Örümcek ısırığı
Örümcek ısırığı | |
---|---|
Nemesiidae familyasından bir örümceğin chelicerae'sı | |
Sınıflandırma ve dış kaynaklar | |
Uzmanlık | Acil tıp |
ICD-10 | T, T, W57 (zehirsiz), X21 (zehirli) |
ICD-9 | 989.5, E905.1, E906.4 |
Hastalık Veri Tabanı | 12299 |
Örümcek ısırığı, bir örümceğin avı dışında canlıları ısırması sonucunda meydana gelen ve tıbbi açıdan önemli komplikasyonlara yol açabilen yaralanmadır. Kurbanlar genellikle insanlar ve evcil hayvanlardır. Günlük hayatta karşılaşılan örümceklerin yarısı kadarı insan tenine girebilecek güçte kelisere sahiptirler. Isırıkların %98-99 kadarı zararsız olsa da[1] daha nadiren semptomlar, nekrotik yaralara sistemik zehirlenmeye ve bazı durumlarda da ölüme kadar uzanabilmektedir. Potansiyel olarak ölümcül ısırıklara sebep olduğu bilinen dört cins bulunmaktadır.[2]
Hemen hemen her ısırık durumunda öncelikle dikkat edilmesi gereken örümceğin venomudur. Daha nadir durumlarda tıbbi açıdan önem arzetmeyen örümcekler enfeksiyöz hastalıkları bulaştırabilir. Sadece üç örümcek cinsinin zehirsiz olduğu bilinmektedir. Bunlar ya venom salgılarından ya da venomu enjekte edebilecek uygun yapılardan yoksundurlar. Bu örümcekler Uloboridae, Holarchaeidae ve Liphistiidae familyalarında yer almaktadırlar. Ancak bu örümcekler de huzursuz olduklarında rahatsız edici ısırıklara sebep olabilmektedirler. Buna ek olarak Liphistiidae ailesindeki örümcekler deri yoluyla enfeksiyon bulaştırabilmektedir.
Örümcek uzmanları hem kamuda hem de tıp camiasında yanlış ısırık teşhislerinin oldukça yaygın olduğunu belirtmekteler; pek çok başka durum ve hastalıklar örümcek ısırıkları ile karıştırılabilmektedir. Uygun tedavinin uygulanmaması ya da gecikmesi zararlı sonuçlara sebep olabilir.[3] Örneğin (piyoderma gangrenosum, Staphylococcus ve Streptococcus sebep olduğu bakteriyal enfenksiyonlar (MRSA da dahil), herpes, diyabetik ülser, mantar enfeksiyonları, kimyasal yanıklar, toksikodendron dermatiti, skuamöz hücreli karsinom, lokalize vaskülit, sifiliz, toksik epidermal nekroliz, sporotrikoz ve Lyme hastalığı da dahil) görülen lezyonlar sağlık çalışanları tarafından, Loxosceles reclusa ısırığı olarak teşhis edilebilmektedir. Bu durumların çoğu, Loxosceles reclusa'nın bulunduğu ortamlarda bile sanılandan çok daha yaygındır ve gizemli nekrotik yaraların kaynağı olabilme ihtimalleri daha fazladır.[4]
Örümcek zehiri
Örümcek venomu ağ ören örümcekler için öncelikli olarak avların sindirimi ve pusu kuran avcı örümcekler için de öncelikli olarak avların hareketsiz hale getirilmesi için evrimleşmiş kompleks bir toksinler kokteylidir.[5][6] Dikkate değer bir istisna olan karadullar (Latrodectus spp.) dışında genellikle kahverengi keşiş örümcekleri (Loxosceles spp.) ve huni ağ örümcekleri (Atrax ve Hadronyche spp.) gibi avlanan örümceklerin zehirleri ağ ören örümceklerin zehirlerinden daha kuvvetlidir.[6]
Tıbbi açıdan önemli ısırıklara sebep olan örümceklerdeki temel endişe kaynağı örümceğin venomudur. Örümcek zehirlenmesi, bir örümceğin birini ısırdığında yaraya (istemli bir şekilde) venomunu enjekte etmesiyle olur. Her örümcek ısırığında yaraya venom enjekte edilmez ve enjekte olunan venomun miktarı örümceğin türüne ve çevre şartlarına göre değişiklik gösterir. Solifugae familyası (bu familyanın üyeleri gerçek örümcek değildir) gibi birkaç istisna dışında, örümcek ısırığından kaynaklanan mekanik yaralanmalar insanlar için tıbbi açıdan önem arzetmez. Bazı örümcek ısırıkları enfeksiyon kapabilecek kadar büyük yaralara sebep olabilir ve ölü avları tükettiği bilinen bazı türlerin enfeksiyöz bakterileri ısırık yoluyla bulaştırması riski vardır.[7] Ancak örümcek venomunun toksistesi insanlar için en büyük risktir; birkaç örümceğin insanlar için ölümcül olan venoma sahip olduğu bilinmektedir.
Uloboridae, Holarchaeidae familyaları ve ilkel Mesothelae alt takımı dışında bütün örümcekler venom üretebilmektedir. (Sıklıkla örümceklerle karıştırılan Opiliones ve Solifugae gibi takımların dahil olduğu diğer araknidler de venom üretmezler). Bununla birlikte sadece türlerin çok az bir oranı insanlar için tehlikeli ısırıklara sebep olabilir. Çoğu örümcek insan derisini delebilecek ağız yapılarına sahip değildir. Venomlar tanımı gereği toksik maddeler olmasına karşın, örümceklerin büyük çoğunluğu tıbbi yardım gerektirecek seviyede toksik venoma sahip değillerdir ve sadece birkaç tür ölüme sebep olabilmektedir.
Örümcek venomları nörotoksik (sinir sistemine saldıran) ve nekrotik (ısırığı çevreleyen dokuya ve bazı durumlarda hayati organlara ve sistemlere saldıran) olmak üzere iki temel prensipten biriyle çalışır.
Nörotoksik venom
Örümceklerin büyük bölümü çeşitli nörotoksik venoma sahiptir. Bu venomun sinir sistemine saldırma şekli örümcekten örümceğe değişmektedir.[8][9][10]
- Latrodectus venomu, latrotoksin olarak bilinen bileşenler içerir. Bu nörotransmitter asetilkolinin salgılanmasına yol açar ve kas çekilmesine sebep olur. Bu acılı abdominal kramplar, solunumu engelleme ve diğer sistemik etkiler de dahil olmak üzere vücuda birkaç yolla zarar verir.[2]
- Hexathelidae ve Missulena venomu sodyum kanallarının açılması yoluyla aşırı nöral aktiviteye sebep olur bu da normal vücut fonksiyonlarının çalışmasını engeller.
- Phoneutria venomu da güçlü bir nörotoksindir. Bu venom çeşitli türlerden iyon kanallarına saldırır.[11] Buna ek olarak venom, bu türlerin sebep olduğu zehirlenmeyi özellikle acılı yapan yüksek miktarlarda serotonin içerir.
Nekrotik venom
Nekrotik venoma sahip olduğu bilinen örümcekler Loxosceles ve Sicarius cinslerini kapsayan Sicariidae familyasında bulunur. Bu familyadaki örümceklerin zehiri dermonekrotik bir ajan olan sfingomyelinaz D içerir.[12][13] Bu ajan bunun dışında sadece sadece birkaç patojenik bakteride bulunur.[14][15] Bu familyadaki bazı örümcekler diğerlerinden daha zehirlidir; bir araştırmaya göre, Loxosceles laeta ve Afrika yerlisi olan bir takım Loxosceles türlerinin zehiri Loxosceles reclusa gibi Sicariidae familyasında yer alan diğer türlerden çok daha fazla miktarda bu maddeden içermektedir.[16] Bu familyadaki örümceklerin sebep olduğu ısırıklar küçük lokal etkilerden, ciddi dermonekrotik lezyonlara, ve hatta böbrek yetmezliği gibi ciddi sistemik reaksiyonlara ve bazı durumlarda da ölüme sebep olabilmektedir.[17] Sistemik etkiler olmasa bile ciddi Sicariidae örümceği ısırıklarında, yumuşak dokuyu yok eden nekrotizan ülser oluşabilir. Bu durumlarda iyileşme aylar ve nadiren yıllar sürebilir ve geride derin yara izi bırakır. Hasar görmüş doku kangrene dönüşebilir ve sonunda da dökülebilir. Başlangıçta ısırık bölgesinde acı hissedilmeyebilir, ancak (ekstrem durumlarda) zaman geçtikçe yara 25 cm (10 inç) büyüklüğe erişebilir. Isırıklar genellikle 2-8 saat sonrasında acılı ve kaşıntılı bir hale gelir, acı ve diğer lokal etkiler 12-36 saat sonra daha kötü bir hale gelir ve birkaç gün sonrasında ise nekroz gelişimi başlar.[18]
Ciddi sistemik etkiler, venomun vücut boyunca yayılmasıyla dakikalar içinde de belirebilir. Orta derceli semptomlar bulantı, kusma, ateş, döküntü ve kaslarda ve eklemlerde ağrı şeklindedir. Nadiren de hemoliz, trombositopeni ve yaygın damariçi pıhtılaşması gibi daha şiddetli semptomlar meydana gelebilir.[19] Zayıf, güçsüz hastalar, yaşlılar ve çocuklar sistemik loxoscelism'e daha duyarlıdır. Loxosceles reclusa ve bunun akrabası olan Günay Amerika türleri L. laeta ve L. intermedia ısırkları sonucunda ölümlerin meydana geldiği raporlanmıştır.
Tıp literatüründe Tegenaria agrestis ve Cheiracanthium gibi pek çok başka örümcek de nekrotik ısırıklarla ilişkilendirilmiştir. Ancak bilindiği kadarıyla bu örümceklerin ısırıkları Loxosceles ısırıklarını takip eden ciddi semptomları göstermemektedir ve her birinin sebep olduğu tehlike seviyesi konusu kuşkuludur.[20][21] Bu zamana kadar bu örümceklerden izole edildiği bilinen herhangi bir nekrotoksin bulunmamaktadır ve bazı araknologlar ısırık kurbanlarından, aile üyelerinden, tıbbi müdehale ekiplerinden ve diğer araknoloji uzmanı olmayan kişlerden gelen çoğu örümcek tanımlamalarının tartışmalı olduğunu belirtmektedirler. Bu örümceklerden bazılarının sebep olduğu tehlike seviyesini sorgulayan çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalarda bilim insanları ısırıklarla ilgili örnek çalışmaları test ettiler ve kuşkulu tanımlamalar göz ardı edildiğinde nekrotik yaralanma sıklığının önemli ölçüde azaldığını buldular.[22][23]
Tedavi
Isırıklar için tedaviler söz konusu örümceğin türüne bağlıdır. Çoğu örümcek ısırığı zararsızdır ve ilkyardım gerektirmeyecektir. Büyük bir rahatsızlık hissedildiğinde ve tıbbi yardıma ihtiyaç duyulduğunda ve ısırk bölgesinde bir örümcek görüldüğünde, ısırğa sebep olan örümceğin belirlenebilmesi için bir örümcek uzmanına ihtiyaç duyulabilir. Örümceğin tanımlanması uygun tıbbi yardımın belirlenmesi açısından önemlidir. Bu sebeple örümceğin canlı veya korunmuş bir durumda yakalanması tercih edilir. Çoğu ilk müdahele ekibi örümcek tanımlamak konusunda eğitimli değildir ve sadece birkaç hastanenin ekibinde örümcek uzmanı bulunur. Medya raporlarının tersine, (genellikle) sadece semptomların gözlenmesiyle ısırktan sorumlu örümceğin beleirlenebilmesi mümkün değildir.
Isırık halinde ortamda örümcek gözlenmediyse, örümcek ısırığının meydana geldiğini (ya da yara, hasar veya hastalığın kaynağının bir örümcek olduğunu) varsaymak yanlış olabilir. Yaralanmalara örümceklerin sebep olduğuna dair varsayımlar en yaygın yanlış bildirimlerin kaynağıdır. Bu gibi bazı olaylarda, durum yanlış teşhise, yanlış tedaviye ve potansiyel olarak hayati tehdit edici boyutlara uzanabilmektedir.[24] Bazı tehlikleli türlerinde dahil olduğu çoğu örümcek ısırığı olayında başlangıçta acısız olabilir ve doğrudan gözlenmediyse dikkat edilmeden bırakılabilir. Bu ısırıklar ileride ciddi semptomlar ortaya çıktıktan sonra farkedilebilir ve bu gibi durumlarda örümcek genellikle ortamdan uzaklaşmış olur.
Çoğu küçük ısırıkta tedavi ısırık yarasında yapılır. Öncelikle yara bölgesindeki yabancı cisimler ve kalıntılar temizlenir.
Nekrotik ısırıklar
Nekroz için geliştirilmiş bir tedavi yoktur. Zarar görmüş organın yüksekte ve hareketsiz tutulması, buz uygulanması, lokal yara bakımı ve tetanoz profilaksisi uygulanan rutin tedaviler arasındadır. Hiperbarik oksijen, dapsone, antihistaminler (örneğin, siproheptadin) antibiyotik, dekstran, glikokortikoidler, vazodilatörler, heparin, nitrogliserin, elektrik şoku ve antivenom başarı dereceleri değişen diğer tedavi yöntemleridir. Çoğu durumda ısırıklar kendiyle sınırlı kalır ve genellikle herhangi bir tıbbi müdahale gerektirmeden iyileşme gözlenir.[4]
Metisilin Dirençli S.aureus (MRSA) enfeksiyonları sıklıkla nekrotik örümcek ısırıklarıyla karıştırılır. MRSA enfeksiyonları genellikle tıbbi aciliyet gerektirdiğinden yanlış teşhis ciddi sonuçlara yol açabilir.[25]
Spesifik tedavi yöntemleri
Ciddi semptomlar söz konusuyken bazı özel tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir.
- Dapsone, Brezilya ve ABD'de nekroz tedavisinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Etkinliği tartışmalıdır ve eğer çok gerekli değilse düzenli olarak kullanılmaması önerilmektedir.[26]
- Yara enfeksiyonu nadiren görülür. Güvenilir bir enfeksiyon teşhisi yoksa antibiyotik kullanımı tavsiye edilmez.[27]
- Araştırmalar göstermiştir ki cerrahi müdahaleler etkisizdir ve daha kötü sonuçlar doğurabilir. Eksizyon yaranın iyileşmesini geciktirebilir, apseye sebep olabilir ve sonuçta da yara izi kalabilir.[28]
- Anektodal kanıtlar nitrogliserin uygulanmasının Loxosceles reclusa ısırıklarında etkili olabileceğini savunmaktadır.[29] Keşiş örümceği venomu bir vazokonstrüktördür (damar büzücü) ve nitrogliserin vazodilasyona sebep olarak zehirin kan dolaşımı içinde seyrelmesini ve taze kanın yaraya doğru akmasını sağlar. Vazokonstriksiyon (damar büzülmesi) nekroza katkıda bulunduğundan teorik olarak olarak bunun nekrozu önlediği sonucu çıkarılabilir. Ancak hayvanlar üzerinde yapılan bir bilimsel çalışmada nekrozun önlenmesinde bir faydasının bulunmadığı görüldü. Ayrıca bu sonuca göre nitrogliserin inflammasyonu artırmakta ve sistemik zehirlenme semptomlarının açığa çıkmasına sebep olmaktadır. Otoritelere göre inceleme sonucu kahverengi keşiş örümceği zehirlenmesinde topikal nitrogliserin kullanımının desteklenmediği şeklindedir.[30]
- Antivenom özellikle nörotoksik zehirlenmelerde olmak üzere ciddi örümcek ısırıklarında sıklıkla kullanılır.[31] Latrodectus, Atrax ve Phoneutria venomları için etkili antivenomlar bulunmaktadır. Keşiş örümceği ısırıkları şimdi antivenomla tedavi edilebilir durumdadır. Güney Amerika'da Loxosceles ısırkları için geliştirilen bu antivenom en umut veren tedavi gibi görünmektedir. Keşiş örümceği antivenomu en iyi sonucu erken uygulandığında verir ancak keşiş örümceklerinin göreli olarak acısız ısırıkları yüzünden genellikle hastalar muhtemel müdahale sınırı olan olaydan 24 saat geçene kadar ısırıkları ciddiye almazlar.[32] Serum hastalığı riskinden dolayı, antivenom uygulanması çok ciddi semptomlar görülmeden ve/veya hasta diğer tedavi yöntemlerine olumlu tepki göstermişse uygulanmaz.
Tıbbi açıdan önemli venoma sahip örümcekler
Güçlü zehire sahip örümcekler en soğuk kesimler dışında bütün dünyada bulunurlar. Hangi örümceklerin kalıcı hasara ya da ölümü sebep olacağı konusunda genel bir uzlaşma vardır, ancak örümceklerin insanlara olan tehditlerine göre cinslere ve türlere göre ayırmak konusunda böyle bir uzlaşmadan söz etmek mümkün değildir.
Burada adı geçen örümceklerin tıbbi açıdan önemli ısırıklara sebep olduğu bilinmektedir. Isırık sonrası semptomlar lokal acıdan başlayarak ciddi doku yıkımına ve potansiyel ölüme kadar uzanır. Isırıkları ölüme sebep olan örümcekler bilimsel literatürde detaylı olarak belgelenmiştir. Sadece dört cinsin (Phoneutria, Atrax, Latrodectus ve Loxosceles) insanları öldürdüğü bilinmektedir; toksikolojik araştırmalar göre diğer üç cins (Hadronyche, Missulena ve Sicarius) ölümcül dozda zehire sahiptir (zehirlerinin bileşimi Atrax ve Loxosceles zehirleri ile benzerlik gösterir). Bunların dışında şüpheli olsa da literatürde Tegenaria ve Haplopelma cinslerindeki türlerin de ölümlere sebep olduğuna dair raporlar mevcuttur.
Notlar
- ↑ "Spider Bite First Aid". firstaidkits.org. 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20160303212129/http://www.firstaidkits.org/spider-bites.asp. Erişim tarihi: 2007-08-23.
- 1 2 Diaz, James H (August 1, 2004). "The global epidemiology, syndromic classification, management, and prevention of spider bites". American Journal of Tropical Medicine and Hygiene 71 (2): 239–250. PMID 15306718. http://www.ajtmh.org/cgi/content/full/71/2/239.
- ↑ Vetter, R.S. (2008) Spiders of the genus Loxosceles (Araneae, Sicariidae): a review of biological, medical and psychological aspects regarding envenomations. The Journal of Arachnology 36:150–163
- 1 2 Swanson D, Vetter R (2005). "Bites of brown recluse spiders and suspected necrotic arachnidism.". N Engl J Med 352 (7): 700–7. DOI:10.1056/NEJMra041184. PMID 15716564.
- ↑ http://www.springerlink.com/content/67114104784q55n3/
- 1 2 http://www.ajtmh.org/cgi/reprint/71/2/239.pdf
- ↑ Punzo, Fred (1998). The Biology of Camel-Spiders. Kluwer Academic Publishers. ISBN 0792381556.
- ↑ Escoubas P, Rash L (April 2004). "Tarantulas: eight-legged pharmacists and combinatorial chemists". Toxicon : Official Journal of the International Society on Toxinology 43 (5): 555–74. DOI:10.1016/j.toxicon.2004.02.007. PMID 15066413.
- ↑ Escoubas P (November 2006). "Molecular diversification in spider venoms: a web of combinatorial peptide libraries". Molecular Diversity 10 (4): 545–54. DOI:10.1007/s11030-006-9050-4. PMID 17096075.
- ↑ Jiang L, Peng L, Chen J, Zhang Y, Xiong X, Liang S (June 2008). "Molecular diversification based on analysis of expressed sequence tags from the venom glands of the Chinese bird spider Ornithoctonus huwena". Toxicon : Official Journal of the International Society on Toxinology 51 (8): 1479–89. DOI:10.1016/j.toxicon.2008.03.024. PMID 18482741.
- ↑ Marcus V. Gomez, Evanguedes Kalapothakis, Cristina Guatimosim, 2 and Marco A. M. Prado. "Phoneutria nigriventer Venom: A Cocktail of Toxins That Affect Ion Channels". Cellular and Molecular Neurobiology 22 (5-6). http://www.springerlink.com/(eacd0z55ulayxd55peepg445)/app/home/contribution.asp?referrer=parent&backto=issue,11,32;journal,23,131;linkingpublicationresults,1:102583,1.
- ↑ Senff-Ribeiro A, Henrique da Silva P, Chaim OM, Gremski LH, Paludo KS, Bertoni da Silveira R, Gremski W, Mangili OC, Veiga SS (2008). "Biotechnological applications of brown spider (Loxosceles genus) venom toxins". Biotechnology Advances 26 (3): 210–8. DOI:10.1016/j.biotechadv.2007.12.003. PMID 18207690.
- ↑ Binford GJ, Bodner MR, Cordes MH, Baldwin KL, Rynerson MR, Burns SN, Zobel-Thropp PA (March 2009). "Molecular evolution, functional variation, and proposed nomenclature of the gene family that includes sphingomyelinase D in sicariid spider venoms". Molecular Biology and Evolution 26 (3): 547–66. DOI:10.1093/molbev/msn274. PMC 2767091. PMID 19042943. http://www.pubmedcentral.nih.gov/articlerender.fcgi?tool=pmcentrez&artid=2767091.
- ↑ Binford GJ, Cordes MH, Wells MA (April 2005). "Sphingomyelinase D from venoms of Loxosceles spiders: evolutionary insights from cDNA sequences and gene structure". Toxicon : Official Journal of the International Society on Toxinology 45 (5): 547–60. DOI:10.1016/j.toxicon.2004.11.011. PMID 15777950.
- ↑ Cordes MH, Binford GJ (February 2006). "Lateral gene transfer of a dermonecrotic toxin between spiders and bacteria". Bioinformatics (Oxford, England) 22 (3): 264–8. DOI:10.1093/bioinformatics/bti811. PMID 16332712.
- ↑ Greta J. Binford and Michael A. Wells (2003). "The phylogenetic distribution of sphingomyelinase D activity in venoms of Haplogyne spiders" (pdf). Comparative Biochemistry and Physiology Part B 135: 25–33. http://www.lclark.edu/~binford/SMDDistribution%20copy.pdf.
- ↑ Schenone H, Saavedra T, Rojas A, Villarroel F. (1989). "Loxoscelism in Chile. Epidemiologic, clinical and experimental studies". Revista do Instituto de Medicina Tropical de São Paulo 31: 403–415. http://bases.bireme.br/cgi-bin/wxislind.exe/iah/online/?IsisScript=iah/iah.xis&nextAction=lnk&base=MEDLINE_1966-1995&exprSearch=2577020&indexSearch=UI&lang=i.
- ↑ Wasserman G, Anderson P (1983–1984). "Loxoscelism and necrotic arachnidism". J Toxicol Clin Toxicol 21 (4-5): 451–72. DOI:10.3109/15563658308990434. PMID 6381752.
- ↑ Wasserman G (2005). "Bites of the brown recluse spider.". N Engl J Med 352 (19): 2029–30; author reply 2029–30. DOI:10.1056/NEJM200505123521922. PMID 15892198.
- ↑ Bennett, R. G. and R. S. Vetter. (2004). "An approach to spider bites: erroneous attribution of dermonecrotic lesions to brown recluse and hobo spider bites in Canada". Canadian Fam Physician 50: 1098–1101.
- ↑ James H. Diaz, MD (April 1, 2005). "Most necrotic ulcers are not spider bites". American Journal of Tropical Medicine and Hygiene 72 (4): 364–367. http://www.ajtmh.org/cgi/content/full/72/4/364.
- ↑ Isbister GK, Gray MR. "White-tail spider bite: a prospective study of 130 definite bites by Lampona species". Medical Journal of Australia 179 (4): 199–202. http://www.mja.com.au/public/issues/179_04_180803/isb10785_fm.html.
- ↑ Isbister GK, Hirst D (2003-08). "A prospective study of definite bites by spiders of the family Sparassidae (huntsmen spiders) with identification to species level". Toxicon 42 (2): 163–71. DOI:10.1016/S0041-0101(03)00129-6. PMID 12906887.
- ↑ Vetter, R. S. (2000). Myth: Idiopathic wounds are often due to brown recluse or other spider bites throughout the United States. Western Journal of Medicine 173:357-358
- ↑ Peggy Peck (November 2004). "If the patient says spider bite, think MRSA, says Assembly speaker". American Academy of Family Physicians. 5 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20110805184948/http://www.aafp.org/fpr/20041100/10.html. Erişim tarihi: 2007-10-11.
- ↑ Bryant S, Pittman L (2003). "Dapsone use in Loxosceles reclusa envenomation: is there an indication?". Am J Emerg Med 21 (1): 89–90. DOI:10.1053/ajem.2003.50021. PMID 12563594.
- ↑ Anderson P (1998). "Missouri brown recluse spider: a review and update". Mo Med 95 (7): 318–22. PMID 9666677.
- ↑ Rees R, Altenbern D, Lynch J, King L (1985). "Brown recluse spider bites. A comparison of early surgical excision versus dapsone and delayed surgical excision". Ann Surg 202 (5): 659–63. DOI:10.1097/00000658-198511000-00020. PMC 1250983. PMID 4051613. http://www.pubmedcentral.nih.gov/articlerender.fcgi?tool=pmcentrez&artid=1250983.
- ↑ Burton K. "The Brown Recluse Spider: Finally stopped in its tracks". 24 Ekim 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20091024133325/http://geocities.com/Yosemite/Forest/2021/recluse/intro.html. Erişim tarihi: 2006-09-02.
- ↑ Lowry B, Bradfield J, Carroll R, Brewer K, Meggs W (2001). "A controlled trial of topical nitroglycerin in a New Zealand white rabbit model of brown recluse spider envenomation". Ann Emerg Med 37 (2): 161–5. DOI:10.1067/mem.2001.113031. PMID 11174233.
- ↑ Espino-Solis GP, Riaño-Umbarila L, Becerril B, Possani LD (March 2009). "Antidotes against venomous animals: state of the art and prospectives". Journal of Proteomics 72 (2): 183–99. DOI:10.1016/j.jprot.2009.01.020. PMID 19457345.
- ↑ Isbister G, Graudins A, White J, Warrell D (2003). "Antivenom treatment in arachnidism". J Toxicol Clin Toxicol 41 (3): 291–300. DOI:10.1081/CLT-120021114. PMID 12807312.