Acı (film, 1971)
Acı | |
---|---|
Filmin sinema afişi | |
Yönetmen | Yılmaz Güney |
Yapımcı | Üveyiz Molu |
Senarist | Yılmaz Güney |
Oyuncular |
Yılmaz Güney Fatma Girik Hayati Hamzaoğlu Mehmet Büyükgüngör Oktay Yavuz Osman Han Dündar Aydınlı Niyazi Gökdelen Şahin Dilbaz |
Müzik | Metin Bükey |
Görüntü yönetmeni | Gani Turanlı |
Stüdyo | Özleyiş Film |
Yapım yılı | 1971, Türkiye |
Acı, Türkçe bir film. Filmin ana teması pişmanlık üzerine kurulmuş. 15 yıllık hapislik yaşamından sonra, yıllar önce öldürdüğü adamın ailesine gidip bağışlanmasını isteyen, düşman kapısında it olmaya bile razı olan Çiçek Ali rolüyle ilginç bir tip çizmiştir Yılmaz Güney. Filmin son sahneleri oldukça hareketlidir. Dağlarda silahıyla atış talimleri yapan Güney, giydiği beyaz giysileriyle samuraylara gönderme yapmaktadır. Ağaç dallarına, kayalara ve gerdiği iplere çanları bir bir dizer ve çan sesinin geldiği yöne çanlara doğru ateş eder. Önce "Çan" adı altında yazılan filmin adı daha sonra "ACI" olarak değiştirilmiştir.
Oyuncular
Yılmaz Güney
Fatma Girik
Hayati Hamzaoğlu
Mehmet Büyükgüngör
Oktay Yavuz
Osman Han
Dündar Aydınlı
Niyazi Gökdelen
Şahin Dilbaz
Nizam Ergüden
Kudret Karadağ
Konu
On beş yıl önce elini kana bulayıp içeri girdikten sonra cezasını tamamlayan Çiçek Ali (Yılmaz Güney), kasabaya yaklaştıkça içinin bir acı bastığını hisseder. On beş yıl önce Avanos dayının (Mehmet Büyükgüngör) oğlu Yasin'i öldürmüştür; kendilerine yetecek, geçindirecek kadar toprakları olan Avanos'un tek oğlu olan Yasin'i... Bütün bunlar bir .hiç uğruna, kapısında çalıştığı zalim ağa Haceli'nin (Hayati Hamzaoğlu) yüzünden olmuştur. Şimdi çok pişmandır Çiçek Ali. Mahpusluk hayatı çok değiştirmiştir onu. Kızı Zelha'yla (Fatma Girik) yaşayan Avanos'tan af dileyecek, bağışlanmasını isteyecektir. Bunun için A vanos'un kapısında it olamaya bile hazırdır.
Çiçek Ali, önce öldürdüğü Yasin'in mezarını ziyaret eder. Kırlardan topladığı gelincikleri toprağının üstüne bırakır. Üzgündür... Çiçek Ali'yi kasabada görenler, Haceli Ağa'ya haber ederler. Ağa şaşkındır. On beş yıl ne de çabuk geçmiştir...
Çiçek Ali mezar ziyaretinden sonra A vanos dayının kayalar arasındaki evine gider. Kızı Zelha çamaşır yıkamaktadır. Avanos ise tütün sarınaktadır. Ali elinde valiziyle karşılarında dikilmektedir. Boynu büküktür... İhtiyar Avanos oğlunun celladını karşısında görünce şoka girmiştir. Zelha davranır. Avanos dayı tüm kinini kusar Ali'nin üzerine. Ali af diler... Yalvarır... Günahının cezasını on beş yıl hapiste yatarak çekmiştir. İhtiyar Avanos ne elini öptürür, ne de affeder. Çünkü Ali onun için hala 'gavurun dölü' ve 'eli kanlı zalim'dir. Çiçek Ali ise, "Ben öksüz büyüdüm, kimim kimsem yok, babam ol benim," diyerek yalvarmasını sürdürse de Avanos dayı acımasızdır. Onu evinden kovar ama Ali gitmez. Baba-kız Ali'nin üstüne yürürler, Zelha sopayla kafasına vurur, elleriyle başını korumaya çalışan Ali birbiri ardına inen darbelerin etkisiyle oracıkta yığılır kalır. Sonra baba-kız çevrede biriken köylülerden de çekinerek yaralı genci kulübelerine taşırlar.
Olay çevrede çabuk duyulur. Ali'nin, kan davalısı olan Avanos'a gelip af dilemesi Haceli ağanın hoşuna gitmez. Adamları toplayarak gelişmeleri öğrenir. Ali'yle yüz yüze gelip meselenin aslını öğrenmek istemektedir. Adamlarından Zülfikar, Murtaza ve Durali, Ali'yi arar.
Günler geçer. Başı kanlı sargılar içinde Avanos'un evinde yatan Ali iyileşir. Aralarındaki gerginlik artık sona ermiştir. Avanos ve kızı da pişmandır. Artık Ali evin oğlu gibi olmuştur Bu yüzden de Ali çok mutludur, günlerini tarla sürerek geçirmektedir. Haceli'nin üç adamı Ali'yi tarlada bulurlar ve ağalarının kendisiyle görüşmek istediğini söylerler. Haceli'nin tüm derdi Ali'yi tekrar kendi yanına çekmektir. Ama unuttukları bir şey vardır, Çiçek Ali artık eski Ali değildir. Davet üzerine Haceli'nin evine gittiğinde kesin tavrını ortaya koyup, "Eskiden adam öldürmeyi marifet bilirdik. Ne zaman ki adam öldürdük, mahpus damlarını, taş duvarları, zindanları tanıdık, kapılarda ağlaşan kadınları, kızları, anaları gördük, anladık ki, bizim yaptığımız iş iş değildir, benim anladığım delikanlı doğruluğun, mertliğin ve ekmeğin delikanlısıdır," der. Artık Çiçek Ali re~ti çekmiştir ve Haceli'nin kirli emellerinden yana değildir.
Zelha ile babası Avanos, Ali'ye alışmışlardır. O nereye gitse yolunu gözlemektedirler. Ali bir dönüşünde kırlardan topladığı çiçekleri Zelha'ya verir, hediyeler getirir. Aralarında saf ve duygusal bir yakınlık oluşmuştur. Günler böylece sürüp giderken Haceli ve adamları Ali'yi rahat bırakmazlar bir türlü. Ali ve Avanos dayı tarlalarına giderlerken yollarının üzerinde Haceli'yle karşılaşırlar. Haceli'nin yanında adamları da vardır. Haceli, Ali'ye buralardan gitmesini ister ve tehditler savurur. Hava gerginleşir ve birbirlerine girerler. Avanos'un başı taşlaezilir. Köylüler yetişmese Ali'yi de öldüreceklerdir. Saldırganlar Ali'yi kanlar içinde bırakıp kaçarlar.
Ali, Zelha'nın kolunda hastaneden çıktığında gözleri bağlıdır. Bastonla yürümektedir. Çünkü başına aldığı darbelerden kör olmuştur. Zelha'ya göre artık buralarda onlata hayat yoktur. "Başımızı alıp gidelim," diye yalvarır Ali'ye. Ama Ali öcünü almadan gitmek niyetinde değildir. Zelha'dan çan bulmasını ister. Koyun ve develerin boyunlarına takılan, yürüdükçe ses çıkaran metal çanları bulup getirir Zelha.
Bir sabah tarlalarına giden köylüler çan sesleri duyarlar. Sesler köy yakınlarından gelmektedir. Zelha korkuluklara, ağaç dallarına ipler germiştir. Çanları iplere dizer, kayalar üzerine koyar. Zelha ipi çektikçe çan çalar, Ali çanın geldiği yere ateş eder, çanları vurur. Zelha böylece, düşmanlarına karşı Ali'nin gözü, Ali'nin eli ayağı olacaktır çanların yardımıyla. Ali, Avanos dayının silahıyla, Zelha' nın işaretiyle çan seslerinin geldiği yöne ateş eder ve bu talim günlerce sürer...
Haceli bir ihbarla dağdaki yerlerini öğrenir Ali ve Zelha'nın. Üç adamıyla dağlara tırmanırken, Zelha mağara aralığından onları görür. Ali'yi elinden tutup bir kaya aralığına bırakır. Çanı kayalardan aşağı sarkıtır ve beklemeye başlarlar. Düşmanlardan Durali çana yaklaştığında çan sesi gelir, Ali sesin geldiği yöne kurşunu basar. Durali vurulmuştur. Kayalar arasında yer değiştiren Zelha, Ali'ye çanıyla işaret verip bu kez de Murtaza'nın vurulmasını sağlar. Çanın boynuna dolandığı Zülfikar da bir kurşunla yere devrilmiştir. Zelha saklandıgı yerden çıkarken Haceli'nin kurşunuyla' vurulup düşer.
Ali seslerin geldiği yöne ateş edip Haceli'yi vurur. Haceli de onu görüp ateş etmiştir. Çan sesleri durmuştur.
Ödüller
Film 3. Adana Film Şenliği'nde (1971) ikinci seçildi. Fatma Girik En İyi Oyuncu, ve Metin Bükey'de en iyi Müzik ödülünü aldı.
Kaynaklar
- Agah Özgüç (1988). Bütün filmleriyle Yılmaz Güney. Afa yayıncılık. ISBN 975-414-000-6.
|