444 (oyun)
444 | |
---|---|
Altıdan Sonra Tiyatro'da 444 | |
Yazar | Yiğit Sertdemir |
Karakterler | İki çağrı merkezi çalışanı |
İlk gösterim |
21 Ocak 2008[1] Oyuncular Tiyatro Kahve İstanbul |
Ülke | Türkiye |
Orijinal dil | Türkçe |
Zaman ve mekân | Bir çağrı merkezindeki gece vardiyası |
444, Yiğit Sertdemir tarafından yazılmış dördüncü tiyatro oyunudur.
2007 yılında yazılan oyun, 2007-2008 sezonunda, yazarın da dahil olduğu Altıdan Sonra Tiyatro topluluğu tarafından sahnelendi. Sertdemir bu oyunla, 2008'de verilen 12. Afife Tiyatro Ödülleri'nde Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü (ilk kez o yıl sahnelenmiş olan en başarılı yerli oyunun yazarı) kazandı.
Konu
Oyun bir çağrı merkezinin gece vardiyasında, bir kadın ve bir erkek müşteri temsilcisi arasında geçer. Bu çağrı merkezi bir hatırlatma servisine aittir. Müşteriler kendilerine verilen cihazları ve şifreleri kullanarak hatırlamak istedikleri her şeyi sisteme kaydederler, zamanı gelince de otomatik olarak uyarılırlar. Çağdaş insan öyle unutkan ve belleksiz hale gelmiştir ki, bu servisi sadece doktor randevuları, özel günler vb. şeyleri hatırlamak için değil, tuttuğu takımı hatta oy vereceği partiyi bile unutmamak için kullanmaktadır.
Servisin kadın elemanı uzun zamandır burada çalışmaktadır. Ortamı kendine göre düzenlemiş, hatta bir hamster beslemeye başlamıştır. Titiz ve kuralcı biri olan adam ise, gündüz çalıştığı işine ek olarak geceleri de çalışmak zorunda olduğu için bu çağrı merkezinde işe girmiştir. İşe başladığı gece, karşısında aşırı rahat ve şakacı kadını bulur. İkili arasında küçük gerilimler yaşanır. Daha sonra birbirlerine alışmaya başlarlar ancak bir anda çağrı merkezinde her şey birbirine girer.
Önce ülkedeki bütün çağrı merkezlerinin numaraları, bu merkeze yönlenir. Temsilciler kendileri ile ilgili olmayan pek çok şikayet ve taleple karşılaşırlar. Örneğin anahtarını içeride unutmuş bir adama çilingir bulmak, kablolu yayını arızalanan birine filmi kaldığı yerden anlatmak, gecenin o vaktinde ölüm ilanı vermek için inat eden babası ölmüş bir kadını sakinleştirmek zorunda kalırlar. Bir taraftan çağrı merkezinin temel kuralı olan tüm telefonları cevaplamak zorunluluğuyla, diğer taraftan da bu zor durumu zararsız bir şekilde atlatırlarsa amirleri tarafından ödüllendirileceklerini umarak telefonları cevaplamayı sürdürürler.
Bu arada her ikisinin de saklamakta oldukları, hayatlarına ilişkin bazı bilgiler ortaya çıkar. Kadın, gençliğinde daha özgür ve eşitlikçi bir dünyanın mümkün olduğuna inanmış, bunun için mücadele etmiş, ama sonunda pes ederek düzene uymuş biridir. Adam ise, hamile olan karısını, yeterince para kazanamadıkları gerekçesiyle çocuklarını aldırmaya yönlendirmiştir. Ancak bu durum eşler arasında uzaklaşmaya yol açmıştır. Adam karısını güvenini yeniden kazanmak ve bir çocuğa bakabilecek kadar para biriktirmek için bu gece işini yapmak zorundadır.
İkili gelen telefonlardaki çoğu saçma taleplerle ilgilenirken aslında bu karışıklığa sebep olan kişiler başka bir şeyin peşindedir. Sonunda telefonlar kesildiğinde bu defa da hatırlatma servisinin tüm veri tabanı ulaşılmaz olur. Birileri sisteme girmiş ve tüm müşteri bilgilerini ele geçirmiştir. Adam hemen bir komplo teorisi üretir ve yaklaşan seçimlerde oy kazanmak isteyen bir siyasi partinin veri tabanını ele geçirdiğini, buraya ekleyeceği hatırlatmalar sayesinde tüm müşterilerin oylarını almaya çalışacağını öne sürer.
Bir süre sonra veri tabanı geri döndüğünde, gerçekten de milyonlarca yeni hatırlatma vardır. Ancak bu hatırlatmalar, adamın düşündüğü gibi oy avcılığı amaçlı değildir. Yeni kayıtlar, geçmişte yaşanmış, o anda gündemi meşgul etmiş ancak daha sonra toplumsal bellekten silinip unutulmuş önemli olayların tüm müşterilere hatırlatılması için oluşturulmuştur. Temsilciler birkaç hatırlatma kaydını okuduklarında kendilerinin de çoktan unutmuş oldukları Sivas katliamı, Susurluk olayı, bir dakika karanlık eylemi gibi olayları hatırlarlar. Adam önce bu kayıtları silmeyi düşünür ancak kadının da etkisiyle, belleksiz ve umursamaz hale getirilmiş insanları biraz olsun bilinçlendirmek için tüm hatırlatmaların sistemde kayıtlı kalmalarına göz yumar.
Temalar
Oyunun temel teması, çağdaş insanın günden güne daha da bilinçsiz, hafızasız ve umursamaz oluşudur. İnsanlar artık hayatlarındaki en basit ve gerekli olayları bile akıllarında tutamamakta, bunları unutmamak için birilerinin yardımına ihtiyaç duymaktadır. Böyle bir ortamda önemli toplumsal olayları, sorunları ve tehlikeleri fark edip hatırlamaları imkânsızlaşmıştır. Çağdaş insan, kendisi için kurmuş olduğu konfor alanında, kimseye karışmadan ve kimsenin de kendisine karışmayacağını umarak, yaşamaya çalışmaktadır.
Oyunda toplum içinde yalnızlaşma, kişinin en yakınlarına bile yabancılaşması, kendini cezalandırma gibi yan temalar da mevcuttur. Gençliğinde toplumsal hareketlerin bir parçası olan kadın, sonunda tüm umutlarını kaybetmiş, yalnız bir hayat sürmeye başlamış, kendini bu çağrı merkezine hapsetmiştir. Arkadaşı ve sosyal yaşantısı yoktur. Yalnızlığına karşı bir teselli olarak hamster beslemeye ve onunla konuşmaya başlamıştır.
Adam ise aralarındaki sıkıntılar sebebiyle karısına bile yabancılaşmış, ondan uzaklaşmıştır. Geçmişte aldığı ve karısını uymaya zorladığı yanlış karar sebebiyle kendini cezalandırmakta, gece gündüz sürekli çalışarak bir bakıma karısıyla yüzleşmekten de kaçınmaya çalışmaktadır.
Sahnelenme bilgisi
- Oyun ilk olarak İstanbul'da 2007-2008 sezonunda Altıdan Sonra Tiyatro tarafından sahnelendi. Ömer Erzurumlu'nun yönettiği oyunda, oyunun yazarı Yiğit Sertdemir, Gülhan Kadim ile birlikte rol aldı.
Dış bağlantıları
Notlar
- ↑ (erişim: 07.04.2008)