Troçkizm

Troçkizm, Marksizm'in Troçki'nin bakış açısıyla yorumlanmasıdır. Aynı zamanda 1917 Ekim Devrimi'nden sonra ortaya çıkmış bir ayrımı ifade eder. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinde "Sol Muhalefet" olarak örgütlenmiş, Dünya'da Troçki'nin kurduğu 4. Enternasyonal'le başlayarak günümüze kadar gelmiştir.

Troçkizm'in en önemli unsurları; özgürlüğü ortadan kaldıracak bir sistem olarak görülen "tek ülkede sosyalizmi" fikrinin reddi, dünya devrimi fikri, enternasyonalin gerekliliği, sürekli devrim ve Doğu Bloku ülkelerinin gerçek sosyalizm olmadığı fikirleridir.[1]

İdeoloji

Troçki'ye göre, bir işçi devleti tek başına kapitalist güçlerin baskısına direnemezdi. Bu nedenle Troçki, sosyalizmin tek bir ülkede kurulmasının olanaksız olduğunu düşünüyordu.[2] Troçki'ye göre kapitalist dünya ekonomisi farklı ülkelerin ekonomilerinin bir toplamı değil, bir bütünüydü. Bu nedenle Troçki, tıpkı Lenin gibi başta gelişmiş kapitalist ülkelerde olmak üzere tüm dünyada sosyalist devrimlerin gerçekleşmesini en öncelikli sorun olarak görmüştür.

Bu nedenle Troçki, 3. Enternasyonalin (Komünist Enternasyonal) zaman içinde işlevini kaybetmesini eleştirir.[3] Buna karşılık Troçkistler 4. Enternasyonali kurarak dünya devrimi için mücadeleye devam ettiklerini ilan etmişlerdir.

SSCB'nin ekonomik-toplumsal yapısı Troçki'nin tezlerinde önemli bir yer tutar. Troçki, bu ülkede aslında sosyalizmin var olmadığını, başlangıçta işçi devleti olan bu rejimin yalnız kalması, iç savaş, devrimin geri kalmış bir ülkede gerçekleşmesi,[4] bir bürokrasi katmanını oluşturduğunu ve işçi iktidarını deformasyona uğrattığı görüşündedir.[5] Troçki, bürokrasinin kendi çıkarları için içte ve dışta devrimi yenilgiye uğratmak için çalıştığını ve bunu başardığı söyler. Stalin'i ise bürokrasinin bu dönemdeki lideri olarak görür.[6]

Troçki'nin önemli kuramlarından birisi de sürekli devrimdir. Aynı isimde bir kitabı da bulunan Troçki, emperyalizm çağında geri kalmış ülke burjuvalarının oynaması gereken rolü de işçi sınıfının devralması gerektiği görüşündeyken devrimin kesintiye uğramadan dünyaya yayılması gerektiğini bu kuramıyla vurgulamaya çalışır.

Troçkizm, ekonomi-politik ve devlet kuramı konularında Marksizmin ilk haline sıkı sıkıya bağlıdır.[7] Bu görüşler doğrultusunda Troçkistler, SSCB'de bürokrasinin devrilmesi, devrimin dünyaya yayılması için mücadele etmişlerdir.

Tarih

1903-1917

Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'nin (RSDİP) 1903'deki 2. Konferansında Lenin'in ve Martov'un başını çektiği iki ayrı eğilim arasındaki ideolojik ve örgütsel ayrılıklar doruk noktasına çıktı. Parti Lenin'in başı çektiği çoğunluk (Bolşevik) ve Martov'un başı çektiği azınlık (Menşevik) olmak üzere bölündü. Troçki, bu bölünmede Menşeviklerin tarafında bulundu. Daha sonra Menşevikler, Rusya'nın koşullarını öne sürerek burjuva partileriyle ittifak yapılmasına yanaşan yeni fikirleri ortaya atınca Troçki, Menşeviklerden ayrıldı.[8]

1917 yılına kadar Troçki, Bolşevikler ve Menşeviklerin dışındaydı. Troçki, Sürekli Devrim adlı teorisinin ilk çekirdeğini oluşturan Sonuçlar ve Olasılıklar adlı broşürünü yazmış ve bu konudaki tezlerini geliştirmeye devam etmişti.

1917-1923

Şubat 1917'de gerçekleşen devrimle birlikte Rusya'da Çarlık rejimi sona erdi ve hükümetin aciz kalmasından ötürü fiili bir demokratik rejim kuruldu. Önce burjuva-liberal Kadetler önderliğinde, sonra popülist-sosyalist Kerenski başkanlığında geçici hükümetler kuruldu . Menşevikler Rusya'daki devrimin bir burjuva-demokratik devrim aşamasında olduğu gerekçesiyle bu hükümetleri desteklerken; Bolşevikler (Lenin ülkeye dönükten sonra) geçici hükümetin karşısında oldular.[9] Şubat devrimine karşı alınacak tavır, 1. Dünya Savaşına son verilmesi, devrimin daha da ileri götürülüp işçi sınıfı iktidarına varması konularındaki tartışmalar Troçki ve taraftarlarını Bolşeviklere yakınlaştırdı. Ve birleşme fikrini doğurdu. Nisan 1917'de Lenin'in ünlü Nisan Tezleri'ni yayınlamasıyla birlikte Troçki ve yaklaşık 4000 taraftarı Bolşevik Partiye katıldı.

Bu dönemde Geçici Hükümet, halk desteğini hızla kaybediyordu. Ekim'de (Gregoryen takvime göre Kasım'da) bir devrim daha gerçekleşti. Geçici Hükümet ortadan kalktı ve tüm iktidar Sovyetlerin eline geçti. Devrimin hemen ardından savaşa son verilmesi ve Almanya ile barış görüşmelerine gidilmesi konusu gündeme geldi. Görüşmeler için Troçki görevlendirildi.

Barış görüşmeleri, Lenin ile Troçki arasında fikir ayrılıklarına neden oldu. Lenin, hemen barış yapılması taraftarı olduğunu ilan etti ve barış yapılmazsa Almanya'nın SSCB'yi ortadan kaldırılabileceğini belirtti. Troçki ise Almanya'da devrimin yakın olduğunu ve içeriden yıkılacağını, görüşmelerin geciktirilmesi gerektiğini söylüyordu. 2 ay içinde Alman ordularının ilerleyişi Sovyetler Birliği'nin barış görüşmelerine oturmasına neden oldu ve Sovyetler Birliği savaştan çekildi. Troçki daha sonra deneyim Lenin'in haklı olduğunu gösterdi diyecekti.[10]

1919'da ise eski rejimi geri getirmek isteyen Beyaz Muhafızlar, savaş ilan ettiler. Bu, iki yıl sürecek bir iç savaşın başlangıcıydı. Troçki bu sürede Kızıl Muhafızların komutanlığını üstlendi ve kısa sürede Kızıl Muhafızları büyük bir orduya dönüştürdü. İki yılın sonunda Beyaz Muhafızlar yenildi ve iç savaş sona erdi. Fakat SSCB ekonomisi büyük bir yıkıma uğradı.

1923-1929

Sovyetler'deki "sol muhalefet", Troçki önderliğinde 1920'li yıllar boyunca güç kazandı. 1928'de Stalin bu gelişmeye son vermek için Troçki'yi önce SSCB içinde sürgüne gönderdi, ve yandaşlarını hapsettirdi. Buna rağmen sol muhalefetin faaliyetlerini gizlice sürdürmesi üzerine Troçki yurtdışına, sırasıyla Türkiye, Norveç ve Meksika'ya sürgüne gönderildi. Stalin, gücünün yettiğince, tüm dünyadaki komünist partilerden Troçkistlerin tasfiye edilmesini sağladı.

1929-1938

Troçki, gücünü pekiştiren Sovyet bürokrasisinin er ya da geç konumunu kalıcı hale getirmek için kapitalizme yöneleceğini iddia etmiştir. 1936 yılında Troçki'nin yazdıklarına göre çevresi kapitalist ülkelerle çevrili olan Sovyetler Birliği'ndeki dengesizlikler gittikçe artacak ve Sovyet bürokrasisi kapitalizme yönelmek zorunda kalacaktı. Troçkistler, SSCB'deki Glasnost ve Perestroyka hareketlerini, Troçki'nin bu kehanetinin gerçekleşmesi olarak yorumlamıştır.

Troçki, yozlaşmasına rağmen SSCB'nin varlığının yine de işçilerin çıkarına olduğunu ve kapitalist ülkelerin saldırılarına, karşı devrim girişimlerine karşı savunulması gerektiğini düşünüyordu.[11] SSCB'de proleter demokrasinin yeniden kurulması için bir "politik devrim" çağrısında bulundu. Günümüzde bu çağrıyı yanlış bulan Troçkistler de vardır.

Stalin, Troçki'yi SSCB rejimi için büyük tehlike olarak görüyordu ve onu etkisiz hale getirmek için çeşitli yöntemler denedi. Troçki, Stalin'in emri ile Meksikalı bir Stalinist olan Ramon Mercader tarafından 1940'ta katledildi.

Dördüncü Enternasyonal'in simgesi

Suikastten önce, 1938'de Troçki ve taraftarları, hareketlerini kurumsallaştırmak için Dördüncü Enternasyonal'i örgütleyebilmişti. Troçki, Dördüncü Enternasyonal'in devrimi gerçekleştirebilecek tek güç olduğunu ve gerek kapitalizme gerekse Stalinizme karşı mücadele edeceğini söylüyordu. Bu yıllarda Troçkizm Vietnam'da, Sri Lanka'da ve daha sonra Bolivya'da bir kitle hareketi hüviyeti kazandı. Çin'de de önemli Troçkist hareket mevcuttu. Ancak Stalinistler, güç kazandıkları her yerde Troçkistleri başlıca düşmanları olarak gördüler ve yok etmek için özel bir çaba gösterdiler.

1938-1953

II. Dünya Savaşı yıllarında Dördüncü Enternasyonal'den kopmalar yaşandı. Bazı Troçkistler, SSCB'nin artık "yozlaşmış bir işçi devleti" sayılamayacağını söyleyerek Dördüncü Enternasyonal'den çekildiler. Bunlara göre, SSCB gibi bürokratik-totaliter bir rejimi savunmak işçi sınıfı için bir hataydı. Öte yandan, baskı altında kalan Troçkist gruplar Vietnam'daki ve diğer ülkelerdeki kitle desteğini kaybettiler.

Dördüncü Enternasyonal Uluslararası Sekreteryası, II. Dünya Savaşı sonrası siyasi durumu ve Doğu Avrupa'daki yeni bürokratik devletleri değerlendirmek amacıyla 1946, 1948 ve 1951 yıllarında bir dizi uluslararası kongre topladı. 1951 kongresi, Doğu Avrupa devletlerini "deforme işçi devletleri" olarak tanımladı. Aynı kongre, Michael Pablo'nun, Troçkistleri Stalinist Komünist partilerin içinde daha etkin olmaya çağıran görüşlerini de benimsedi. Pablo'ya göre Stalinist Komünist partiler, gerçek bir işçi hareketine dayanmaları halinde Stalin'in etkisinden kurtulabilirdi. Pablo'ya göre, Yugoslavya'nın kendi yolunu seçmesi, bunun olabilirliğini göstermişti. 1951 kongresinde Troçkistlerin Stalinist Komünist partiler içinde faaliyet göstermesi yönünde karar alındı. Bu hatalı karar sonucunda yüzlerce Troçkist militan Stalinist Komünist partilerin içinde tasfiye oldu.

1951 kongresinin karşı karşıya geldiği bir başka sorun ise Doğu Avrupa'daki yeni bürokratik rejimler oldu. Marksist görüşe göre SSCB, kendi varlığı için tehdit olmadığı sürece kapitalizmle uyum içinde yaşayacak, devrimi yaymaya çalışmayacaktı. Tartışmalar sonucunda Kongre; SSCB yönetiminin hâlâ karşı-devrimci olduğunu, Doğu Avrupa'daki yeni rejimlerin II. Dünya Savaşı'nın askeri ve siyasi bir sonucu olduğunu, SSCB'nin rejimini bu ülkelere yaymasının devrimcilikten değil varlığını koruma güdüsünden kaynaklandığını açıkladı.

1991-Günümüz

Günümüzde, dünya üzerinde Dördüncü Enternasyonal'in devamı olduğunu iddiasını taşıyan birçok Troçkist grup vardır.

Günümüzde Troçkizm

Troçkizm bugün dünyanın 7 kıtasında da mücadele veren bir siyasi akımdır. Latin Amerika ve Avrupa'da yoğun olmak üzere, Sri Lanka ve Arjantin gibi ülkelerde en güçlü sol akım olarak varlığını sürdürmektedir. Bazı ülkelere göre, Troçkist hareketlerin değerlendirmesini şöyle yapabiliriz:

ABD: ABD'de Troçkizm Komünist Enternasyonal kuruluşundan beri var oldu. Uluslararası Sol Muhalefetin bu ülkede bir seksiyonu vardı. Dördüncü Enternasyonal'in kuruluşunda bu seksiyon önemli bir rol oynadı ve aynı zamanda Sosyalist İşçi Partisi kuruldu. Özellikle II. Dünya Savaşı döneminde, enternasyonalin öncülüğünü bu parti yaptı. 1953 yılında James Canon'un mektubuyla bu parti DE'den ayrıldı ve kendisini takip eden diğer seksiyonlarla Dördüncü Enternasyonal'in Uluslararası Komitesi'ni(DEUK) kurdu. Daha sonra bu parti bölündü ve DE'ye geri dönerek BirSek'i kurdu. Günümüzde bu parti bütünüyle Troçkizmi terketmiş durumdadır. Pablo çizgisinde olan bir grup Neo-conların içinde erimiştir. Ayrıca DEUK'un bir seksiyonu olan SEP, ABD'de faaliyetlerini sürdürmektedir.

Kanada: DEUK'un bu ülkede bir seksiyonu bulunmaktadır, BirSek'in bir seksiyonu mevcuttur, diğer Troçkist hareketlerle ilgili bilgiler sınırlıdır.

Meksika: Bu ülkede Troçkist hareketin tarihi Sol Muhalefete kadar uzanır. Troçki'nin Meksika'da bulunduğu dönemlerde bazı önemli çalışmaları olmuştur.

Arjantin: Arjantin'de güçlü bir troçkist hareket mevcuttur. LIT-CI, UIT-CI ve BirSek'in birer seksiyonları bu ülkede mevcuttur. Ayrıca Partido Obrero (İşçi Partisi) CRFI'nın kuruluşunda önemli bir rol oynamıştır. Bunların dışında pek çok Troçkist grup mevcuttur. Üç Troçkist partinin; Izquierda Socialista (UIT-CI), Partido Obrero (CRFI) ve Partido Trabajadores Socialista (FT-CI) ortaklığı olan İşçilerin ve Solun Cephesi (Frente Izquierda y Trabajadores-FIT) ülkenin 4. büyük siyasal yapısıdır.

Bolivya: Bolivya'da gelişmiş bir troçkist hareket mevcuttur. Özellikle de maden işçileri arasında Troçkizm güçlüdür. MAS'ın Pablo çizgisinde pek çok üyesi vardır. Bu ülkede Birsek, LIT-CI ve UIT-CI birer seksiyonları vardır.

Brezilya: LIT-CI, UIT-CI, CRFI ve BirSek'in birer seksiyonu vardır. Diğer hareketler dağınıktır.

Kolombiya: LIT-CI ve UIT-CI'nın birer seksiyonu mevcuttur.

Venezuela: Ülkede birkaç dağınık Troçkist grup bulunmaktadır. Birsek, LIT-CI, UIT-CI ve CRFI'in birer seksiyonu mevcuttur.

İngiltere: İngiltere'de güçlü bir troçkist hareket mevcuttur. SWP, IST'nin liderliğini yapmaktadır. DEUK'un bir seksiyonu olan SEP faaliyet göstermektedir. IMT'nin İngiltere seksiyonu İşçi Partisi'ne süresiz entrizm yapmaktadır. Bu ülkede, hemen hemen bütün Uluslararası sektlerin bir seksiyonu bulunmaktadır. Diğer troçkist hareketler dağınık durumdadır.

Fransa: Fransa'da troçkist hareket önemli bir güç kazanmıştır. Troçkistler seçimlerde 3 milyondan fazla oy almaktadır. Eski Fransa Başbakanı Lionel Jospin Uluslararası Komunist Akım'dan ayrılmıştır. 2002 Fransa seçimlerinde troçkist gruplar tüm oynalrın %11'ini aldılar. 2006'da %6'ya gerilediler. LO, LCR ve PT en güçlü Troçkist çevrelerdir. Son seçimlerdeki yaklaşık oy miktarları; LO: 1.600.000 LCR: 1.200.000 PT: 130.000 [12]

Almanya: DEUK'un bir seksiyonu olan SEP henüz kuruluş aşamasındayken 15.000 oy almayı başarmış bir partidir. Diğer troçkist hareketlerin hepsi Die Linke(Sol Parti) içinde yer almaktadır.

İspanya: Dördüncü Enternasyonal'in kuruluş belgelerinden edindiğimiz bilgiye göre henüz sol muhalefet döneminde İspanya Troçkist Hareketi ikiye bölünmüştür. İspanya İç Savaşı döneminde POUM(DE'den koptu) varlığını sürdürmüştür. LIT-CI, UIT-CI ve Birsek'in birer seksiyonu bulunmaktadır.

İtalya: LIT-CI'nın bir seksiyonu olan Alternatif Komunist Parti bu ülkede faaliyet göstermektedir. Birsek'in bir seksiyonu vardır. CRFI'nın seksiyonu vardır. Diğer troçkist hareketler dağınıktır.

Yunanistan: Sol Muhalefetin en güçlü seksiyonu Yunanistan'daydı. İlerleyen dönemlerde Troçkist hareket görece zayıfladı. CRFI'nın Yunan seksiyonu olan EEK ve Birsek'in bir seksiyonu mevcuttur.

Avustralya: DEUK'un bir seksiyonu olan SEP bu ülkede faaliyet göstermektedir. Birsek'in bir seksiyonu mevcuttur.

Sri Lanka: Sri Lanka'da güçlü bir troçkist hareket mevcuttur. Eski troçkist LSSP faaliyetlerini sürdürmektedir. DEUK'un bir seksiyonu SEP faaliyetlerini sürdürmektedir.

Paraguay:LIT-CI'nın ve Birsek'in birer seksiyonları mevcut.

Şili: LIT-CI, UIT-CI, CRFI ve Birsek'in birer seksiyonları mevcut.

Kamerun: BirSek'in bir seksiyonu mevcut.

Japonya: BirSek'in bir seksiyonu mevcuttur.

Türkiye:

Stalinizmin Yükselişi

Troçkistlerin Doğu Bloku'na bakışını incelemeden önce Stalinizmin Yükselişine bakışlarını incelemek gerekir. Troçkistlerin ortak noktası SSCB ve benzeri rejimlerin gerçek anlamda işçi devletleri veya sosyalizm olmadığı görüşüdür.

1917 Rusya Devrimi'nden itibaren devrimin yayılamaması ve görece sanayileşmemiş bir ülkede gerçekleşmesi(hatta bu ülkede bir burjuva devrimi de yaşanmamıştı) genç işçi iktidarını hem yalıtık hem de çok güçsüz bıraktı.[22] Buna bir de iki yıllık bir iç savaş eklenince ülke ekonomisi tamamen çöktü. Bu dönemde işçi sınıfı son derece güçsüz düştü, kırlara göç başladı. Örneğin ülkenin en gelişmiş sanayi merkezi Petersburg'un nüfusu 2.000.000'dan 500.000'e kadar düştü. Köylere göçen işçi sınıfı köylülüğe veya kır proleterlerine katılırken şehirlerde de küçük-burjuvanın güçlenmesine olanak sağladı. Bu yüzden, şehirlerdeki pek çok Sovyet hızla atomize oldu.

Durumu düzeltmek isteyen Bolşevikler, ilk önce ticareti canlandırmak için NEP'i (Novaya Ekonomicheskaya Politika- Yeni Ekonomi Politikası) devreye soktular. Bu politika, kapitalizme sınırlı da olsa izin veriyordu. Böylece köylünün elindeki tahılı satmasını ve kıtlığın yok edileceğini umuluyordu. Kırlarda hızla güç kazanan kulak [zengin köylülük] adını verdiğimiz sınıf, bu şartlar altında doğdu.[23]

İşçi iktidarı hızla atomize olma sürecine uğrarken, işçi sınıfının yeniden güçlendirilmesi ve ülkenin sanayileşmesi ihtiyacı gündeme geldi. Fakat proje başarısızlığa uğradı, çünkü ülke yalıtık kalmıştı. Dışarıdan yardım alamıyordu. Bu şartlar altında bolşevik partisinde sağ eğilimler güçlendi. Daha sonra, bu sağ eğilimler parti yönetimini hızla ele geçirmeye başladılar. Böylece Stalin etrafında kenetlenen bir bürokrasi ortaya çıktı.[24]

Doğu Bloku'nun Sınıf Karakteri

Troçkistler çeşitli konularda farklı tavırlar almışlardır. Bunlardan en önemlisi SSCB, Doğu Avrupa, Küba, Çin, Kuzey Kore ve benzer rejimlerin değerlendirilmesidir. Troçkistler Doğu Bloku ülkelerini sosyalist olarak görmezler. Troçkistler bu konuda üçe ayrılırlar:

1) Yozlaşmış İşçi İktidarları: Troçki'nin kendisi de bizzat bu fikri savunmuştur.(Fakat o dönemde sadece SSCB vardı) Bu görüşü savunanlara göre bu ülkelerde işçi iktidarı mevcuttur ama bürokrasi de bulunmaktadır. Bürokrasinin varlığı bu ülkelerde işçi iktidarı olduğu gerçeğini değiştirmez ama bu onun bozulmuş niteliğini gösterir. Bürokrasi mülkiyet ilişkilerine bakılırsa hiçbir mülkiyete sahip değildir, yine işçi sınıfı içinden çıkan sağ bir eğilimdir. Bürokrasi işçi sınıfı içinden çıkıyor, özel bir mülkiyete sahip olmuyor, ama politik iktidara sahip oluyordu. Doğrudan sömürmüyor, çalıyordu. Troçki bu görüşü ömrünün sonlarına doğru terk etmeye başlasa da genel olarak bu fikri savundu. Ardılları ise farklı fikirler önerdiler. Türkiye'de bu görüşü paylaşanlar: Devrimci İşçi Partisi, Sınıf Mücadelesi, Yeni Yol, Sosyalist Alternatif, Devrimci Marksist Kolektif, İşçi Demokrasisi Partisi, RED Dergisi.

2) Devlet Kapitalizmi: Troçkist saflarda bu konuyu ilk dillendiren Tony Cliff oldu. Cliff'e göre bürokrasi, işçi iktidarını karşı-devrimle yıkmıştı ve kendini egemen sınıf olarak örgütleyerek kapitalizmi restore etmişti. Bunun için devleti yıkması gerekmemişti sadece devlet kontrolünde kapitalizmi yaratmıştı. Bu ülkelerdeki kapitalizm diğerlerindeki gibi özel mülkiyetçi değildi, devlet mülkiyetindeydi. Cliff'e göre bürokrasi işi artı-değer sömürüsüne vardırarak kendisini bir çeşit burjuvaya dönüştürmüştü. Türkiye'de bu görüşü paylaşanlar: DSİP, Antikapitalist, İşçilerin Sesi, İşçi Sözü, Sürekli Devrim Hareketi.

3) Bürokratik Diktatörlükler: Bir kısım Troçkistlere göre ise iki görüş de yanlıştır. İşçi sovyetleri ve komiteleri bu ülkelerde ya yoktu ya da işlevsizdi. Tüm iktidar devletin elinde toplanmıştı. Öte yandan birden fazla sermayenin rekabet halinde olmayışı, bürokrasinin doğrudan karı ele almayıp devlet yoluyla kullanması her iki teoriyi de geçersiz kılıyordu. 1941'e gelindiğinde Marx'ın ekonomi-politik üzerine yazdığı Grundrisse adlı eser yayınlandı. Buradan anlaşıldığı kadarıyla, köleci ve feodal toplum biçimleri, istisnalar hariç Asya'da yaşanmamıştı. Burada, asyatik adı verilen farklı bir üretim düzeni mevcuttu. Ve bu doğu despotizminde, sovyetlerde olduğu gibi egemen sınıf bürokrasinin kendisiydi, ayrıca özel mülkiyet de yoktu. Böylece bürokrasinin de bağımsız bir sınıf olabileceği düşüncesi güçlenmiş oldu.[25] 1970'lerde Osmanlı İmparatorluğu'yla da bağlarını kurarak İdris Küçükömer ve Asaf Savaş Akat bu teoriyi Türkiye'de ilk geliştiren isimler oldular.

Sürekli Devrim

Sürekli devrim, Troçki'nin Marksizme yaptığı en önemli katkılardan biridir. Söz konusu teorinin gelişimi, Troçki'nin hayatının önemli bir bölümünü kapsar. Troçki sürekli devrim düşüncesini ilk önce Sonuçlar ve Olasılıklar broşüründe dile getirmiştir. Ekim Devriminin öncesinde ve sonrasında Troçki pek çok eserinde bu teoriyi tekrar tekrar şekillendirmiş, İstanbul'da kaldığı dönemlerde "Sürekli Devrim" adlı kitabını yazmıştır. İlerleyen dönemlerde özellikle de Çin üzerine yazdığı yazılarla Sürekli devrim teorisine son halini vermiştir. [26]

Sürekli Devrim düşüncesine göre geri kalmış ülkelerde bile devrimin öncüsü işçi sınıfı olmalıdır. Burjuva devriminin gerekleri bile ancak ve ancak işçi sınıfı tarafından yerine getirilebilir. Demokratik görevleri yerine getirecek olan işçi sınıfıdır. Burjuva sınıfı gericileşmiş olduğu için bu görevleri yerine getirmez. Önce bir burjuva devrimi yapmaya gerek yoktur.

Elbette burada bahsi geçen fikir doğrudan sosyalizme geçiş değildir. Sürekli devrimle birlikte aşamalar birbirine geçer. Teorinin en önemli noktalarından biri; ister ileri bir kapitalist ülkede olsun, isterse gelişmemiş bir ülkede olsun, öncülük görevi sadece işçi sınıfınındır.

Fakat işçi sınıfı iktidarı ele alıp, bu gereklilikleri yerine getirmekle yetinemez. Devrim bu noktada tamamlanmaz, aksine yeni başlar. Devrim ulusal sınırlar içinde başlayacaktır ama ulusal sınırlar içine hapsolamaz; devrimin ayakata kalabilmesi için dünyaya yayılması gerekmektedir. Kapitalizm tek tek ülkelerde değil bütün dünya ölçeğinde devrilebilir.

Bu fikirler Sürekli Devrim Teorisinin özünü oluşturur.

Troçkist Akımlar

Mandelcilik

İkinci Dünya Savaşından sonra yeniden toparlanan Dördüncü Enternasyonal içerisinde Michel Pablo ve Ernest Mandel'in başını çektiği bir akım ortaya çıktı. Onlara göre, Stalinist partilerin içinde "devrimci unsurlar" bulunmaktaydı. Hatta bazı stalinist örgütler gerçekten de devrimciydi. Bu nedenle Troçkistler, Stalinist KP'lere "derin giriş"(sui generis entrizm) yapmalıydılar ve onların içinde çalışma yürütmeliydiler. Yine aynı çizgi o dönemde yeni ortaya çıkan Yugoslavya devletinin bürokratik olmadığını ve gerçek bir işçi devleti olduğunu söyleyebiliyordu(zaten bu nedenle Dördüncü Enternasyonal pek çok militanını Yugoslavya'ya yollamıştı) Böylece Dördüncü Enternasyonalin "her koşul altında işçi sınıfının partisinin bağımsızlığı" ve "stalinist, merkezci, sendikalist, ulusalcı ve benzeri akımlarla kesin olarak ayrılarak uzlaşmacılığı reddetme" ilkelerinden vazgeçilmiş oluyordu. Aynı zaman da SSCB ve benzeri bürokratik rejimlerin kapitalizm ile sosyalizm arasındaki bir "geçiş aşaması" olduğunu iddia ediliyordu.

Bunun dışında Pablo-Mandel akımı işçi sınıfı dışında devrim için yeni öncüler aramaya başlamışlardı ve ilk olarak ulusal kurtuluş hareketlerini buldular. Bu sebeple Cezayir Ulusal Kurtuluş Hareketine koşulsuz destek verildi hatta Cezayir'in bir "yarı işçi devleti" olduğu iddia edildi. Bunun yanlışlığı ise daha sonra kabul edilecekti. Daha sonra Küba'nın da bir işçi devleti olduğu ileri sürülecekti. En sonunda "bürokratik bir işçi devletinin, gerçek bir işçi devleti ile aynı işlevi görebileceği" iddiasında bulundular. Yeni kitle öncüleri düşüncesiyle gerillacılığa, ulusal kurtuluş hareketlerine, stalinist, merkezci partilere, eşcinsel ve feminist hareketlerine destek verildi. Bir-Sek'in Bolivya seksiyonu ülkede hızla yükselen işçi hareketini görmezden gelip gerilla mücadelesine koşulsuz bir biçimde katıldı ve Che'ye koşulsuz destek verdi. Che'nin öldürülmesinden sonra ise gerillalarla birlikte bütün Bolivya seksiyonu yok edilecekti. Yıllar sonra ise Bir-Sek gerillacılığın yanlış olduğunu kabul edicekti. Bir-Sek içindeki bütün seksiyonlar ise kendi bölgelerinde ve iç işlerinde tamamen serbest bırakılacaktı. Böylece Dördüncü Enternasyonalin tüzüğündeki "demokratik merkeziyetçilik" ilkesi fiilen terk edilmiş olacaktı. 1985 yılından itibaren SSCB'de başlayan Glastnost ve Perestroyka hareketleri ise Sovyetler Birliği'nin "bürokrasiden kurtarılması" ve "gerçek bir işçi iktidarına dönüşmesi" olarak kabul ediliyor; bu hareketlerin en sonunda yaşanan dağılma ise bir "işçi devrimi" olarak tanımlanıyordu. Hatta Mandel bizzat SSCB'ye seyahat edip Gorbaçov'u kutluyordu. Bu rejimlerinin çöküşünden sonra büyük darbe yiyen stalinist hareketlerden umut kesilecekti ve sosyal-demokrat hareketlerle işbirliğine girişilecekti. Zaten bundan yıllar önce Sri Lanka'da bir sosyal-demokrat parti olan NSSP seksiyonluğa kabul edilmişti.

Pablo-Mandel çizgisinin ortaya çıkışından sonra James P. Cannon tarafından yazılan "Dünyanın Dört Bir Yanındaki Troçkistlere Açık Mektup" ile buna tepki gösteren bazı bileşenler ayrılıp Dördüncü Enternasyonal'in uluslararası Komitesi(DEUK)ni kurdu. Daha sonra Cannon'un başını çektiği ABD seksiyonu Dördüncü Enternasyonal Uluslararası Sekreterliği(DEUS) ile tekrar birleşecek ve Dördüncü Enternasyonal Birleşik Sekreterliği(Bir-Sek)ni kuracaktı.

Morenoculuk

Bu akım, ismini Nahuel Moreno'dan alır. 1940'lı yıllarda Arjantin'de Moreno'nun başını çektiği bir grup ile Marksist İşçiler Grubu'nu kuracaktı. Peronculuğu gerici ve sağcı bir akım olarak değerlendirmekle kalmayacak onu faşist olarak da tanımlayacaktı. Peronculuğa uzlaşmaz bir tutum izleyen Moreno aynı zamanda onu destekleyen CGT adlı sendika konfederasyonunun kapatılmasını istemek ve yükselen işçi hareketi CGT ve Peron'un kuyruğunda olduğu için polis hareketi olarak tanımlamak ve karşısında olmak gibi sekter bir davranış için de bulunuyordu. Günümüzde LIT-CI da bu çizginin sekter olduğunu kabul etmektedir. Fakat çok geçmeden birkaç yıl içinde aynı Moreno Peronculuğun en ateşli destekçisi olacaktı ve onun "sol kanadı" olarak tanımlayacaktı kendisini. 1958 yılında işçi hareketinin desteğini hızla yitiren Peron, sağcı Frondizi ile işbirliğine girişti. Bu durum, işçi hareketinin, sendika bürokrasisinin, sol grupların ve hatta Peroncuların büyük tepkisini çekerken sadece Moreno onu destekledi. 1958 seçimleri ise Peron açısından büyük bir yenilgiyle sonuçlandı.

Pabloculuğa sert eleştiler getiren Moreno aslında onlardan farklı yönelişlere girmedi. Küba Devrimi'ne kadar gerillacılığa karşı çıkan ve Castro'yu "goril" olarak tanımlayan Moreno daha sonra Castroculuğun savunuculuğunu yapacak ve gerillacılığa destek verecekti. 1969 yılında ise gerillacılığa tekrar karşı çıkmaya başladı. Burjuva anayasalcılığı destekleyen Moreno 19.yüzyıldaki Arjantin anayasasını savunmaya başladı. Bir halk cephesi kurulması fikrini savunarak Troçki'nin bu konuda savunduğu her şeyi pratikte reddetti. 70'lerde tekrar kurulan askeri diktatörlüğü "en demokratik askeri hükümet" olarak tanımladı. Bu askeri hükümetin İngiltere ile yaptığı savaştan yenilgiyle çıkmasından sonra büyüyen işçi hareketine katılmadı. Daha önce DEUK ve Bir-Sek içinde faaliyet göstermiş olan Moreno, kendi enternasyonali olan Uluslarası İşçiler Birliği-Dördüncü Enternasyonal(LIT-CI / UİB-DE)i kurdu. LIT-CI 1987'de Moreno'nun ölümünden sonra büyük bir krize girdi. Moreno, SSCB ve benzeri yozlaşmış bürokratik işçi devletlerinin çöküşünün emperyalizmle girdikleri ekonomik işikiler sonucu olacağını isabetli biçimde öngördü.

Lambertcilik

Bu akım ismini Pierre Lambert'ten almıştır. Lambert Troçki'nin yaşadığı yıllarda Dördüncü Enternasyonal'e katılmış daha sonra DEUK saflarında bulunmuştur. DEUK'dan ayrılan Enternasyonalist Komünist Örgüt, 68 Fransa'sındaki olaylarda Kızıl Üniversite gibi sol sekter sloganları savunarak kendisini gençlik hareketine uyarladı. Bir dönem Moreno ile birlikte Enternasyonal kurma çabasına giren örgüt bu birlikteliği gerçekleştiremedi ve Moreno, kendi enternasyonalini kurdu.

Cliffcilik (Uluslararası Sosyalist Akım)

Bu akım Tony Cliff'in teorilerini kabul etmektedir. Uluslararası Sosyalist Akım'ın diğer Troçkist akımlardan ayrıldığı en önemli nokta SSCB'nin sınıfsal analizidir. Akım dünya devriminin yenilmesi ve Rusya'daki iç savaş nedeniyle işçi sınıfının deklase olduğunu vurgulayarak, bu sayede bürokrasinin iktidara geldiğini savunur. SSCB'de iktidar işçi sınıfında değil, bürokrasidedir. Bu yüzden SSCB devlet kapitalistidir. Bu görüş ilk defa Cliff'in Rusya'da Devlet Kapitalizmi adlı kitabında dile getirmişlerdir.

Diğer

Aslında yukarıdaki akımların hepsi kendisini "Troçkist" olarak görmektedir ama bunların dışında hayırlı ismi kullanan bir başka akım vardır. Bu akım yukarıdaki akımların hepsini pabloculuğun farklı fraksiyonları olarak değerlendirmektedir. İşçi sınıfının partisinin bağımsızlığını savunarak reformist olarak tanımladıkları pablocu, stalinist, merkezci, reformcu, gerillacı, sendikacı, ulusal kurtuluşçu hareketlerin hiçbiri ile ittifaka yanaşmaz, onların devrimcileşebileceğini düşünmez. Bu nedenle onlarla ittifaka yanaşmaz, işçi sınıfının marksist bir parti altındaki birleşik cephesini savunur. Yukarıda sayılan akımların hepsinin devrimcileştirilememesinin nedeninin ise onların sınıfsal, örgütsel yapılanmasında olduğunu ve kapitalizmin günümüzdeki durumunun bir sonucu olduğunu düşünür.

Bu akım, diğer akımlardan farklı olarak küreselleşmeyi reddetmez, küreselleşme ile küreselleşmecelik ideolojisini birbirlerinden ayırır. Küreselleşmenin insanlığa barış, huzur ve refah getirecek bir olgu olduğu iddiasına karşı çıkar. Küreselleşme dünya ekonomisinin hızla uluslararasılaşması, üretimin dünya çapında yeni teknolojilerle planlanması olgusudur, bu nedenlerle küçük burjuva sınıfının hızla mülksüzleşmesine ve işçi konumuna gelmesine neden olmaktadır. Bu durum kendisine küçük burjuva ve ulusal burjuva gibi sınıflara dayandıran ya da -bilerek veya bilmeyerek- küçük burjuva perspektife sahip olan pablocu, stalinist, merkezci, ulusal kurtuluşçu akımların hızla gerilemesine neden olmuştur. Ulusal kurtuluş hareketleri ve gerillacı hareketlerin emperyalizmle uzlaşmasına neden olmuştur.

Eleştiriler

Troçki ve Troçkizm gerek sağ, gerek sol ve gerekse liberal kesimden eleştiri almıştır. Sağ ve liberal kesimden gelen yeterince özgürlükçü olmama suçlaması Troçki'nin Kronstadt Ayaklanmasını şiddetle bastırmasına dayandırılır.

Sol kesimden gelen eleştiriler ise Stalin ile Tek ülkede sosyalizm konusunda yaşadığı fikir ayrılığını Sovyetler Birliğinin ekonomik ve siyasi yapısını değiştirmek adına sabotaj yapmaya vardırmasına dayanır.[27] SSCB yönetimi ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP), Troçkizmin sabotajçı, casus ve faşizmin bir ajanı olduğunu belirtmiş ve buna yönelik propaganda yapmıştır. Dönemin SBKP Genel Sektereri Stalin konu hakkında şu görüşlere sahiptir;[28][29]

"Troçkist zararlıların tek tük insanlar tarafından, Bolşeviklerin ise onlarca milyon insan tarafından desteklendiği doğrudur. Fakat bundan, zararlı unsurların davamıza ciddi zararlar veremeyecekleri sonucu çıkmaz. Fesat çıkarmak ve zarar vermek için çok sayıda insana ihtiyaç yoktur. Bir Dinyeper Elektrik Santralı yapmak için onbinlerce işçi harekete geçirilmek zorundadır, ama aynı santralı havaya uçurmak için belki bir kaç düzine insan yeter, daha fazla değil. Savaşta bir muharebeyi kazanmak için belki bir kaç kızıl kolorduya gereksinme duyulur. Ne var ki cephede kazanılmış bu zaferi yerle bir etmek için, ordu karargahında, hatta bir bölükte bir kaç casusun varlığı ve bunların harekat planlarını temin edip düşmana vermesi yeterlidir. Büyük bir demiryolu köprüsü kurmak için binlerce insan gerekir. Ama aynı köprüyü havaya uçurmak için bir kaç kişi yeterlidir. Böyle düzinelerce yüzlerce örnek verilebilir. Dolayısıyla bizim çoğunlukta oluşumuz, Troçkist zararlıların ise azınlıkta oluşu teselli nedeni olmamalıdır. Ulaşılması gereken nokta, saflarımızda hiç Troçkist unsurun kalmamasıdır."

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dipnot

  1. http://www.marxists.org/archive/trotsky/1931/tpr/rp01.htm
  2. Troçki'nin pek çok eserinde ele aldığı bu konuyu kısaca özetleyen Tek Ülkede Sosyalizm adlı yazısına bakınız.
  3. Lenin'den Sonra Üçüncü Enternasyonal adlı eserine göz atılabilir. Fakat Troçki Komintern'in kapatılmasını görmediği için (Komintern 1943'de kapatıldı, Troçki 1940'da öldürüldü) bu konuda bir değerlendirmesi olmamıştır. Fakat 1935'teki yedinci ve son Komintern kongresi gerçekleştiğinde bunun tasfiye kongresi olduğunu öngörmüştür
  4. Ekim 1917 devrimi gerçekleştiğinde Rusya, Avrupa ülkeleri kadar sanayileşmemiş olup işçi sınıfı birkaç büyük şehir dışında oldukça zayıftı. Ülke nüfusunun çok büyük bir çoğunluğunu köylüler oluşturuyordu.
  5. Troçki, iç savaştan sonra, ölümüne kadar yazdığı hemen hemen bütün eserlerinde bu konuya değinmektedir. Örneğin İhanete Uğrayan Devrim adlı eseri bu konuda bilgilendirici bir çalışmadır.
  6. Stalin - Troçki, ISBN 757178489.
  7. Troçkizm, işçi devleti kuramı ve sosyalizm kuramlarını Marx ve Engels'den ödünç alarak SSCB'nin sosyalizm olmadığını vurgular. Aynı şekilde dünya devrimi fikirleri de Marx, Engels, Lenin, ile ilk üç enternasyonal deneyiminden gelmektedir.
  8. Çarpıtılan Devrim - Troçki /Yazın Yayıncılık ISBN 975-7178-17-7
  9. Bkz. Lenin, Uzaktan Mektuplar, Agora Kitaplığı, 2011 ve Lenin, Nisan Tezleri, Agora Kitaplığı, 2011.'
  10. Çarpıtılan Devrim - Troçki /Yazın Yayıncılık Sayfa 41
  11. L. Troçki, İhanete Uğrayan Devrim, Alef Yay., 2007'
  12. http://www.wsws.org/tr/2005/jan2005/lo-j10.shtml
  13. http://red.web.tr/ ve http://redaktif.com/
  14. http://www.dsip.org
  15. http://www.gercekgazetesi.net ve http://www.dip.org.tr
  16. http://www.iscicephesi.net
  17. http://www.antikapitalist.net
  18. http://www.sdyeniyol.org
  19. http://www.bolsevik.org
  20. http://www.sinifmucadelesi.net/
  21. http://www.toplumsalesitlik.org
  22. Bkz. Lenin, Sovyet İktidarı ve Dünya Devrimi, Agora Kitaplığı, 2010.'
  23. Daha fazla ayrıntı için, bkz. Lenin, "Sosyalizme Geçiş Döneminde Ekonomi", http://www.idefix.com/kitap/sosyalizme-gecis-doneminde-ekonomi-vladimir-ilyic-lenin/tanim.asp?sid=GBZNBTU7L3QQMG2Z87F5
  24. Bkz. "Troçki Stalin'i Neden Alt Edemedi?", Sinan KARASU, http://www.militan.net/?p=1835
  25. Bu teoriyi geliştiren isimler ve daha fazla ayrıntı için bkz. Düşünen Sazlık, Boris Kagarlitski, Metis Yay.
  26. Sürekli Devrim hakkında ayrıntılı bilgi için, bkz. "Sürekli Devrim Üzerine Mülahazalar", http://www.militan.net/?p=1777 ve "Fransa: 1848 Haziran Ayaklanması – Sürekli Devrimin Provası", http://www.militan.net/?p=1526
  27. Konuyla ilgili Grover Furr tarafından yazılan eser 15 Kasım 2013 tarihinde erişilmiştir
  28. Stalin, Jozef. Troçkistler ve Diğer İkiyüzlülerin Tasfiyesi İçin Alınacak Önlemler Üzerine, SBKP (B) 3-5 Mart 1937.
  29. Armstrong, Terence, The Northern Sea Route: Soviet Exploitation of the North East Passage, ISBN 978-0521232630
This article is issued from Vikipedi - version of the 9/25/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.