Teşhis
Teşhis veya tanı, bir hastalık ya da bozukluğu hastanın tıbbi geçmişini, belirtileri ve bulguları değerlendirerek ve hastayı çeşitli yöntemlerle muayene ederek tanımlama işlemi. Tanı terimi hekim ya da muayene eden kişinin vardığı kararı belirtmek için de kullanılır.
Belirli bir hastalığa tanı koymak için hastanın geçmişi ve yaşadığı koşullar gözden geçirilir, çeşitli aygıtlarla şikayetleri ve kendi saptadığı belirtiler dinlenir ve laboratuvar tekniklerinin yardımıyla ya da fiziksel muayene sonucunda belirlenen bulgular değerlendirilir.
Teşhis Araçları
Anamnez olarak da bilinen hastalık öyküsünde, hekimin tedavi için gerekli olduğunu düşündüğü her türlü bilgi elde edilir. Örneğin, hastanın nasıl ve ne zaman hastalandığı, daha önce benzer ya da aynı duruma düşüp düşmediği belirlenir, önceden geçirdiği bütün hastalıklar saptanır. Ayrıca hastanın kişisel alışkanlıkları, ev yaşamı, ailesi ve mesleği hakkında da bilgi alınır.
Belirti (semptom) hastanın vücudunda ortaya çıkan ve kendisinin farkında olduğu anormal değişikliklerdir. En sık rastlanan belirtilerden bazıları ağrı, ateş, kilo kaybı, iştah kaybı, soluk darlığı, kanama, halsizlik ve yorgunluktur. Belirtiler, hastayı muayene ederken dikkat etmesi gereken bulgular konusunda hekime bir fikir verir.
Bulgu ise hastanın vücudunda ortaya çıkan ve ancak hekimin saptayabileceği anormal değişikliktir. Gözle muayeneyle döküntü gibi bir bulgu saptanabilirken, elle muayene (palpasyon) ile bir tümörün varlığı fark edilebilir; dinleme (oskültasyon) yöntemiyle kaplteki bir üfürüm duyulabilir. Kan, tükürük, idrar, dışkı, dölyolu akıntısı ya da ersuyu gibi vücut salgıları ve sıvılarının kimyasal analizi yoluyla da vücuttaki bir enfeksiyon saptanabilir.
Görüş
Hekim gerekli verileri topladıktan sonra elde ettiği bilgileri gözden geçirir, olasılıkları değerlendirir; örneğin idrarda şeker bulunması şeker hastalığı tanısı konabileceğini düşündürür. Daha sonra bu bulguya eşlik edebilecek öbür bulguları belirler; örneğin, şeker hastasında idrardaki şekere ek olarak kandaki şeker düzeyinin yükselmiş olması, hastanın anamnezinde aşırı derecede susama, idrara çıkma ve kilo kaybı gibi belirtilerin de olması gerekir. Hekim verileri bilgisiyle karşılaştırarak düşündüğü olasılıkların muayenede elde edilen verilere uyup uymadığını denetler. Daha ileri düzeydeki incelemelerle bu belirtilerin tümünün var olduğu saptanırsa verilerin olası sonuca uyduğu anlaşılır.
Hasta hakkında veri toplama (anamnez, fiziksel muayene, özel incelemeler ve laboratuvar testleri) dikkatli bir gözlem gerektirirken, son aşamada doğru akıl yürütme yetisi daha fazla önem taşır. Yanlış tanı genellikle yanlış verilerden değil yanlış yorumlardan kaynaklanır. Verileri bir araya getirmek, ilgili olanları kullanırken ilgisiz olanları ayırmak ve son karara varmak ileri düzeyde zihinsel yetenek gerektirir.