Antik Olimpiyat Oyunları
Antik Yunanistan'da Olimpiyat Oyunları ya da kısaca Antik Olimpiyat Oyunları (Yunanca: Ολυμπιακοί Αγώνες; Olimpiakoí Agónes), dönemin şehir devletleri arasında düzenlenen, atletizm ile ilgili yarışmaların yapıldığı spor oyunlardır. Yapılmaya MÖ 776 yılında Yunanistan'ın Olimpiya şehrinde başlanmış ve 393 yılına kadar yapılmaya devam etmiştir.[1]
Oyunların kökeni ve ilk yapılışı
Antik olimpiyat oyunlarının ilk olarak nerede ve ne zaman başladığına ilişkin kesin bir bilgi yoktur ancak sayısız söylence ve mit vardır. Bunlardan birine göre oyunlar, Olimpiya kralı ve Peloponnisos'a (Yunanca: Πελοπόννησος, bugünkü Mora Yarımadası) adını veren kahraman olan Pelops'a kurbanların sunulduğu süre boyunca doğmuştur. Hristiyan Yunan düşünürü Titus Flavius Clemens'e göre ise bu oyunlar Pelops'un ruhuna sunulan armağanlardan başka bir şey değildir.[2]
Bir başka söylenceye göre ise mitolojik kahraman Herakles'in Olimpiya'da bu tip bir oyuna katılarak kazanmasının sonucunda bu oyunların her dört yılda bir geleneksel olarak yinelenmesi istediği yönündedir. Bir başka mit bunun Zeus tarafından Titan Kronos'a karşı aldığı yenilgi sonrasında koyulduğunu söyler. Değişik kaynaklarda bunun Elis Kralı İfitos'un MÖ 9. yüzyılda halkını büyük bir savaşın içine düşmekten kurtarması için Pythia'ya giderek ona danıştığını, kâhinin ise ona tanrılar onuruna oyunlar düzenleyerek tanrıların memnuniyetini kazanmasını önerdiği geçer. Bunun sonucunda İfitos bu oyunları düzenlemeye başlar ve Spartalı düşmaları bu oyunlar süresince onlara saldırmayı durdurur. Oyunlar tanrıların yaşıyor olduğuna inanılan Olimpiya Dağı'nda düzenlenir ve adını da bu dağda düzenlenmesinden ötürü alır. Ancak kökeni ne olursa olsun olimpiyat oyunlarının Antik Yunanistan'da Eleusis Gizemleri'nin yanında düzenlenen en büyük iki dinsel törenden biri olduğu kesindir.[3]
Tarih
Oyunların ilk olarak Yunanistan'da, Yunan tanrılarının kutsal yaşam alanı olan Olimpiya Dağı'nda başladığı kabul edilirse bu oyunların ilk düzenlendiği yerler Mora Yarımadası üzerindeki Elis ve Pisa kentleridir. On iki metre yüksekliğindeki altın ve fildişinden yapılma tüm Yunan tanrılarının babası olan Zeus'un heykeli de bu dağda bulunmaktadır ve Antik Yunan heykeltıraşı Fidias tarafından yapılmıştır. Bu heykel dünyanın yedi harikasından biridir.
Olimpiyat oyunları dört yıllık aralarla düzenlenirdi ve Yunanların yılları sayma yöntemleri bile bu oyunlar üzerine kuruldu. İki oyun arasına bir "Olimpiad" denirdi ve buna göre tarih atanırdı. Bugün İsa'dan önce ve İsa'dan sonra terimlerinin kullanılıyor olması gibi olimpiyat oyunlarını kullanarak tarih söylemenin ilk buluşçusunun MÖ 4. yüzyılda yaşamış olan Antik Yunan tarihçi Ephorus olduğuna inanılmaktadır. Bu tarihleme yönteminin öncesinde her Yunan kenti kendi özel takvimini kullanırdı ve bu ortak iş yapımlarında sorunlara neden olurdu. Diodorus'un belirttiğine göre 117'nci olimpiyatın 3. yılında bir güneş tutulması meydana gelmiştir. Bu büyük olasılıkla MÖ 310'daki güneş tutulmasıdır. Bu da, 117'nci olimpiyatların 310 yılında düzenlediyse ilkinin MÖ 776'da bir yaz ortasında başladığını söyler.[4] Ancak yine de oyunların gerçekten bu tarihte mi başladığı pek çok tarihçi tarafından tartışılmakta ve kabul görmemektedir.
Oyunların ana özellikleri
Yunan gezgin ve coğrafyacı Pausanias kitaplarında belirttiklerine göre bu dönemde gerçekleştirilen tek yarış stadiondu. Herakles'in adımlarına göre ölçülerek belirlenen koşu pisti bugünün ölçüsüyle yaklaşık 190 metre uzunluğunda oluyordu. Bugün kullanılan, içinde spor karşılaşmalarının düzenlendiği yer olan stadyum sözcüğü Antik Yunanistan'da ayak yarışı demek olan Stadiondan gelmektedir.
Olimpiyat oyunları, ev sahipliği yapan şehre büyük bir saygınlık ve diğer şehir devletlerine karşı büyük bir politik avantaj sağladığından bu dönemde şehir devletleri bu organizasyonlara ev sahipliği yapmak için pek çok savaş ve mücadele yapmışlardır. Pausanias'a göre MÖ 668 yılında Argoslu Pheidon, Elis kentinde düzenlenmekte olan bu oyunları Pisa'ya taşımak için görevlendirilmişti. Pheidon bunu başardı ve o yıl organizasyonlar Pisa'da yapıldı ve Pheidon tarafından yönetildi. Ertesi yıl Elis, yeniden üstünlüğü ele geçirerek olimpiyat oyunlarını kendi şehirlerine taşıdı.
Atinalı yazar Ksenofon'un eserlerinde belirttiklerine göre Pisa şehrinin yine olimpiyat oyunlarını kendilerine taşıdığı bir dönemde Elis şehri büyük bir orduyla MÖ 364 yılında saldırıya geçmiştir. Kendilerine açılan büyük çaplı ateşlerden dolayı geri çekilmelerinden önce düşmanlarını köşeye sıkıştırmalarına karşın, gece boyunca kazıklı çitler inşa ederek üstünlük sağlayan rakiplerine daha fazla karşı koyamamışlar ve geri çekildiler.
MÖ 12 yılında Kral Herod oyunların sürekliliğini sağlamak için finansal destek verdi.
Olimpiyat oyunları tüm Yunan halklarının katıldığı, panhellenik oyunlar adı verilen karşılaşmalardı. Bu oyunlar dört türlüydü ve her yıl en az biri yapılacak biçimde düzenlenirdi. Olimpiyat oyunları da bu tip oyunlardan biri olmasına karşın içlerinde en çok katılımın olduğu, en saygınıydı.
Olimpiyat oyunlarının düzenlenmesinin durdurulması İ.S. 393'te II. Theodosius tarafından ya da İ.S. 435 yılında onun torunu tarafından gerçekleştirilmiştir.[5] Bunun nedeni olimpiyat oyunlarının Yunan tanrılarının onuruna düzenleniyor olmasıdır. Hristiyanlığı bölgedeki en yaygın ve en güçlü inanç hâline getirmek isteyen bu krallar olimpiyatların merkezi Olimpiya'daki spor tesislerine dokunmamışlar, ancak bu yapılar 500'lü yıllarda olan büyük ve yıkıcı bir depremle yok olmuşlardır.
Karşılaşmalar
Modern Olimpiyat oyunlarının aksine, bu antik olimpiyat oyunlarına yalnızca Yunanca konuşan özgür kişiler katılabiliyordu. Ayrıca deniz aşırı yerlere kurulmuş koloni şehirlerinden de katılım kabul ediliyordu. Olimpiyatların tarihinde Akdeniz ya da Karadeniz kıyılarından katılıp da yarışma kazanan pek çok kişi olmuştur.
Herhangi bir oyun içinde yer alabilmek için bir kişi öncelikle seçmelere katılmak, ardından adını yetkili kişiye yazdrmak zorundaydı. Plutarhos bir kişinin çok yetişkin göründüğü gerekçesiyle seçmelerden elendiğini ancak Spartalı erkek sevgilisinin araya girmesi ve genç olduğuna kefil olmasıyla yarışmalara kabul edildiğini söylemesine bakılırsa bu yarışmalara yalnızca gençler katılıyordu. Yarışmalara katılmadan önce her bir yarışmacının Zeus heykeli önüne geçerek en azından 10 ay boyunca eğitim görmüş olduğuna ve hiçbir hile yapmayacağına dair ant içmesi gerekiyordu.
Oynanan oyunların türleri
Yıllar geçtikçe olimpiyatlarda gerçekleştirilen spor oyunlarına yenileri eklenmeye başladı. Boks, güreş, kariot yarışları ve pek çok değişik dövüş ve koşu yarışları bunlardan bazılarıdır. Bunların yanında uzun atlama, disk fırlatma ve cirit atma da bu dönemlerden beri olimpiyat oyunları içinde yer almaktadır. Boks, ilk önceleri normal bir biçimde yapılmaktayken yüzyıllar geçtikçe çok daha sert bir spor hâlini almaya başladı. Önceleri böksörler ellerinin üzerini yumuşak deri parçalarıyla örterlerken daha sonraki yıllarda içlerine metal bile koyulan sert deriler ile dövüşmeye başladılar.[6]
Kariot yarışlarında (bir atın çektiği iki tekerlekli araba), karşlaşmanın sonucunda kazanan arabayı kullanan kişi değil, arabanın adına yarıştığı soylu kişi olurdu. Festivallerle aynı dönemde düzenlenen olimpiyat ve bunun yanı sıra diğer spor müsabakaları, genelde 5 gün süren bu festivallerin 3 gününü alır diğer iki gün dinsel görevlerin yerine getirilmesinde harcanırdı. Festivallerin en son gününe gelindiğinde tüm olimpiyat yarışmacılarının katıldığı bir ziyafet verilir ve bunlarda Zeus'un onuruna kurban edilmiş 100 öküzün eti yenirdi.
Olimpiyat oyunlarının herhangi bir dalında bir yarışmayı kazanan atlet zeytin yapraklarından yapılmış bir taç ile onurlandırılırdı. Yarışma kazanan her atlet kendi kenti başta olmak üzere bütün Yunanistan'da ün sahibi olurdu. Buna kendisine armağan edilen yüklü bir orandaki para ödlülü eşlik ederdi. Atina'da böyle bir olay sonucunda 500 drahmi verilirdi ve bu da hemen hemen küçük bir servete eşit düşerdi. Heykeltıraşlar önemli olimpik zaferleri ölümsüzleştirmek için heykeller yaparlardı.[7] Şairler bazen para karşılığında kahramanlar adına övgü dolu şiirler yazarlardı.
Arkeologlar olimpiyat oyunlarının düzenlendiği süreler boyunca atletlerin ve çok uzak yerlerden yalnızca bu oyunları izlemeye gelen izleyicilerin güvenliğinin sağlanması amacıyla Yunan şehir devletleri arasındaki savaşların geçici olarak da olsa durdurulduğunu düşünmektedir. Bu görüşe karşı bazı arkeologlar ise savaşların durdurulmadığına ancak olimpiyatlara katılmak isteyen yarışçıların ordudan ayrılarak gitmesini izin verildiğini söyler.
Olimpiyat oyunları da dahil Antik Yunanistan'da düzenlenen tüm karşılaşmalara katılım yalnızca erkek atletlere açıktı. Sadece daha sonraki dönemlerde kadınların atlı binicilik yarışmalarına katılmalarına müsaade edilmeye başlandı. MÖ 396 ve 392'de Spartalı bir prenses olan Cynisca'nın atları ona zafer getirdi.
Atletler genellikle çıplak olarak yarışmalarda boy gösterirlerdi. Bunun nedeni hem uygunsuz hava koşulları hem de olimpiyatların amacının insan vücudunun başarılarını göstermek olmasıdır. Bu dönemde yarışmacıların vücutları zeytin yağı ile de yağlanmıştır. Bu hem katılımcıların hoş bir görüntüye bürünmesini sağlamış hem de cilde yumuşaklık sağlamıştır. Ayrıca atletler cinsel organlarını koruyabilmek için kinodesmi adı verilen bir bağ yöntemi de kullanmışlardır.
Ayrıca bakınız
- İstmiya Oyunları
- Herea Oyunları
Kaynakça
- ↑ Encarta-Ancient, 27.12.2006 tarihinde erişilmiş: http://encarta.msn.com/encyclopedia_761576089/Ancient_Olympic_Games.html
- ↑ http://www.newadvent.org/fathers/020802.htm , 2007-04-18
- ↑ http://www.hickoksports.com/history/olancien.shtml
- ↑ "The Athletics of the Ancient Olympics: A Summary and Research Tool" by Kotynski, p.3 (Quote used with permission). For the calculation of the date, see Kotynski footnote 6.
- ↑ Kotynski, p.3. For more information about the question of this date, see Kotynski.
- ↑ http://encarta.msn.com/encyclopedia_761576089/Ancient_Olympic_Games.html ,23 Mart 2006
- ↑ Ageladas
Dış bağlantılar
- History of the Games
- Kotynski, Edward J. "The Athletics of the Ancient Olympics: A Summary and Research Tool". 2006.
- Mallowitz, Alfred. "Cult and Competition Locations at Olympia". Raschke 79-109.
- Miller, Stephen. “The Date of Olympic Festivals”. Mitteilungen: Des Deutschen Archäologischen Instituts, Athenische Abteilung. Vol. 90 (1975): 215-237.
- Raschke, Wendy J., ed. The Archaeology of the Olympics: the Olympics and Other Festivals in Antiquity. Madison, Wisconsin: Wisconsin University Press, 1987.
- Tufts - "Women and the Games."
|