Vicdan
Vicdan, kişinin kendi niyeti veya davranışları hakkında kendi ahlaki değerlerini temel alarak yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçtiği bir kişilik özelliğidir. Vicdan, birçok dinde, birçok felsefi akımda, mistisizmde önem verilmiş bir kavramdır. Günümüzde kimileri "kamusal vicdan" ifadesini kullanmaktaysa da, dinsel, mistik vb. alanlarda böyle bir kavram bulunmaz, vicdan kavramı bu alanlarda hep bireysel vicdan anlamında kullanılmıştır. Felsefeye göre, iç huzuru veya iç sıkıntısı vererek kişiyi uyaran vicdan bir kavram değil, kişinin bir yeteneğidir. Felsefede metafizik anlayış, bu yeteneğin doğuştan var olduğunu ileri sürer, seküler anlayış ise insanın içinde bulunduğu toplumsal koşullarla belirlenmiş görgü ve bilgisinin sonucunda oluştuğunu ileri sürer. Friedrich Nietzsche'ye göre vicdan, borçlanma ahlakına bağlı olarak gelişmiş, "söz verebilen bir hayvan yetiştirme" amacıyla icat edilmiş bir kavramdır.[1] Neo-spiritüalist görüşe göre ise, ruhun ancak belirli bir gelişim aşamasında (hayvanlık ara aşamasından sonraki insanlık aşamasında) açığa çıkan, ruhun gelişimi oranında derece derece gelişen bir yeteneğidir.
Psikanaliz kuramında vicdan
Vicdan kavramı psikanaliz kuramında benlik yapısının açıklanmasında ve ruhsal çözümlemenin anlaşılmasında önemli bir yer tutar. Freud'un oluşturduğu psikanaliz kuramına göre ruhsal yapının oluşumunda üç önemli bölüm yer alır. Bunlar;
İnsanın ruhsal varoluşunun oluşumunda bunlar belirli şekillerde meydana gelirler ve birbirleriyle ilişkili olarak yer alırlar. Buna göre id icgüdüsel ögelerin temsilcisidir, sürekli doyum arar, haz ilkesine ve birincil düşünme süreçlerine uyar. Ego ie altbenlikten belirli bir şekilde ayrışarak meydana gelir, böylece insan yavrusunun kendisi ve kendisi olmayanı ayırmaya başlaması söz konusu olur. Dürtüler ve doyum arayan ögeler üzerinde hakim olmaya başlar, gerçeklik ilkesine doğru ilerlemeye başlar. İkincil süreç düşünme biçimleri de bu süreçte meydana gelir. Benlik tüm yaşam boyunca altbenlik ile üstbenlik arasında denge sağlayıcı rolü üstlenir.
Süperego yani üstbenliğin ortaya çıkışıysa, ödipal karmaşanın çözüldüğü döneme denk düşmektedir ve bu dönemden itibaren artık birey insan iyi-kötü, doğru-yanlış gibi ayrımları edinir. Çocuk bu süreçte hem cinsel kimliğini edinmeye başlar hem de toplumsal değer yargılarını edinir. Ruhsal yapının düzenleyici, dizginleyici, yargılayıcı, suçlayıcı ve cezalandırıcı ögesidir süperego. Dolayısıyla da vicdan denilen kavramla bu anlamda özdeştir. Suçluluk duygusu olarak meydana gelen duygular vicdandan yani süperegonun özelliklerinden gelir ve üst benliğin benliği cezalandırmasını gösterir.
Vicdan hakkında yapılan farklı tanımlar
- Vicdan insanın görgü ve bilgileriyle kendini yargılama yetisidir. (Felsefi tanım)
- Vicdan kişiye eylemleri hakkında yargılayarak, onaylayarak, hesap sorarak, suçlayarak hükümler veren öznel bir bilinçtir.
- Vicdan insana hata ve doğruyu bildiren bir iç sestir.
- Vicdan insana iyi ve kötüyü gösteren en iyi yol gösterici, en iyi pusuladır.
- Vicdan neyin doğru neyin yanlış olduğunu bildiren gerçek ve tek ahlak hocasıdır.
- Vicdan hata ve doğrunun sınırını belirleyen, uyumak bilmeyen, kişiyi her an, her yerde izleyen, kişinin niyetlerine göre yargılarda bulunan bir hakimdir.
- Vicdan insanın bütün duygu ve düşüncelerini, bu duygu ve düşüncelerdeki maksat ve niyetleri adım adım izleyen, hiçbirisini kaçırmayan, hatır, gönül, hoşgörü, merhamet, dostluk, iltimas vb. tanımadan yargılayıp sorumluluğu takdir eden her zaman uyanık bir hakimdir.
- Vicdan, ruhun İlahi irade yasaları’nın yüce bir ses tarzında yansıdığı, İlahi İrade Yasaları’nın gereklerini bildiren bir yeteneğidir. (Neo-spiritüalist tanım)
- Vicdan insanın yaptıklarını kendi içinde sorgulama sanatıdır .
Kaynakça
- ↑ Mete Avcı Metheus, 2013, Suçlu İnsan