Araba Sevdası

Araba Sevdası
Yazarı Recaizade Mahmud Ekrem
Ülke  Türkiye
Özgün dili Türkçe
Türü Realist roman
Anadilinde
basım tarihi
1898

Araba Sevdası, Recaizade Mahmud Ekrem'in 1898 yılında yayımlanan romanıdır. 1889 yılında yazılan eser, Türk edebiyatında ilk realist roman örneği olarak kabul edilmektedir.

Bihruz Bey tam da dönemin burjuva gençliğinin olması gerektiği gibi Fransız kültürüne hayran züppe bir gençtir. Ona göre Türkçe kaba ve yetersiz bir dildir. Türkler kaba ve medeniyetten yoksun insanlardır. Türkçe gerekmediği sürece konuşulmamalıdır. Ama o dönem yüksek memur ve tüccar çocuklarının genelinde olduğu gibi Fransızcaya da hakim değildir ve Türkçe Fransızca karışımı bir dil ile konuşur. Öyle ki doğru dürüst Fransızca şiir çevirisi bile yapamaz. Ayrıca Bihruz Bey mirasyedi bir gençtir ve hayatı lüks alafranga kıyafetler ısmarlamak, kır kahvelerinde ve mesire yerlerinde lüks arabasıyla gezmekten ibarettir. Yine Bihruz Bey'in diğer bir karakteristik özelliği ise istediği her şeye sahip olması ve bunun verdiği şımarıklığın pençesinde olmasıdır ki hikâyenin ana kısmı da biraz da bu konu üzerinden gelişir. Bihruz Bey yine bir açıkhava eğlence yerine (park diyebiliriz fakat giriş ücretli bahçeli havuzlu bir mekân) eğlenmek lüks kıyafetleri, lüks asaları ve gayet pahalı olan at arabası ile caka satmak için gitmişken yine kendisi gibi gayet lüks bir araçtan inen lüks kıyafetlerle inen iki kadın görür ve birden bu kadınların birine aşık olur. Bihruz Bey aslında kadına aşık olmaktan ziyade kendi kafasındaki kadın modeline aşık olmuştur. Olaylar gelişirken kadınların aslında arabayı şans eseri bulmuş gayet sıradan insanlar olduğu hatta eşinden ayrıldıktan sonra o zaman için kötü addedilen bir kadınla gezen taze bir dul olduğu ortaya çıkar, bunu öğrendikten sonra Bihruz Bey olay yerinden koşarak uzaklaşır ve roman biter. Hikâyede dönemin entelektüel çevresi sayılabilecek jöntürklerin "zengin çocuklarına" ve yüksek memur çocuklarına ağır eleştirilerde bulunulmaktadır. Kitap sıradan bir aşk hikâyesini anlatmakla beraber, dönemin gerceklerine ayna tutar Recaizade Mahmut Ekrem Bey kendisi ile ilgili bir özeleştiri de yapar satır aralarında. Çünkü kendisi de o dönemin aydınlarındandır. Sonuç olarak bu hikâye aslen Bihruz Bey‘in Periveş Hanım'a olan aşkının anlatılıyormuş gibi göründüğü bir eser olsa da gerçekte o dönemin toplumu ile ve sosyal yapısı ile ilgili önemli eleştiriler yapmaktadır. Araba Sevdası göstermelik bir aşk hikâyesi ekseninde dönemin üst tabakasının yaşantısını eleştiren önemli bir eserdir.

Konu

Bir devlet memurunun oğlu olan Bihruz Bey yarım yamalak bir öğrenim görmüş, 23-24 yaşlarında bir gençtir. Babası ölünce, annesiyle kendisine 28.000 liralık bir servet kalır. Yazları Çamlıca'da, kışları Süleymaniye'de oturur. Bütün merakı pek zarif arabasıyla gezinti yerlerinde dolaşıp kendini göstermek, herkesten daha şık giyinmek, Türkçe cümleler arasında Fransızca sözcükler kullanmaktır. Berber, garson, terzi ve kunduracılara, Fransızca konuşur. Çalışmakta olduğu işyerine ara sıra uğrar.

Bir gün yine arabasıyla Çamlıca'da dolaşırken, yepyeni bir landonda çok güzel bir sarışın kıza rastlar, hemen aşık olur. Bu, Periveş adlı bir kadındır. Bihruz Bey, kıza çiçek sunar, ertesi hafta arabasına bir mektup atar. O günden sonra da kızı bir daha görmez. Onu çok yüksek bir aileden zanneder, türlü türlü hülyalara kapılır.

Bihruz Bey'in Keşfi Bey adında bir daire arkadaşı vardır. Keşfi Bey yalancılığıyla ünlü bir adamdır. Bir gün kızdan haber alamadığı için üzülen Bihruz'a Periveş'in öldüğünü söyler. Delikanlı kendini büyük bir acıya kaptırır, ne yazık ki sevgilisinin mezarının nerede olduğunu bile bilmemektedir. Bu arada serveti de tükenmektedir.

Bir ramazan akşamı köleler başında dolaşırken birden bire kıza rastlar, onu sevgilisinin kız kardeşi zannederek yanına gider, Periveş'in mezarını sorar. Sonunda, gördüğü kızın Periveş olduğunu, fakat öyle sandığı gibi yüksek bir aileden olmayıp tersine düşkün bir kadın olduğunu anlar ve Periveş'le yanındaki Çengi Hanım'ın hakareti ve gülüşmeleri arasında oradan uzaklaşır.

Değerlendirme

Roman, dönemi İstanbul'unda görülen kimi cahilce davranış kalıplarını, eğlence ve zevk yaşamını anlatmaktadır. Osmanlı yenileşme hareketleri çerçevesinde Tanzimat'la birlikte Batı'ya açılan Osmanlı Devleti'nde yaşanan batılılaşma sürecinin yanlış özelliklerinin vurgulandığı yapıtta, Bihruz Bey ve onun romantik aşkı konu edilmiştir. Romanda Bihruz Bey karakterinden hareketle batılılaşmayı anlamayan tip eleştirilir. Bihruz Bey, az buçuk Fransızcasıyla berberler, kunduracılar, terziler ve garsonlarla konuşmayı, araba kullanmayı ve şık giyinip kendine bakmayı marifet bilmekte ve komik durumlara düşmektedir. Roman kahramanı Bihruz Bey, birçok yönden Ahmet Mithat Efendi'nin Felatun Bey'le Rakım Efendi adlı romanındaki Felatun Bey karakteriyle benzerlikler gösterir.

Uyarlamalar

Roman, tiyatro yazarı Betül Odabaşı Törk tarafından uyarlanarak 2015 yılında ilk kez tiyatroya uyarlanmıştır.

This article is issued from Vikipedi - version of the 3/3/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.