Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu

Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, Türkiye'de, toprağı olmayan ya da yetmeyen çiftçilerin aileleriyle birlikte geçimlerini sağlayacak ve işgüçlerini değerlendirecek ölçüde toprak edinmeleri amacıyla çıkartılmış yasa (11 Haziran 1945). Siyasal sonuçları itibariyle önemli gelişmelere sebep olmuş, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinde ve dışında derin çatlaklar yaratmış ve nihayet bu çatlaklar nedeniyle çok partili hayata geçişe önemli bir itki sağlamıştır.<ref name="Bir Tepeden Reform Denemesi: "Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu"nun Hikâyesi">Karaömerlioğlu, M. Asım. "Bir Tepeden Reform Denemesi: "Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu"nun Hikâyesi". Birikim Dergisi. http://www.birikimdergisi.com/sayi/107/bir-tepeden-reform-denemesi-ciftciyi-topraklandirma-kanununun-hikayesi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2014. </ref>

Cumhuriyetin ilanını izleyen yıllarda yurda göç eden Türkler ile yurt içinde hükümetin siyasi nedenlerle aldığı yer değiştirme önlemleri sonucunda toprağa gereksinme duyan çiftçilere, yürürlükteki bazı yasa hükümlerinden yararlanılarak çeşitli zamanlarda toprak dağıtımı yapılmıştı. Ama bu yöntemler kapsamlı bir toprak reformunun sağlayacağı yararları sağlamaktan uzaktı. Reform gereğinin ertelenemeyecek ölçüde artması karşısında hükümet bu konuda bir tasarı hazırlayarak meclise sundu. Tasarı mecliste uzun ve çekişmeli geçen görüşmelerden sonra kabul edildi.

Yasanın 1. maddesi, bu yasayla toprak verilenlere ve yeterince toprağı bulunup da üretim araçları eksik olan çiftçilere gerektiğinde onarma ve işletme sermayesi ile canlı ve cansız demirbaş verilmesini de öngörüyordu. Ayrıca toprakların sürekli olarak işlenmesini sağlamak amacıyla, yeni malikin dağıtılan toprağı doğrudan işletmesi, toprağın bazı ayrık durumlar dışında ortakçılık ya da kira yoluyla işletilmemesi ve yasaya aykırı hareket eden yeni maliklerden toprağın geri alınması gibi bazı önemli ilkeler getiriyordu.

Yasanın siyasal planda direnişle karşılaşmasının en önemli nedeni özel kişilerin topraklarının 5 bin dönümü geçen bölümlerini ve yasanın yürürlüğe girmesinden sonra işletilmeyen toprakların tamamının kamulaştırılmasının öngörülmesiydi. Mayıs 1945'te TBMM'ye sunulan tasarı büyük çalkantılara yol açtı. Kurulan geçici komisyonda Adnan Menderes, Cavit Oral, Emin Sazak, Halil Menteşe gibi büyük toprak sahipleri tasarıyı "oldukça zararsız" bir biçime koymayı başardılar. Bunun üzerine, başta Cumhurbaşkanı İsmet İnönü olmak üzere daha radikal bir toprak yasası çıkartılmasından yana olanlar tasarıya, uygulamada işletilmeyecek olan 17. maddeyi eklediler.[1] Yasanın TBMM'de kabul edilmesi büyük toprak sahibi bazı milletvekillerinin o dönemde ülkedeki tek parti olan Cumhuriyet Halk Partisi'nden ayrılarak mecliste bir muhalefet grubu kurmalarında ve Demokrat Parti'nin kuruluş sürecinin hızlanmasında önemli etken oldu.

Yasanın uygulanmasını başlatacak olan tüzüğün çıkartılması ise Mayıs 1947'ye kadar geciktirildi. 1948 yılında Tarım Bakanlığına, yasanın baş muhaliflerinden olan büyük toprak sahibi Cavit Oral'ın getirilmesi İsmet İnönü'nün bir geri adımı oldu. Nihayet 1950 seçimleri öncesinde, Mart 1950'de CHP iktidarının üst düzey yöneticileri Kanunun 17. maddesini iptal ettirdiler. Daha sonraları, Mayıs 1955'te Demokrat Parti iktidarı sırasında Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'nun 24 maddesi daha değiştirilecek ve 1973 yılındaki yeni Toprak ve Tarım Reformu Kanunu ile yürürlükten kalkacaktı.

Sonuçları

Yasa bazı önemli eksiklikler ve yöntem yanlışlıkları yüzünden istenen sonucu veremedi. Tasarının hazırlanması sırasında toprak mülkiyetinin dağılımına ilişkin sayısal verilerin araştırılması yoluna gidilmediğinden, bu konuda güvenilir bilgiler yoktu. Toprağın verimli işletilmesi için gereken optimal büyüklükler de bilimsel biçimde saptanmadığından, ortaya çıkacak verim düşmelerini duyarlı olarak hesaplayarak gerekli önlemleri alma yoluna gidilmedi. Ayrıca toprağın miras yoluyla bölünmesine engel olacak bir önlem niteliğindeli "çiftçi ocakları" düzenlemesinin tasarıdan çıkarılması ve İsviçre'de yapıldığı gibi, ağır borç altına girmiş olan çiftçiyi borçtan kurtarmak için bir amortisman sandığı kurulması yolunda bir önlemin de alınmaması, yasanın uygulamada başarısız olmasına yol açtı. Sonuçta büyük toprak sahiplerinin elinde bulunan toprakların kamulaştırılmasından çok (bu toprakların yalnızca binde 2'si veya 54.000 dönümü şahıslardan kamulaştırılan araziler olmuştu), devlet topraklarının topraksız ve az topraklı çiftçilere bir ölçüde dağıtılmasıyla yetinildi.

Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu çerçevesinde 1947-1972 yılları arasında ve büyük bölümü 1950'lerde olmak üzere, 22 milyon dönümün üzerinde arazi topraksız ve az topraklı ailelere dağıtıldı.

Kaynakça

This article is issued from Vikipedi - version of the 9/24/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.