzimat Dönemi'nde geçmektedir. Yazar aynı zamanda o dönemin kadın-erkek ilişkilerinin ne şekilde olduğunu ikili arasında yaşananlarda ayrıntılı şekilde anlatır. Aynı zamanda bu hikâye o dönemdeki kadının ve erkeğin toplumdaki yerini büyüteç altına almaktadır. Ayrıca hikâyemiz, Türk edebiyat tarihinde batılı anlamda yazılmış ilk roman olarak kabul edilmektedir. Talat Bey 19-20 yaşlarında genç bir adamdır. Devlet memurudur. Her gün rutin bir şekilde işe gidip gelirken tesadüfen gördüğü Fitnat Hn.'a aşık olur. Fitnat Hanımın babalığı olan Hacıbaba tütün satmaktadır. Talat Bey, Hacıbaba'nın sattığı tütünlerin farklılığını çok sayıda kişiden duymuştur. Bir gün işe giderken kendi tütüncüsünden vazgeçip Hacıbaba'nın tütünlerini deneme kararı alır. Tütün alırken dükkanın üst katındaki evin cumbasında gördüğü Fitnat'a aşık olur. Fitnat, Hacıbaba'nın evlatlığıdır. Fitnat'ın annesi bebekken ölmüş ve kızını Hacıbaba'ya emanet etmiştir. Emanet olduğu için Hacıbaba onu laftan, sözden korumak, zarar gelmesini engellemek için dışarı dahi çıkarmamıştır. Fitnat okul hayatından sonra eve kapatılmış ve ortamdan Hacıbaba tarafından uzaklaştırılmıştır. Tüm gününü cumbada nakış işleyerek geçirmektedir.Bir gün yine Fitnat Hn, cumbada nakış işlerken Talat Bey tütün aldığı sırada Fitnat'ı görmüş ve aşık olmuştur.

Bu ilk görüşten sonra Talat her gün gördüğü güzelliği yani Fitnat'ın yüzünü düşünmektedir. Fitnat'ın duyguları da öyle. Fakat eski zamandan yani Tanzimat döneminden bahsediyoruz. Kadınlarla erkekler flört edemiyor, konuşamıyor. Bu durum Talat'ı düşündürmektedir. Nasıl olup da sevgilisiyle görüşebileceğini düşünmeye başlar. Bir gün aklına şöyle bir fikir gelir : Kadın kılığına girer (artık adı Ragıbe Hn. dır.) ancak Fitnat'la tanışması için bir şeyi bahane etmesi gerekecektir. Bunun için de en uygun yol Fitnat'ın işlediği nakışlarla ilgilenmektir. Nakış ustasından ders almaya karar verir. Tavsiye edilen bir nakış ustasının yanına kadın kılığına girerek gider. Tesadüfe bakın ki gittiği nakış ustası da Fitnat Hn ile kendisini tanıştırmayı Talat Bey'e yani Ragıbe Hn'a teklif eder. Şans rüzgarı Ragıbe Hn. dan yana eser, kısa süre içinde Fitnat Hn. ile tanışır. Ragıbe Hn, Fitnat Hn. dan nakış öğrenmekte, O da sevgilisine okuma-yazma öğretmektedir. Uzun bir zaman Fitnat, Talat'ı Ragıbe Hn olarak bilir. Ancak bir gün Hacıbaba (Fitnat'ın babalığı) Fitnat'ı Üsküdar'da köşkü, hizmetçileri, atları olan birine vermeye (Bu beyin adı Ali Bey dir.) karar verir. Ancak Fitnat bunu kendisi için uygun görmez, sürekli zayıflar, hastalanır. Bunun bu şekilde gittiğini ve güzelliğinin kaybolacağını düşünen Hacıbaba kızını Ali Bey'e vermekten vazgeçmiş görünür. Asıl amaç, dalavere yapıp Fitnat'ı bir şekilde Ali Bey'in evine götürmektir. Bir gün yazlığa, sayfiyeye gideceğiz diyerek Fitnat'ı kandırırlar ve Üsküdar'daki köşke götürmek için yola çıkarlar. Yolda Fitnat arkadaki at arabalarında havluların asılı olduğunu görür, anlar ki bu bir düğün göreneğidir, kendisi kandırılmış ve Ali Bey ile evlendirilmiştir. (Eskiden nikahlarda kadın erkek birbirini görmez her iki taraf da perde arkasından kabul ettiğini bildirirdi, Fitnat'ın yerine perde arkasına bir kız yerleştirmişler ve o kız da kabul ettiğini belirtmiştir, imam kızı görmediğinden bu şekilde nikah kıyılmış olmaktadır, Fitnat haberi olmadan bu şekilde evlendirilmiş olur.)

Fitnat, Ali Bey'in köşküne dadısı Emine Hn ile birliktegelir . Ancak Emine Hn, köşkün kahyasının isteği üzerine gönlü razı olmasa da Fitnat'ı köşkte bırakır, evine geri döner. Fitnat, Ali Bey'i gördüğü anda onu baba gibi kabul eder ve sever. Ancak Ali Bey, Fitnat'ı sevmiş, hemen kanı kaynamış, onu ölen karısı Zekiye Hn'a benzetmiştir. Uzun süre Fitnat'ın gönlünü almaya çalışır Ali Bey. Ama bir türlü gerçek karı-koca olamazlar. Fitnat bir gün ağlayarak başka birine aşık olduğunu Ali Bey'i hiçbir zaman koca olarak kabul etmeyeceğini Ali Bey'e yani kocasına anlatır. Bir gün tartışırlarken, Fitnat'ın boynunda asılı duran muska Ali Bey'in elinde kalır. Bu muska, Fitnat'ın annesi tarafından kendisine verilmiş ve 18 yaşını doldurduğunda açılması vasiyet edilmiştir.

Fitnat henüz 16 yaşındadır. Ali Bey, muskayı merak eder açar, görür ki Fitnat onun gerçek kızıdır. Ali Bey, yıllar önce karısı Zekiye'yi kovmuştur, Zekiye meğer o sıralarda hamileymiş. Ancak Ali Bey inanmaz, kendisini suçlar diye de kızının varlığını kocasına haber bile vermemiştir. Zekiye Hn, sonradan Hacıbaba ile evlenmiştir. Ve kısa bir süre sonra da ölmüştür zaten. Kocası tarafından kovulmuş olmayı kendisine yedirememiş ve de üzülmüş, üzülmüş sonunda hastalanmıştır da. Ve bu hastalık ölümle sonuçlanır. Ali Bey, muskada yazılı olanları okuyunca Fitnat'ın gerçek kızı olduğunu anlar, Fitnat'ın aşık olduğu adamı bulmaya ve onu sevdiği gençle evlendirmeye karar verir. Fitnat'a bunu söylemek için gider ancak odanın kapısı kilitlidir. Kırarak oda kapısını açtığında Fitnat'ın kendisini bıçaklamış olduğunu görür.Doktora haber verilir. Tam o sırada Ragıbe Hn gelir. (O da sıtma hastalığına tutulmuştur, ancak sevgilisinden mektup alır almaz onu görmek için kadın kılığına girerek köşke, Fitnat'ın evlendikten sonra taşındığı yeni evine, gelmiştir.) Onu öyle görünce bir süre sonra fenalaşıp Talat da yani Ragıbe Hn. da ölür. Doktor geldiğinde ikisi birden ölmüştür, yapılabilecek bir şey kalmaz. Bunun üzerine Ali Bey fenalık geçirir, günden güne deliliğe gider. Çocuklarının mezarını açmak isterken köylüler tarafından yakalanır,köşkteki hizmetkarlar kendisini odaya kapatırlar. Burada delilik geçirerek, günden güne kötüye giderek altı ay içinde ölür.

Romanda Ön Plana Çıkan Karakterler

Romanın Özelliği ve İçeriği

Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat Batı edebiyatı tarzında yazılmış ve Osmanlıca harflerle basılmış olan ilk Türk romanıdır. (İlk Türkçe roman örneği olan Akabi Hikâyesi Vartan Paşa tarafından kaleme alınmış ve 1851 yılında Ermeni harfleriyle yayımlanmıştı).

Tanzimat romancılığında, kadınların toplum içindeki yerlerini belirtme, dönemin evlilik ilişkilerini irdeleme, uygunsuz evlenmelerin sorunlarına değinme noktaları dikkat çeker. Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat'ta da bu temalar ön plana çıkmaktadır. Romanda, daha sonraları da sıklıkla işlenen kadın eğitimi ve görmeden evlenme ile bunun doğurduğu acıklı sonuçlar en belirgin temalardandır. Ayrıca kitapta aşkın ve sevdanın önemi vurgulanmıştır. Yazar, görmeden evlenmenin acı sonuçlarını basit bir teknikle, duygusal karakter çözümlemeleriyle yansıtır; gerçekçi bir romantizm içerisinde, konuşulan dili roman anlatımına yansıtmaya çalışır. Romanda diyaloglar önemli bir yer tutar.

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 11/29/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.