Çalca, Dereli

Koordinatlar: 40°47′6″K 38°27′57″D / 40.785°K 38.46583°D / 40.785; 38.46583

Çalca
  Köy  
Çalca Köyü
Giresun
Koordinatlar: 40°47′6″K 38°27′57″D / 40.785°K 38.46583°D / 40.785; 38.46583
Ülke Türkiye Türkiye
İl Giresun
İlçe Dereli
Coğrafi bölge Karadeniz Bölgesi
Rakım 250 m (820 ft)
Nüfus (2013)
 - Toplam 1.017
Zaman dilimi UDAZD (+3)
İl alan kodu 454
İl plaka kodu 28
Posta kodu 28950
İnternet sitesi:
YerelNET sayfası

Çalca, Giresun ilinin Dereli ilçesine bağlı bir köydür.

Tarihçe

Köyün tarihi çok eski yıllara dayanmaktadır. Eski adı; 1400 lü yıllarda imar edilmiş olan tarihi kervan yolu üzerinde bulunan han dan dolayı HANYANI olarak isimlendirilmiştir. Çepnilerin bütün obalarının Anadolu’ya geldiğini ve Hazar Denizi ötesi Türkmenleri arasında hiçbir Çepni obası kalmadığını söyleyen Sümer (TDTD/LX:16), XVI.yüzyılda 43 yerleşim yeri ismiyle 24 Oğuz boyu arasında 9’uncu sırada olan Çepnilerin İçişleri Bakanlığı’nın Türkiye’de Meskûn Yerler Kılavuzu adlı kitabına göre XX.yüzyılda kendi adıyla isimlenen yer sayısını 36 olarak tespit etmektedir ki bu da toplamda Afşar ve Kınık’tan sonra üçüncü sırada olduğunu göstermektedir (Sümer, 1999:427). Aynı yüzyıla (XVI) ait defterlerde Vilâyet-i Çepni ile Vilâyet-i Kürtün adlı kazaların köy dökümleri de yer almıştır. Çepni Vilâyetine bağlı köyün isimleri ÇALCA olarak değiştirilmiştir. Köy 1943 yılında Giresun'a bağlı Tekke köyünden ayrılarak kurulmuştur. Köye ilk yerleşenler Hekimoğulları, Dadaşoğulları, İmamoğulları, Karacaoğulları, Süleymanustaoğulları'dır..Köyün eski merkezi kavrazlı mahallesidir. Bu mahallenin çalca için önemi aslen Oğuzların batılı kaynaklara göre 16. Doğu kaynaklarında 21. kolu olan Cebni(Düşmanı görünce saldıran)lerin bu mahallede yerleşik olması ve Devlet-i Ali Osman zamanından kalma Camisinin bulunması ve kültürel özelliklerini korumasıdır. Köy, ilçenin en yüksek nüfuslu köyüdür. Daha fazla bilgiye ulaşmak isteyenler Kutalmışoğlu Cebni,Kaşgarlı Mahmut(Divanü Lûgati’t Türk)vb eserleri inceleyebilirler. Yalnız Osmanlıca dil bilgisine sahip olmanız deteylı bilgilere ulaşmada sizlere yardımcı olacaktır..

Çepniler hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için https://tr.wikipedia.org/wiki/Çepni_boyu|TIKAYIN.

ÇEPNİ KİMDİR ? Anadolu nun Türkleşmesindeki Önemi Anadolu’nun bir Türk vatanı olmasında çok önemli rol oynadıkları tarih otoriteleri tarafından kabul edilen Çepnilerin Anadolu’daki varlıklarıon ikinci yüzyıla kadar gitmektedir. Bunların Anadolu’ya nasıl geldikleri, nerelere yerleştikleri, nasıl yayıldıkları hakkında ise ayrıntılı bilgiye sahip değiliz. Onikinci ve onüçüncü yüzyıllara ait belgeler daha çok Çepni varlığından ve onun menşeinden söz etmekte,daha sonraki yüzyıllarda ve özellikle on altıncı yüzyıldan itibaren tutulmaya başlanan Osmanlı tahrir defterlerinden elde edilen bilgiler,Çepnilerin Anadolu’nun iskânında ve Türkleşmesinde oynadıkları büyükrolü ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışmada önce kronolojik bir sıra takipedilerek kaynaklardan Çepni adı ve menşei ile ilgili bilgilerverilecek, daha sonra Anadolu’daki Çepni yerleşim yerleri tanıtılacak ve Doğu Karadeniz bölgesinin Türkleşmesinde oynadıkları önemli rol anlatılacaktır. Çepnilerin Menşei ve Çepni AdınınManası Çepnilerden söz eden bütün kaynaklar, onların Oğuz Türklerinin bir boyu olduğunda görüş birliği içindedirler. Çepnilerden söz eden en eski yazılı kaynak Kaşgarlı Mahmud tarafından 1072-1076 yıllarıarasında yazılan Divanü Lûgati’t Türk’tür. Türk dili, tarihi ve kültürüyönünden çok zengin bir hazine olan bu eserde Kaşgarlı Mahmud, Oğuzboyları hakkında da bilgi verirken, Oğuzların yirmi iki bölük olduğunu,her bölüğün ayrı bir belgesi ve hayvanlarına vurulan bir alâmeti olduğunu belirttikten sonra birinci boy olan Kınık’tan başlayarak tektek bütün bölükleri tanıtır. Çepni boyu, Kaşgarlı’nın yirmi iki bölüğe ayırdığı Oğuzların yirmi birincisidir. Çepni adınıngeçtiği ikinci yazılı kaynak ondördüncü yüzyıla aittir. Reşidüddin Fazlullah’ın 1310 tarihinde yazdığı Câmi’üt Tevahir’in ikinci cildindeTarih-i Oğuzân ve Türkân (Oğuzların ve Türklerin Tarihi) adıyla Oğuz Destanı nakledilir. Bu destanda, Oğuz’un daha yaşarken Bozoklar ve Üçoklar diye ikiye ayırdığı altı oğlundan yirmidört torununun olduğu,Oğuz’un vefatından sonra onun yerine Kün Han geçtiği ,Oğuz’un çok değerverdiği bilge bir kişi olan Irkıl Hoca’nın, devletin devamlılığının sağlanması, ileride herhangi bir kargaşaya meydan verilmemesi için bu yirmi dört oğula birer lâkap ve birer ongun ve hayvanlarına vurmalarıiçin de birer tamga tespit edilmesinin gerekli olduğunu Kün Han’asöylediği, onun da bu fikri kabul ederek bu işi yapmak üzere lrkıl Hoca’ yı görevlendirdiği, Irkıl Hoca’nın da yirmi dört evladın her birine birer lâkap, birer tamga ve birer ongun tespit ettiği anlatılır.Bu kaynağa göre Çepni, Üç Oklar’ın en büyüğü olan Kök Han’ın dördüncü oğludur. İlk kez bu eserde Çepni’nin manası üzerinde durulmuş ve Çepni,“Nerede düşman görse durmayıp savaşan (Kandaki yağı göre, derhalsavaşır ve çapar. Bahadır) şeklinde tanıtılmıştır. Ongununun “Sunkur :Umay”, Ülüşü (şölenlerdeki et payı)nün , Sol karı yağrın, sol yanbaşolduğu belirtilmiş ve damgası verilmiştir. XIV. yüzyılda Çepni adı, EbûHayyân’ın, Kitabul-Idrâk li-Lisanil Etrâk adlı eserinde“Çepni-kabîletün minet-Türk” şeklinde geçer. Eserde, Türk boylarındansadece Kınıklarla Çepnilerden söz edilmektedir. Bu bilgi XIV.yüzyıldaÇepnilerin sadece Anadolu’da değil, Mısır’da bile tanındığınıgöstermesi bakımından çok önemlidir. XV. yüzyılda Yazıcıoğlu Ali,Reşüdüddin’den bazı değişiklikler yaparak Türkçe’ye çevirdiği ve“Tarih-i Âl-i Selçuk” adlı eserinin baş tarafına aldığı Oğuznâme’deÇepniler Eserin “Oğuz Han’ın Torunlarının Adlarının Manası ve Damgalanve Kuşlarının Zikri” adlı bölümde Oğuz’un yirmi dört torununun adları,adlarının anlamları, damgaları ve kuşları belirtilmiştir. Bu kaynaktaÇepni, Oğuz’un on altıncı torunu olarak gösterilmiş, Çepni’nin anlamının “cesur”, kuşunun “devlet kuşu (hümay) olduğu belirtildikten sonra, damgasının şekli verilmiştir. On yedinci yüzyılda Katip Çelebi, Cihannûma adlı coğrafya kitabında Çepnilerden söz ederken dillerinin Türkçe-Farsça karışık bir şey olduğunu söyler. Gyula Nemeth “Çepni” adının Kırgızca çep (=kalkan)ve Türkçe çeper (=duvar, çit, parmaklık) kelimeleriyle ilgili olduğunuileri sürmüştür. Ona göre Çepni adı kök bakımından “koruyucu (birlik)”ve özellikle “sınır koruyucu (birlik)” anlamına gelmektedir. Çepniadındaki -ni eki Beçenek-Beçene-beçe adlarında gördüğümüz -ne, -na,-ne, -ni, -nu, -nü ekiyle birleştirilebilir. Aynı eke Çağatayca tuzni(= buzağı) kelimesinde de rastlanmaktadır. Kafesoğlu da “Eski Türk boylarının adları boyun siyasi vesosyal hususiyetlerini meydana koymaktadır.” dedikten sonra Çepni’yi,askeri teşkilat ve unvanlarla ilgili olan Çor, Yula, Kapan, Külbey,Yabuka, Yeney, Taryan, Iğdir, Buka, Tarduş vb. isimlerle birlikte bugruba dahil etmekte ve Çepni adının askeri ve siyasi özellik taşıdığınıbelirtmektedir. Geybullaev de Azerbaycan’ın Şamaha bölgesinde Çepnikeli mesiyle bağlantılı 17 yer adı bulunduğu bildiriyor. Bunlardan Çepli, Cabani, Çapni şeklinde olanlar Zangezur ve Kuba bölgelerindedir.Kazak şehrinin Daşsalahlı Bölgesinde Çepli adlı bir yer bulunmaktadır. Soltanşah Ataniyazov, Şecere adlı eserinde Kaşgarlı,Reşidededin, Yazıcıoğlu ve Ebülgazi’den, bizim de yukarıya aldığımız bilgileri aktardıktan ve bunlara Salar Baba’nın görüşlerini ekledikten sonra Çepni kelimesinin etimolojisi üzerinde durur ve bu bilim adamlarının güzel fikirlerini inkâr etmediğini, ama, Çepni adının eski Türk sözü olan ve “küçük grup”, “sürü” anlamındaki “çep”, “çöp”sözünden türediğini de bilmemiz gerektiğini söyler. Daha sonra Çepnilerin tarihi hakkında kısaca bilgi vererek, Selçuklular döneminde(ll.yy.) bunların büyük bir bölümünün İran’a, Türkiye’ye Kafkasya’ya veIrak’a geçtiklerini Türkmenistan’da Alili, Ata. Göklen, Hatap veHıdırili boylarıyla Çepbe, Çovdur ve Ersarıların Çepek, Burkazların Çepbece diyen aşiretlerinin kadim Cepnilerle aynı kökten gelmelerinin mümkün olduğunu belirtir. Çepnilerin Anadolu’ya Yerleşmeleri Buraya kadar verilen bilgiler bize Çepni boyunun, XII.Yüzyıldan bu yana Anodolu, İran, Azerbaycan ve Mısır’ı içine alan çokgeniş bir coğrafyada tanındığını göstermektedir. Daha önce debelirtildiği gibi, Çepnilerin Anadolu’ya ne zaman geldikleri, nerelereve nasıl yerleştikleri hakkında yeterli bilgiye henüz sahip olamamakla birlikte. Faruk Sümer’in, ulaşabildiğimiz diğer araştırmacılar tarafından da kabul gören “Türkiye tarihinin yerli kaynaklarında adı ilk önce ortaya atılan Oğuz boyu muhtemelen Çepnilerdir” şeklindeki görüşü Anadolu’ya ayak basan ilk Türk boyu veya ilk boylardan birisinin de Çepniler olduğunu ortaya koymaktadır. Çepnilerin Doğu Karadeniz Bölgesinin Türkleştirilmesindeki Rolleri SelçukluDevleti’nin 1040 yılında Horasan’da kurulması ve daha sonra SelçukluHükümdarı Alp Arslan’ın 1071 yılında Malazgirt savaşını kazanmasından sonra Anadolu kapıları Türklere açılmış ve batıya doğru göç edenTürkler Anadolu’da yurt edinmeye başlamışlardır. Yerleştikleri her yereTürkçe ad veren bu Türkmen boyları en yoğun olarak,Antalya-Denizli-Isparta Bölgesi (200.000 çadır), Kütahya-EskişehirBölgesi (30.000 çadır), Kastamonu Bölgesi (100.000 çadır), İçilBölgesi, Malatya-Maraş Bölgesi, Kuzey Suriye, Doğu ve GüneydoğuBölgelerinde yurt tutmuşlardır. Bizim konumuz olan Çepniler ise Sinop bölgesine yerleşmişlerdir. Tarihi kayıtlardan Karadeniz Çepnilerinin bu bölgeye ne zaman geldiklerini tam olarak öğrenememekle birlikte XIII.yüzyılda bu bölgeye hakim olduklarını ve Trabzon Rum Devleti hükümdarıGiorgi’yi mağlup edebilecek kadar da güçlü olduklarını biliyoruz. MoğollarınAnadolu’yu istilası ile ortaya çıkan bunalımdan istifade etmek isteyenGiorgi, Karadeniz ticareti için çok büyük önem taşıyan bir limana sahipolan Sinop’u almak istemiş ve bir donanma ile 1277’de Sinop’asaldırmışsa da, kendisini gemilerle denizde karşılayan (Türkân-ı Çepni)Çepni Türkleri tarafından mağlup edilerek geri püskürtülmüştür. Buolayı Ibn Bibi, El Evamirü’l-Ala’iye Fi’l-Umuri’I-Ala’iye (Selçuk Nâme)adlı eserinde şöyle anlatmaktadır: “O sırada Sinop tutgavulu (muhafızkuvvetleri komutanı) Taybuğa gelerek, “Canik hükümdarı (Caniti) askerve cephane (zeredhane) dolu kadırgalarla Sinop’a saldırmak için geldi.Çepni Türkleri ile o diyarı korumak için görevlendirilmiş olankomutanlar (server) onlara karşı koyarak, onları ateş ve su arasındasıkıştırıp canlarına ve evlerine darbe indirdiler. Her tarafı yerle birettiler. Onları kahrederek her şeyden mahrum, mahzun ve ümitsizbıraktılar.” dedi.” Düzenli bir orduya karşı kazandıkları buzafer, Çepnilerin o dönemde hem kalabalık hem de teşkilatlı birtopluluk olduklarının bir göstergesidir.

Kültür

Her ne kadar son zamanlarda bazı bozulmalar olsa da yöre halkı Türk-İslam kültürünü yaşamakta ve yaşatmaktadır.

Kullanılan dil hala özünü korumaktadır. Birçok kelime Öztürkçedir.( bıldır,toynak,güz....vb.) Köyde yaylacılık kültürü yerini korumaktadır. Her yıl Temmuz ayında Kuzugölü Yaylası'nda Otçugöçü Yayla Şenliği düzenlenmektedir. Şenliğe katılım oldukça yoğundur. Şenlikte yöresel sanatçılar sahne almakta ve çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. 6 Mayıs’ta Hıdırellez tutulur. Hıdırellez Hızır ve İlyas Aleyhisselamların bir araya geldiğine ve kış ayının bitip güzel günlerin geleceğine inanılır. Hıdırellez günü yeşil bitkilerin koparılmasının uğursuzluk olacağına inanılır.

Eğitim

Eğitim Düzeyi Toplam Erkek Kadın
Okuma Yazma Bilmeyen 114 28 86
Okuma Yazma Bilen Fakat Bir Okul Bitirmeyen 132 42 90
İlkokul Mezunu 295 169 126
İlköğretim mezunu 125 69 56
Ortaokul veya dengi okul mezunu 41 27 14
Lise veya dengi okul mezunu 88 63 25
Yüksek okul ve üzeri 2515 10
Bilinmeyen 23 12 11
TOPLAM 842 424 418

NOT: Tablo 2014 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu) web sitesindeki eğitim istatistikleri veritabanına göre hazırlanmıştır. (Not: 6 yaş üzeri istatistikler)

Coğrafya

Giresun iline 21 Km, Dereli ilçesine 10.8 Km. yakındadır. Köy Aksu Çayı ve Çalca Deresi birleşim noktasında kurulmuştur. Kavrazlı,Hanyanı, Tepe Harman, Pelit Bayırı,Gökseki,Yukari Köy Harmanın Başı, Çağlan,Güney, Karakışla, Ustalı, Dere Göözü, Kıran Mahalle'si(poyraz) olmak üzere 10 mahalleden oluşur. Nüfus, özellikle yaz aylarında ve özel günlerde 3.000 civarına çıkar. Köy Arazisi dağlık arazidir.

İklim

Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir. Konum itibari ile çok fazla yağış alır.

Nüfus

Yıl Topam Erkek Kadın
2014 883 446 437
2013 1.017 511 506
2012 1.039 527 512
2011 1.050 530 520
2010 1.000 590 410
2009 1.078 545 533
2008 1.120 563 557
2007 1.141 577 564
2000 1.710 - -
1990 1.706 - -
1985 1.825 - -

Ekonomi

Köyün ekonomisi, başta fındık olmak üzere tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Arıcılık ve Kivi yetiştiriciliği son zamanlarda artış göstermiştir.

Altyapı bilgileri

Altyapı Bilgileri Durumu
İlköğretim Okulu VAR
İçme Suyu Şebekesi VAR
PTT Şubesi YOK
PTT Acentesi YOK
Sağlık Ocağı VAR
Sağlık Evi YOK
Elektrik Şebekesi VAR
Telefon Şebekesi VAR
İnternet Altyapısı VAR

Köye ulaşımı sağlayan yol asfalttır ve bu sebeple ulaşım kolaydır. Ancak mahallelere ulaşım sağlayan yol stabilize yoldur ve ulaşım zordur.

Foto Galeri

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 5/30/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.