William Harvey
William Harvey (d. 1 Nisan 1578, Folkestone - ö. 3 Haziran 1657), İngiliz tıp doktoru.
Cambridge Üniversitesi'nde sanat ve tıp okuduktan sonra tıp eğitimini Fabricius adında ünlü bir anatomi profesörünün yanında sürdürmek üzere Padova'ya gitti. 1602'de Londra'ya dönüp muayenehane açtı. 1609'da St. Bartholomew Hastanesi'ne doktor olarak atandı. 1618'de önce I. James'in daha sonra da I. Charles'in özel hekimliğine getirildi. Kalpten başlayan kan dolaşımını doğru olarak tanımlayan ilk kişi olarak bilinmektedir. Bu konudaki fikirlerini René Descartes in Description of the Human Body adlı çalışmasından almıştır. Her ne kadar İspanyol doktor Michael Servetus kan dolaşımını ondan çeyrek yüzyıl kadar önce tanımlamış olsa da, kalıcı belgeler olmadığı için bu olay Harvey'e atfedilmektedir.
Harvey 1657 yılında hayatını kaybetmiştir. İlk defa Royal College’de kan devriyle ilgili konuşması ile kendini kabul ettirdi. Kalbin girişinden vücuttaki damarlara geçişini görerek kanın yiyeceklerden karaciğerde üretildiğini düşündü. Köpekler, domuzlar ve balıklarda ve diğer bazı hayvanlar üzerindeki deney ve müşahadeleriyle kan dolaşımı üzerinde 1628 yılında küçük bir bölüm neşretti. Bu çalışması tıpta büyük bir inceleme sayıldı. Halbuki bundan üç yüz sene önce Türkistanlı İbn-i Nefis Ali bin Ebü’l-Hazm (1210-1290) akciğerlerdeki kan dolaşımının şemasını çizmişti. Harvey kan devrini, kılcal damarlardan toplar damarlara geçerek kalbin sağ tarafına ve ciğerlerdeki kanın kalbin sol tarafına geçişini teferruatlı olarak anlatmıştır. Kanın atardamarlardan kılcal damarlara geçişini tam olarak açıklığa kavuştururken, kılcal damarlardan toplar damarlara geçişini mikroskopla inceleyemedi. Aristoteles (Aristo) ile Galen (Calinos) ve diğer tanınmış bilginlerin fikirlerinden istifade ederek batıda kan devrini açıklığa kavuşturdu. Taze kanın devamlı olarak yapılmadığını, fakat devamlı vücutta dolaştığını söyledi. Kalp kuvvetli olarak pompalarken kanın vücutta dolaştığını ve kalp atışıyla nabzın aynı anda olduğunu açıkladı.
Harvey son çalışmasını 1651’de hayvanlarda üreme ile ilgili olarak yaptı.
Kalbin yapısını, kapakçıklarını ve ven kapaklarını inceleyen Harvey, bu yapıların kanın tek yönde akışını sağladığı, dolayısıyla da kanın dolanması gerektiği sonucuna varmıştır, ve kanın kalbin sol karıncığından aort damarı ile çıkarak bütün vücuda dağıldığını ve tekrar venlerle kalbe döndüğünü göstermiştir. Buna büyük kan dolaşımı diyoruz.
Ayrıca Harvey embriyoloji ile ilgilenmiş, 4 günlük embriyo üzerinde araştırmalar yapmıştır. Bu çalışmaları sonucunda canlının ancak canlıdan meydana gelebileceğini savunmuştur. Canlının cansızdan üremesi söz konusu olamaz. Böylece Harvey, Aristotelesin canlıların kendinden üreme ile çoğalabileceği görüşüne karşı çıkmış oluyordu. Harvey, devrindeki birçok bilim adamı gibi, yöntem çalışmalarıyla ilgilenmiş deneysel yöntemi fizyolojiye uygulamaya çalışmıştır. Bunun çeşitli örneklerini çalışmalarında görmek mümkündür.