Almanya Komünist Partisi
Almanya Komünist Partisi Kommunistische Partei Deutschlands | |
---|---|
Kısaltma | KPD |
Genel başkan | Ernst Thälmann |
Kurucu |
Karl Liebknecht Rosa Luxemburg |
Kuruluş tarihi | 1918 |
Kapanış tarihi |
1933 (Nazi Almanyası) 1946 (Doğu Almanya) 1956 (Batı Almanya) |
Öncülü | Spartaküs Birliği |
Ardılı |
Sosyalist Birlik Partisi (Doğu Almanya) Alman Komünist Partisi (Batı Almanya) |
Gazete(leri) | Die Rote Fahne |
Silahlı kanadı | Rotfrontkämpferbund (RFB) |
İdeoloji |
Marksizm-Leninizm Komünizm |
Siyasi pozisyon | Aşırı sol |
Uluslararası üyelik | Komintern |
Resmî renkleri | Kırmızı, sarı |
Parti bayrağı | |
|
Almanya Komünist Partisi (Almanca: Kommunistische Partei Deutschlands), 1918-1933 yılları arasında önde gelen Alman siyasî partisi, II. Dünya Savaşı'ndan sonra Batı Almanya’da küçük bir siyasî partidir. I. Dünya Savaşı'ndan sonra savaş karşıtı Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht önderliğindeki komünistler tarafından kurulmuştur. Partinin önceli Spartakusbund örgütüdür. Başarısız 1919 ayaklanmasından sonra parti Leninizmi benimseyecektir. Weimar Cumhuriyeti yıllarında KPD seçimlerde en fazla %35 oy alacak ve bu dönemde Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) ile birlikte öne çıkan iki özneden birisi olacaktır. Hitler’in başa geçmesinden sonra KPD yasa dışı ilan edilmiş ve parti üyeleri tutuklanmıştır. Parti yeraltına çekilse de Naziler örgüte büyük zarar vermiştir. Savaştan sonra parti tekrar ayağa kalkacak ve hem Batı hem de Doğu Almanya’da örgütlenecektir. 1949 yılındaki Batı Almanya Bundestag seçimlerinde meclise vekil sokabilmiştir. Ancak Sovyet bölgesinde Alman Demokratik Cumhuriyeti kurulunca Batıdaki komünist partisinin gücü azalmıştır. Doğuda, Komünist Parti Sosyal Demokrat Parti ile birleşerek Sosyalist Birlik Partisi kurulmuş ve 1990 yılına kadar iktidarda bulunmuştur. Batıda ise parti 1956 yılında Anayasa Mahkemesince kapatılmış, 1969 yılında ise tekrar kurulmuştur.
Kuruluşu
I. Dünya Savaşı'ndan önce Sosyal Demokrat Parti (SPD) Almanya’daki en büyük sosyalist partidir. Hâlâ Marksist olduğunu iddia etse de parti 1914 yılında artık reformist olmuştur. Yaklaşmakta olan dünya savaşına karşı II. Enternasyonal üyesi partiler işçi eylemleriyle savaşa engel olmak için uluslararası mitingler düzenlemiş ve savaşacak taraflardaki işçilerin birbirleriyle bir alıp veremedikleri olmadığı, hükümetlerin halklar arasında düşmanlığı körüklediği anlatılmaya çalışılmıştır. Buna rağmen savaşta taraf olan ülkelerdeki sosyalist ve işçi partileri burjuva hükümetlerinin savaş bütçelerine onay verecektir. Bu partilere SPD de dahildir. Partinin savaş yanlısı tutumunu protesto eden Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg önderliğinde sol kanat üyeleri partiden ayrılacaktır. Ayrılan grup içindeki komünistler Spartakusbund (Spartakistler Birliği) örgütünü kuracaklardır. Savaş yılları sırasında savaşa karşı sosyalist partilerin topladığı Zimmerwald ve Kienthal Konferanslarında yer alır. I. Dünya Savaşının sona ermesinden sonra yenilginin sebebini askeri yönetimde gören askerler ve savaşın çilesini çeken halk isyan edcek ve Kasım 1918’de bütün Almanya’da ayaklanmalar başlayacaktır. Aralık 1918’de Spartakusbund Almanya Komünist Partisi – KPD adını alacaktır. Liebknecht ve Luxemburg önderliğindeki KPD 1919 ve 1920 yıllarında Almanya’da sosyalist devrim için ayaklanacaktır. İmparatorluğun çöküşünden sonra başa gelen Sosyal Demokrat Partisi sosyalizme karşıdır ve ayaklanmaları şiddetle bastırmak için örgütlenecektir. Bolşeviklerin Ekim Devrimi ile Sovyetler Birliğinde iktidarı almasından sonra iyice korkuya kapılan sosyal demokratlar Savunma Bakanı Gustav Noske önderliğinde “Freikorps” adıyla anılacak savaştan dönen askerlerden oluşan silahlı milisler örgütleyecektir. Berlin’de Ocak 1919’da başarısız olacak Spartakist Ayaklanmadan sonra Liebknecht ve Luxemburg yargısız infaz edilecektir. Parti bundan sonra ikiye bölünecektir; partinin içinden Almanya Komünist İşçi Partisi (KAPD) çıkacaktır. Leo Jogiches’in öldürülmesinden sonra Paul Levi partinin başına geçecektir. Önde gelen üyeler arasında Clara Zetkin, Paul Frolich, Hugo Eberlein, Franz Mehring, August Thalheimer ve Ernst Meyer sayılabilir. Parti sosyal-demokrat işçi ve sendikaları kazanmak amacıyla acil devrimci ayaklanma siyasetinden vazgeçecektir. Bu yeni siyasetle beraber parti büyümeye başlayacak ve partiden ayrılan gruplar tekrar partiye dönecektir. 1920’li yıllar boyunca KPD Moskova’da Zinoviev ile Stalin arasındaki siyaset farklılıklarının yansımalarını hissedecek ve iç çekişmelerle boğuşacaktır. Ekim Devrimi açsından bakıldığında Almanya Devrimi çok önem taşımaktadır. Ekim Devriminin mimarı Lenin sanayi olarak geri bir ülke olan Rusya’daki devrimin öncelikle ancak Batıdaki kapitalist ülkelerdeki devrimler sayesinde ayakta kalabileceğini düşünürken, Batıda beklenen devrim gerçekleşmeyince Sovyetler Birliği kendi ayakları üzerinde durmaya çalışacak ve Stalin’in tek ülkede sosyalizm açılımını benimseyecektir. Moskova’nın bu siyasetiyle görüş ayrılığına düşen parti başkanı Levi 1921 yılında Komintern tarafından görevden alınacaktır. 1920’li yıllarda çeşitli parti üyeleri Troçkist oldukları iddiasıyla partiden uzaklaştırılacak, içlerinde Heinrich Brandler, August Thalheimer ve Paul Frolich gibi isimler olan partiye muhalif gruplar ise ayrı bir örgüt kurmaya çalışacaklardır.
Weimar Cumhuriyeti yılları
1923 yılında Sovyetler Birliğinin istekleri doğrultusunda yeni bir KPD liderliği seçilecektir. Partinin başındaki Ernst Thälmann, acil devrim siyasetinin bırakıldığını açıklamış, KPD 1924 yılından itibaren ise parlamento seçimlerine katılmış ve başarı kazanmıştır. Bu yıllarda KPD Avrupa’daki en güçlü komünist partisidir ve Sovyetler Birliği haricinde öncü bir rolü bulunmaktadır. Genelde farklılık göstermekle beraber en az %10 oranında oy alan parti 1932 seçimlerinde 100 vekil çıkartacaktır. Aynı yıl yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Thälmann %13.2 oy alacaktır. KPD politikalarını eleşirenler yapılan sekter davranışların ve sosyal-demokratların sosyal faşist olarak adlandırılmasının bir hata olduğunu ve yükselen Nazi iktidarına karşı sosyal demokrasiyle beraber bir ittifaklık kurulma ihtimalinin imkânsız hale geldiğini belirtirler. Ancak benzer şekilde SPD yönetimi de yükselen Nazilere karşı komünistlerle ittifak yapmak istememektedir. Hitler’e iktidarı verecek olan ve daha sonra Nazi Almanyası'nın Türkiye elçisi olan Franz von Papen başa geldiğinde KPD tarafından gerçekleştirilen genel greve SPD katılmayacaktır.
Nazi iktidarı
Hitler’in Başbakan seçilmesinden sonra Reichstag binası ateşe verilmiş ve bu şaibeli kundaklama olayında komünistler suçlu bulunmuş, Hollandalı komünist Marinus van der Lubbe idam edilmiştir. Gergin siyasi ortam sürecinde Hitler’e olağanüstü yetkilerin verildiği kararnamenin onaylanmasının ardından tüm komünist milletvekilleri tutuklandı ve hapishaneye atıldı. Bu sayede KPD Nazilerce başarıyla bastırılmış olacaktır. Parti lideri Thälmann dahil olmak üzere binlerce komünist toplama kamplarına götürülür. Tutuklamalardan kaçmayı başaracak olan KPD liderleri Wilhelm Pieck ve Walter Ulbricht Sovyetler Biriğine gideceklerdir. Tüm Nazi iktidarı boyunca KPD gizli yeraltı örgütünü koruyacak ancak Nazilere karşı verilen direniş mücadelesinde çok büyük kayıplar verilecektir. Ayrıca başkent Berlin’de 1 Mayıs afişlemesi yapılacak, kurulan gizli istihbarat grubu Kızıl Orkestra sayesinde çok değerli bilgiler Sovyetler Birliği’ne ulaştırılacaktır.
1937 Tasfiyesi
KPD liderlerinden Sovyetler Birliğinde bulunanlar 1937-38 yıllarındaki Tasfiye Hareketi sırasında siyasi ortamdan etkileneceklerdir. Eberlein, Heinz Neumann, Hermann Remmele, Fritz Schulte ve Hermann Schubert idam edilecek, bazıları da Margarete Buber-Neumann gibi çalışma kamplarına gönderilecektir.
Soğuk Savaş yılları
Alman Demokratik Cumhuriyeti'nde Pieck ve Ulbricht liderliğindeki KPD Sosyal Demokrat Partinin doğudaki unsurlarıyla birleşerek Sosyalist Birlik Partisi'ni (SED) kuracak ve Doğuda iktidarda kalacaktır. Batı Almanya’da ise KPD örgütlenecek ve ilk seçimlerde % 5.7 oy alacaktır. Ancak Soğuk Savaşın başlaması ve Doğu Almanya karşıtlığının şiddetlenmesiyle birlikte partiye yoğun ideolojik baskı kurulmuş ve ardındaki halk desteği bitmiştir. 1953 yılındaki seçilerde % 2.2 oy alan KPD meclise vekil gönderemeyecek ve 1956 yılında da yasa dışı ilan edilecektir. Partinin kapatılmasından sonra KPD üyeleri örgütlü olarak siyasete devam edecektir. Halihazırdaki Alman Komünist Partisi (Deutsche Kommunistische Partei - DKP) 1968 yılında tekrar kurulan partidir.
İsim benzerliği
KPD ismi 1956 yılında kapatılan partinin gerçek temsilcisi olma iddiasındaki başka siyasi partilerce de kullanılmaktadır. Bunlar arasında yine 1968 yılında kurulan KPD/ML (marksist-leninist) maoist bir partidir. Birçok bölünmeye uğramış, en son troçkistlerle birleşmiş ve 1990’lı yıllarda kendisini tasfiye etmiştir. 1990 yılında Doğu Berlin’de Sosyalist Birlik Partisi'nden atılan Alman Demokratik Cumhuriyeti yöneticileri KPD isminde bir partiyi tekrar kurmuşlardır. Kurucular arasında Erich Honecker de bulunmaktadır.