Çakırcalı Mehmet Efe

Çakırcalı Mehmet Efe (d. 1872, Ödemiş ö. 17 Kasım 1911) İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Türkönü Köyü'nde doğmuş Ege efelik kültürünün en ünlü simalarından biridir.

Çakırcalı' yı Hacı Mustafa'nın öldürdüğünü, veya çatışma esnasında bir serseri kurşuna kurban gittiğini öne sürenler de bulunmaktadır.

Belirtildiğine göre, zaptiyelerle başlayan müsademede öldürülmüştür. Kızanları başını keserek tanınmasını engellemişlerdir. Cesedi ilk karısı Iraz (Raziye) Hanım tarafından tanınmıştır. Başsız cesedi Karıncalıdağ'da gömülmüştür. 1948 senesinde en küçük kızı Hatice Akkaş tarafından Karıncalıdağ'dan alınarak dedelerinin vakfı olan Ödemiş Kayaköy mezarlığına defnedilmiştir.

Efeliği süresince birçoğu kendisi tarafından tam 1080 kişiyi öldürdüğü öne sürülmektedir. Adına yakılmış meşhur İzmir'in Kavakları türküsünde Çakıcı olarak anılan Çakırcalı Mehmet Efe 'dir (türküde "Kamalı Zeybek" şeklinde anılan da bir başka efedir).

Çakırcalı Mehmet Efe kimdir?'

Çakıcı olarak da tanınan Çakırcalı Mehmet Efe, 1872 yılında İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Türkönü Köyünde dünyaya geldi. Annesi Hatice, babası eski Zeybeklerden Çakırcalı Ahmet Efe idi.

Baba–oğul her iki zeybeğin de kullandıkları Çakırcalı lakabının, birtakım kaynaklarda mensup oldukları bir Yörük aşiretinden gelme olduğu belirtilir.

Babası eşkıyalığı bırakmış, düze inmiş, kendi halinde bir köylü olarak yaşarken bu durumdaki eski zeybeklerin yeniden dağa çıkmalarını önlemek amacıyla verilen gizlice öldürülmeleriyle ilgili bir emir doğrultusunda zaptiye çavuşu Boşnak Hasan çavuş tarafından öldürüldü. Babasının öldürüldüğünde Mehmet, henüz 11 yaşındaydı. Uzun süre tütün kaçakçılığı yaparak yaşamını sürdürdü. Bu işte en büyük yardımcısı babası Ahmet Efe'ye de yardım etmiş olan Hacı Eşkıya Mustafa idi. Bir zaman sonra Hacı Eşkıya'nın geçmişte kendisini bırakarak başka bir gençle kaçan karısını ve kaçtığı genci Ödemiş'teki evinde öldürür. Kısa bir süre sonra da babasını da tuzağa düşürerek öldüren Boşnak Hasan Çavuş tarafından yakalanarak hapse atıldı. Ancak delil yetersizliğinden dolayı mahkemede beraat ederek serbest kaldı.

Çakırcalı'nın bir gün başına bela olacağını bilen Hasan Çavuş'un yıllar önce işlenen bir hırsızlık olayını da ona mal edip takibe düşmesi ve köyüne baskın düzenleyerek annesi ve diğer akrabalarına türlü hakaretlerle işkence yapması Çakırcalı'yı çileden çıkardı. Bu olaylar ve babasının da öcünü almak amacıyla Çakırcalı, yanında Hacı Mustafa, Çoban Mehmet, Harmanlıoğlu Ahmet, Koca Mehmet, Arap Mercan, Kara Ali gibi yiğitlerle dağa çıktı ve Çakırcalı Mehmet Efe dağa çıktı, Osmanlı gelip de yakalasın diye Osmanlı'ya haber salar.

Halk arasında ün kazanan ve öyküsü destanlaşan Çakırcalı, diğer birçok efe gibi o da varlıklı kişilerden aldığı paraları kendisine yardım eden yoksullara dağıttı. Çevredeki birçok varlılık kişiyi köprü, çeşme gibi yararlı işler yapmaya zorladı. Bu sayede halkın gözünde kısa bir sürede yüceldi. Çakırcalı, bir ara peşine düşmüş olan Hasan Çavuş ile Mülazım Hüsnü Efendi'yi de bir pusuda öldürdü.

Ünü Osmanlı ve sınırlarını aşarak Avrupa'ya kadar yayılan ve Avrupalı birçok gazetecinin kendisiyle söyleşiler yaptığı Çakırcalı Efe ile baş edemeyen Osmanlı kendisine çeşitli defalar af çıkarttı.

1911'de Nazilli yakınlarındaki Karıncalıdağ mevkisinde yönetim güçlerince girdiği bir çatışma sonucu ölmüştür. Kendisinin 'eğer bana bir şey olursa sizi öldürürler, o yüzden benim başımı yok edin' tembihiyle kafası kesik şekilde Karıncalı Dağ' da gömülmüş. Adına yakılmış pek çok türkü bulunan Çakırcalı için söylenen en ünlü türkünün sözleri ise şöyledir.

"İzmirin kavakları/Dökülür yaprakları/Bize de derler Çakıcı/Yar fidan boylum/Yakarız konakları.

Popüler Kültürde Çakırcalı Mehmet Efe

Çakırcalı Mehmet Efe adına pek çok sinema filmi çekilmiştir. Bunlar sırasıyla;

Kaynakça

Dipnotlar

Çakırcalı Mehmet Efe'nin hayatı pek çok araştırmacı ve romancı tarafından ele alınmıştır.

Bu konuda ilk yayınlanan roman Zeynel Besim Sun'un Çakıcı Mehmet adlı eseridir. Yazarın köy köy dolaşarak efeyi tanıyan ve onun yanında bulunmuş kişilerin anılarından yararlanarak ele aldığı romanı bir belgesel niteliği de taşır.

Kaynakça:

Türk Romanında Destan Etkisi, Muharrem Kaya, TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 2004, Ankara

    This article is issued from Vikipedi - version of the 1/7/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.