Yer'in ekseni
Yer’in ekseni veya axis mundi, dinlerde ve mitolojilerde yer ile cennet ve cehennem gibi ya da Tanrı/tanrıların ikamet ettiği yer arasındaki ilişkinin sağlandığına inanılan yer. Daha yüksek ve daha alçak alemler arasındaki seyahatler ve iletişim bu nokta üzerinden sağlanır.[1] Aşağı alemlerdekiler bu noktadan daha yukarı çıkarak yukarı alemdekilerle iletişim kurarlar, yukarı alemlerde olanlar ise aşağıda alemlere ve her yere bu yer üzerinden lütuflarını yayarlar.[2] Bu nokta yerin Antik Yunan'da dünyanın başlangıç noktası sayılan omphalos (yerin göbeği) ile benzer bir işlev görür.
Yerin merkezine ilişkin Axis mundi imajı (belki de beslenmeyi sağlayan göbek bağına benzer şekilde) genellikle dişil betimlenir. Bu bir doğal obje (dağ, ağaç, asma, sürgün, duman veya ateş gibi) ya da insanlar tarafından üretilmiş bir şey (kule, merdiven, mayıs direği, haç, çan kulesi ya da minare, ip, totem direği, sütun) olabilir. Göğe yakınlığı bazen dini(pagoda, tapınak tepesi, minare, kilise) bazen seküler(obelisk, deniz feneri, roket, gökdelen) anlamlar taşıyabilir ve dinsel veya seküler bağlamlarda görülür.[3] Axis mundi sembolizmi şaman pratiklerinden, animist inanç sistemlerine, büyük dünya dinlerinden teknolojik gelişmenin ürettiği "urban center"lara kadar birçok alanda görülebilir. Mircea Eliade'nin dediği gibi "Kozmogoni, tüm inşalarda örnek alınan oluşumdur. İnşa edilen her yeni şehir, her yeni ev, dünyanın yaradılışını bir anlamda bir daha tekrarlar. Aslında her şehir ve her konut "evrenin merkezinde" bulunmaktadır.[4]
Mircea Eliade'ye göre merkez simgeciliği ve kozmolojik imaları üç ana unsur etrafında toplanırlar:
- Dünyanın merkezinde, yerle göğün birleştiği "kutsal dağ" bulunmaktadır.
- Her tapınak ya da saray ve biraz daha geniş bakarsak her kutsal ev "kutsal dağla" özdeşleştirilir ve böylece "merkez" olur.
- Axis mundi'nin geçtiği yerler olarak kutsal şehir ya da tapınak, gök, yer ve yeraltının birleştiği bir yer olarak görülür.
Yerin merkezi olarak dağlar
Hint inanışlarına göre Meru Dağı, dünyanın ortasında bulunmakta ve üzerinde kutup yıldızı parlamaktadır. Filistin'de bulunan Tabor dağının adı, "göbek", "omphalos" anlamına gelen tabbur'dan gelmektedir.Gerizim dağı da dünyanın göbeği olarak bilinir. Hıristiyanlara göre Gogoda tepesi dünyanın merkezinde bulunmaktadır, hem dağın zirvesi hem de Adem'in gömüldüğü yer burasıdır.[5]
Tapınakların ve şehirlerin kozmik bir dağ ile özdeşleştirilmesine de sık sık rastlanır. Kral Gudea döneminden kalma bir silindir mühürde "(Kralın) inşa ettirdiği (Tanrının) odası, kozmik dağ gibidir" yazmaktadır.[6] Doğudaki her şehir dünyanın merkezinde bulunmaktadır. Mezopotamya ziguratları da kozmik dağlar sayılmıştır. Güney Asya'daki Borobudur tapınağı ve Angkor Vat kozmik dağlara benzer biçimde inşa edilmiş tapınaklardan en bilinenleridir.
Yerin merkezi olarak ağaç
Hayat ağacı ile ilgili mitlerde ve efsanelerde evrenin merkezinde bulunan ve göğü, yeri ve cehennemi birbirine bağlayan bir Hayat ağacı düşüncesi sık sık karşımıza çıkar. Bu mitsel yapının İskandinavya ve Orta Asya inançlarında, özellikle de Altay ve Cermen halklarında özel bir değeri vardır. Ancak kökenin Mezopotamya olduğu sanılmaktadır.[7] Genelde ağaç, dünyanın merkezinde bir dağın zirvesinde bulunur. Şaman göğe çıkarken, mistik yolculuğu sırasında dokuz ya da yedi basamaklı bir ağaca tırmanır. Genelde bu yolculuğu yedi basamaklı kutsal bir direk üzerinde gerçekleştirir; bu direğin dünyanın merkezinde olduğu varsazılır.Kutsal direk ve ağaç, evrenin merkezinde bulunan ve dünyayı taşıyan kozmik direkle örtüşen simgelerdir.[7] Altaylılar tanrıların atlarını bu direğe bağladığına; takımyıldızların bu direğin etrafında oluştuğuna inanır. Aynı kavrama İskandinavya'da da rastlanır. Odin atını Yggdrasil'e (kelime anlamı Odin'in atıdır) bağlar.
Saksonların benzer kozmik direğinin adı ise Irminsul'dur.
Hintlerde de evrenin ortasında bulunan Hayat Ağacı ya da bir direk tarafından temsil edilen kozmik bir eksen vardır.
Çin mitolojisinde mucize ağaç evrenin merkezinde yükselir ve devletin merkezi de buradadır. Dokuz Gök, Dokuz Pınar'la bu noktada birleşir. Bu ağaca Dikili Ağaç (Kien-Mou) denilir ve öğle vaktinde onun yanında dimdik duranların gölgesi olmadığı söylenir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ↑ Mircea Eliade (tr. Philip Mairet). 'Symbolism of the Centre' in Images and Symbols. Princeton, 1991. p.48-51 (İngilizce)
- ↑ Mircea Eliade (tr. Philip Mairet). 'Symbolism of the Centre' in Images and Symbols. Princeton, 1991. p.40 (İngilizce)
- ↑ Jean Chevalier and Alain Gheerbrandt. The Penguin Dictionary of Symbols. Editions Robert Lafont S. A. et Editions Jupiter: Paris, 1982. Penguin Books: London, 1996. pp.61-63, 173-175
- ↑ Mircea Eliade, Dinler Tarihine Giriş, Kabalcı Yayınları, s. 365
- ↑ Mircea Eliade, Dinler Tarihine Giriş, Kabalcı Yayınları, s. 362
- ↑ Albrigt, "The mount of the Rivers", AJSL, 1919, c.XXXV, s. 173, aktaran Eliade, Dinler Tarihine Giriş
- 1 2 Mircea Eliade, Dinler Tarihine Giriş, Kabalcı Yayınları, s. 296