1927 Adana Demiryolu Grevi
1927 Adana Demiryolu Grevi (9 Haziran 1927 - ), Mersin – Adana – Akçakale – Ceylanpınar – Nusaybin tren hattındaki işçilerin başlattıkları grev, 13 gün sürmüş ve işçiler hükümetin de araya girmesiyle %7’lik maaş zammını kabul etmişlerdir.
Arka plan
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilan edilmesinden sonra tren hatlarının mülkiyete devlete geçmişse de Mersin – Nusaybin hattının işletmesi merkezi Fransız mandasında bulunan Suriye’deki Halep şehrinde bulunan bir Fransız şirketi tarafından işletilmekteydi. O dönemde hat sadece yolcu taşımacılığı değil yük taşımacılığı için kullanılmaktaydı. Ancak hattın yabancı bir firma tarafından işletilmesi bağımsızlığını yeni kazanan ülkede durumu daha da karmaşıklaştırmaktaydı.
Grev
Adana’daki demiryolu mensubu depo işçilerinin maaşlarının ödenmemesi üzerine patlak veren huzursuzluklar tüm hat boyunca demiryolu işçilerine yayılmıştır. İşçi temsilcileriyle Fransız şirket yetkililerinin görüşmelerinden de sonuç çıkmayınca 10 Ağustos 1927 günü tüm hat boyunca grev yapılmaya başlanır.[1] Grevin ilk başlarında Bayındırlık Bakanı Behiç Bey’in görüşmelere dahil olması, kendisinin Kurtuluş Savaşı boyunca demiryollarından sorumlu olması nedeniyle işçiler tarafından olumlu karşılansa da hükümet sorunu çözecek adımlarda bulunmamıştır. Bu sırada firma zorla tren seferlerini yapmaya çalışmış, polis ve askerler hattın açılması için baskı yapmış, grev kırıcı işçileri çalıştırmaya gayret göstermiş ancak işçilerin kararlılığı karşısında geri adım atmıştır. Greve Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Kara Fatma da destek vermiş, işçilerin hanımlarını grev için örgütlemiştir.
Türkiye Komünist Partisinin etkisi
1920 yılında Bakü'de kurulan ve Kurtuluş Savaşına destek vermek istemesine rağmen kovuşturmaya uğrayan ve liderleri[2] öldürülen Türkiye Komünist Partisi greve dahil olmuştur. Çok az sayıdaki kadrosu grevin başlatılması, sürdürülmesinde yararlılık göstermiş, grevin başarısız olabileceği durumlarda müdahalelerde bulunmuştur. Ancak gerek Adana ilindeki yetersiz örgütlenme gerekse yeraltındaki Merkez Komite ile haberleşme sıkıntıları nedeniyle parti greve tam anlamıyla yön verememiştir. Ayrıca parti kadroları sürekli polis baskısı altında olduğundan yeterli örgütlenmeyi gerçekleştirememiştir. Daha sonra TKP Genel Sekreteri olacak olan İsmail Bilen de greve dahil olmuştur.[3]
Değerlendirme
Türkiye Cumhuriyeti’nin daha ilk yıllarında yapılan ve etkisi hissedilen grev işçi sınıfı için önemli derslerle doludur. Demiryolu işçisi bu anlamda sınıfının en ileri unsurlarından birisi olarak değerlendirilebilir.[4] Grev sayesinde işçilerin hükümetin aldığı tavırla eğilimi daha iyi görülmüştür. Bunun yanı sıra Adana ili esnafı ve tacirleri yük taşımacılığı yapan yabancı bir şirketinin varlığını kabul etmeyerek işçilerden yana tavır göstermiştir. Lozan Antlaşması sonrası Fransa ile yeniden kurulan ilişkileri zedelemek istemeyen hükümet ise demiryolu firmasından yana taraf almıştır. Ayrıca bu grev üretimdeki iş bölümüne bakılmaksızın memur, işçi ve yarı zamanlı işçilerin ortak gerçekleştirdikleri bir eylem olması bakımından da önemlidir.[5]
Konuyla ilgili yazılan eser
Konuyla ilgili çok az sayıda yazılı eser bulunmaktadır. Birincil kaynak Osmanlıca olan ve TKP üyelerinden Alaaddin tarafından yazılan 47 sayfalık el yazmalarıdır. Günlük şeklinde yazılan bu el yazmaların tarafsızlığının şüpheli olduğundan ve o dönemde parti içinde çeşitli kopuşlar yaşandığından dolayı konuyla ilgili tarafsız diğer belge ve bilgilerin ortaya çıkartılması gerekmektedir. Dönemin Adana valisi olan Müştak Bey ile de bilgi sınırlıdır.
- 1927 Adana Demiryolu Grevi, Derleyen: Şeyda Oğuz, TÜSTAV Yayınları, Mayıs 2005
Kaynakça
- ↑ 1927 Adana Demiryolu Grevi s.38
- ↑ Mustafa Suphi ve beraberindeki 14 yoldaşı 28 Ocak 1921 gecesi Karadeniz'de öldürülmüştür.
- ↑ İlgili makale 1 Ocak 2012 tarihinde erişilmiştir
- ↑ Demiryoliş Sendikası, 29 Nisan 2010 tarihinde erişilmiştir.
- ↑ 24 Ocak 2007 tarihli Yüksel Akkaya makalesi, sendika.org, 29 Nisan 2010 tarihinde erişilmiştir.