Gölyayla, İkizdere

Gölyayla
  Köy  
Rize
Ülke Türkiye Türkiye
İl Rize
İlçe İkizdere
Coğrafi bölge Karadeniz Bölgesi
Nüfus (2000)
 - Toplam 72
Zaman dilimi UDAZD (+3)
İl alan kodu 0464
İl plaka kodu
Posta kodu 53650
İnternet sitesi:
YerelNET sayfası

Gölyayla, Rize ilinin İkizdere ilçesine bağlı bir köydür.

Tarihçe

Köyün tarihi çok eski olup eski ismi ise (Kabaxor / Kabahordur)'dur.ikizderenin dağ köylerindendir. 1520 de fethedilmiş olup 1642 yılı osmanlı tahrir defterlerinde İspir kazasına bağlı bir nahiyedir ve çevresindeki 40 köy kabohora bağlıdır. 1642 yılı sayımında Köyün merkezinde tamamı müslüman 19 hane yaşamaktadır.1835 tarihli sayımda köy nüfusu 313 kişi olup tamamı müslümandır.

Coğrafyası

Gölyayla, Rize ili,İkizdere ilçesinin orman ve dağ köylerindendir. Gölyayla köy ve yaylaları, 10 km uzunluğunda kabohor vadisinde kurulmuştur. Rizeye 76 İkizdereye 24 km mesafededir. Köy merkezinin denizden yüksekliği 2073 m. Yaylanın (Gölyayla) yüksekliği 2365 m dir. Köyün Kuzeyinde Çamlık (çohcer),Güneyinde Meşeköy (Petran) Doğusunda Pazaryolu yaylaları (Erzurum) ve Batısında Tozköy (Mahura) bulunmaktadır.Köyün 5 mahallesi , 6 mezrası ve 3 yaylası vardır. Mahalleler: 1-Gavuzoğulları, 2-Emeçikalar, 3-Mendonli, 4- Çen, 5- Koğoş Mezralar: 1-Çoloğulları 2-Kuzey mezra, 3-Güney mezra, 4-Sağırlı 5-Kuniler, 6- Arçukan Yaylalar: 1- Gölyayla, 2-Teldemiç, 3-Çencehol

Nüfusu

1960 lı yıllarda 300 hane civarında iken bugün kışları 30 kişi, yazları 1000 kişi civarındadır. Göç nedeniyle büyük şehirlere yerleşen köylülerinizin sayısı 5000 den fazla olup ağırlıklı olarak İstanbul,Samsun,Bursa ve Rizeye yerleşilmiştir.

Gölyayla

Kabahor


1872 tapu kayıtlarına göre arazi sahipleri: Abanozoğlu, Abdioğlu, Alevoğlu, Arapoğlu, Asmakanınoğlu, Avazoğlu, Bekiroğlu, Çolakoğlu, Çölkesenoğlu, Delimeroğlu, Demircioğlu, Duraneoğlu, Durmuşoğlu, Feyizoğlu, Gençosmanoğlu, Ğavuzoğlu, Habipoğlu, Hacıbekiroğlu, Hacıefendioğlu, Hacıoğlu, Hacı Mustafa oğlu Kerim.Haliloğlu, Hamzaoğlu, Hasanbaşoğlu, Hayalioğlu, Hüseyinbaşoğlu, Hüseyinoğlu, İbrahimoğlu, İslamoğlu, Kaçaranoğlu, Karaahmetoğlu, Karakooğlu, Karamehmetoğlu, Karakan Kaşkaoğlu, Kâtipoğlu, Keçioğlu, Kırcıali, Kırızoğlu, Kocamanoğlu, Köroğlu, Köseoğlu, Lavazoğlu, Marabaoğlu, Memioğlu, Mollahüseyioğlu, Mollamahmutoğlu, Mollaoğlu, Mollasüleymanoğlu, Mustafaoğlu, Oskutoğlu, Ömeroğlu, Paşalıoğlu, Pilakoğlu, Reşitoğlu, Rüşenoğlu, Sadullahoğlu, Sayinoğlu, Şabanoğlu, Şalyanınoğlu, Takışoğlu, Tayipoğlu, Timuroğlu, Topalalioğlu, Topaloğlu, Topçuoğlu, Turanoğlu, (Duranoğlu) Tuznikoğlu, Ustahasanoğlu, Viraneoğlu, Yakupefendioğlu, Yakupoğlu, Yanıkoğlu, Yusufoğlu.


1872 ‘de arazi sınırlarındaki diğer akrabalardan bazıları: Abdurrahmanoğlu, Ahmetoğlu, Anzerlioğlu, Aslanoğlu, Civelekoğlu, Duralioğlu, Eskutoğlu, Fatoğlu, Görgüsüzoğlu, Hacıefendioğlu, Hamitoğlu, Hasanoğlu, İbişoğlu, İspirlioğlu, Kabakulakoğlu, Kalyonoğlu, Kâtipoğlu, Kırızoğlu, Koşkaoğlu, Kuşıkaoğlu, Kuşkaoğlu, Memulioğlu, Mollaabdurrahmanoğlu, Sakaoğlu, Sulununoğlu, Şabanoğlu, Tonbuloğlu, Topalalioğlu, Uvraoğlu, Yakupoğlu.

Yapılaşma Şekli

Köy, mezra ve yaylalarda bulunan tüm evler, (son 30 yıldır yapılanlar hariç) Kütük ağaçtan yığma şeklinde inşa edilmiştir. Bir evin yapımında 30–40 cm çapında ve 10-12 metre uzunluğunda 100 civarında çam ağacı kullanılmaktaydı. Ayrıca bölmeler içinde 20-30 ağaç kullanılır. Evlerimiz fevkalade sağlam inşa edilmiştir. Bu evlerin ömrü bakımı yapıldığı taktirde 100-150 yıldır.Son 30 yıldan bu yana yazlık amaçlı yapılan evler betondan yapılmakta ve orijinal dokuyu bozmaktadır.

Geçim Kaynakları

Köyümüzde zirai ürün olarak Arpa,Patates ve Kara Lahana yetişmektedir. Büyük ve Küçük baş hayvancılık yapılabilmektedir. Geniş çayır ve mera alanları hayvancılık için uygundur. Arıcılık ta yapılabilmektedir. Çiçek çeşitliliğinin çok fazla olması nedeniyle bal kalitesi çok yüksektir ve kabahor balı Ancer balı gibi tanınmasada Ancer balıyla eşdeğer hatta daha üstün olduğu belirtilmektedir. Ancak hava şartlarının ağırlığı nedeniyle bal üretimi yıllık 50–100 kg ı geçmemektedir.

Ekonomik Durumu

Köy kaynaklarının yetersizliği köyün bilinen tarihinde köy halkının devamlı gurbete gidip çalışarak ev ekonomisine katkı yapmaya çalışmasına, daha sonra ise büyük şehirlere göç etmesine sebep olmuştur.

Altyapı

Köyün bütün mahallelerine, Çoloğulları hariç diğer mezralarına yol açılmıştır ve Elektrik ve Telefon hattı çekilmiştir. Köyde Elektrik,Su,Telefon,Yol, GSM istasyonu,Okul, Cami, Cami lojmanı mevcuttur.Yaylada Elektrik,Su,Telefon,Yol, kanalizasyon şebekesi,GSM istasyonu, Cami, Cami lojmanı, Misafirhane mevcuttur.

Turizm

Herhangi bir turizm faaliyeti bulunmamaktadır.

Köydeki Hayat

Hava şartları ve bahçe tarla ve meraların iç içe bulunması,arazi ve hayvancılıktan azami verim alınabilmesi için her ailenin köy,mezra ve yaylada evi bulunmaktadır. Bir yıl boyunca aile köy içinde 3 kez göç etmek zorundadır. Bu Arazi ve hayvanların verimliliğinin yüksek olması için gereklidir.Mayıs ayı başında köyden mezraya,Haziran ayı başlarında mezradan yaylaya çıkılır,Eylül ayı ortalarında yayladan mezraya,Ekim ayı sonunda mezradan köye inilir. Şimdi isterseniz bir ailenin bir yıllık hayatından kesitler sunalım. Her ailenin tarlalarını sürmek için bir çift öküzü, yükünü taşımak için bir veya iki tane katır veya atı bulunur. Yetiştirebildiği kadar İnek ve koyunu bulunur. Mayıs ayı başında karların erimesi ve çayırların yeşermesiyle köyden mezraya çıkılır. Mezrada iken Arpa ve patates ekimi için tarlalar sürülür ve ekilir. Bahçelere kara lahana ekilir.Çayırlarda çığ vs sebeplerden biriken taşlar ayıklanır, biriken gübreler çayır ve tarlalara taşınır. Mezrada hayvanlara genellikle ailelerin 10-15 yaşındaki çocukları çobanlık yapar. Haziran ayı başında yaylada karlar erir ve etraf yeşerir. Artık yaylaya çıkma vaktidir. Ev eşyaları katır veya atla yaylaya taşınır ve yayla evine yerleşilir. Yaylaya çıkılmasıyla birlikte Mezra ile yaylayı ayıran duvardaki kapı hayvanların tarla ve çayırlara girmesini engellemek için kapalı tutulur. Bu kapı yayın organlarında ilginç haber olarak yer almıştır. Yaylada ilk iş yakacak teminidir. Yakacak, Yayla meşesi denilen gidiş dönüşü 7-8 saat süren ormandan katır ve atlarla getirilir. Yaylaya çıkıldıktan sonra 25-30 gün boyunca aile reisi veya hanımı ormandan odun taşır. Bir at veya katırın 70–80 kg odun taşıma kapasitesi vardır. Yaylada yaşanılan süre ise 100 gündür. Yayla meşesi için gün doğmadan yola çıkılır ve öğlene doğru dönülür. Yaylada hayvanların bakımı için üç çoban tutulur.Yaylaya çıkıldığında Erkek büyükbaş hayvanlar için öküz çobanı tutulur ve yaz boyunca diğer hayvanlara bunlar karıştırılmaz, geceleri parah ta (çevresi duvarla çevrili açık alan) yatırılır. Öküzün yaylımı (otladığı yerler) diğer hayvanlardan ayrıdır. Yine kuzu,koç ve tekeler için ayrı bir çoban tutulur ve buna kuzu çobanı denir. Kuzu nun Parah ı ayrıdır ve yaz boyunca orada kalır. Sağılabilen inek ve koyunlar mal çobanı tarafından gün doğumunda yayladan toplanır ve gündüz otlatıldıktan sonra ikindiden sonra yaylaya getirilir. Buzağılar için çoban tutulmaz.Bunlar yaylanın içinde ve yakınlarında otlarlar. Temmuz başından itibaren Çayırlardaki otlar kesilecek kadar büyür. Köyün alt kısımlarındaki çayırlardan başlayarak çayırlar biçilir. Çayır ayı (Çayır mevsimi) ağustos sonuna kadar devam eder. Çayırların yaylaya uzaklığı yaya yarımla iki saat mesafededir. Çayıra gidenler günde 1-4 saat yol yürümek zorundadır. Aile fertlerinin çoğu çayıra gider. Bebek ve küçük çocukların bakımlarıyla yaşlı kadınlar ilgilenir. Evin hanımı yetişkin kızı yoksa ahır ve ev işleri için evden daha geç çıkar ve erken döner.Kesilen otlar kurutulduktan sonra yağmurdan korumak için kuler (kümbet) yapılır. Daha sonra kemle bağlanır. Kem, Palah adlı bir ottan yapılan iptir. Ot bağları hemen köye taşınmayacaksa üst üste yığın yapılır. Taşıma işleri için yine katır ve at kullanılır. Katır ve atın semerinin iki yanına birer bağ ot yüklenir ve bu iş için genelde ailenin 10-15 yaşındaki çocukları görevlendirilir.Yaylada gündüz kalanlar ev ve ahır işlerini, sütün işlenmesini yaparlar. Eylül ayı ortalarında yayladan mezraya inilir. Çünkü artık dağlarda yeterince hayvanların otlayacağı kadar ot kalmamıştır ve çayırlar kesildiği için hayvanların çayırlara girme derdi kalmamıştır.Mezrada iken arpa ve patates tarlaları hasat edilir. Arpa el ve oraklarla biçilir ve sapların tam kuruması için şarlanır (dikey kümelenir). Tarla biçme için komşular eğrat yapar (imece usulü yardımlaşma).Şarlar (Ekin sap bağları) kuruduğunda köydeki harman binalarına taşınır ve yerleştirilir. Patates tarlalarındaki yetişen patatesler kazmayla çıkarılır ve köye taşınır. Hemen her ailenin köydeki evinde bir patates kuyusu vardır ve patatesler bu kuyularda saklanır. Mezradaki diğer bir iş mezranın yakacağının teminidir. Yine katırlarla bu defa köy meşesinden odun taşınır. Mezrada çok fazla kalınmayacağı için odun ihtiyacı azdır. Ekim ayı sonunda mezradaki arazi ve meralardaki otlar hayvanlara yetmez , artık kar yağışları hızlanır ve köye inilir. Kasım ayı boyunca köyde hayvanlar otlatılır. Kar sürekli yağdığında hayvanlar artık çıkarılmaz ve mal bağlanır(ahırda beslenir).Harman zamanı gelmiştir. Harman binalarına yerleştirilen saplar(arpa sapları) harman alanına seriler ve öküzlere takılan gemle ezilir. Tane ile saman ayrılır. Tanelerin tam ayrılması için savrulması gerekir. Kıble (güney) rüzgarı olan gün ve gecelerde yabalarla ekin savrulur ve ekin tamamen samandan ayrılır. Bazen uygun hava ve rüzgar olmadığında harman işi ocak-Şubat aylarında kalabilir.Arpa mahsülü, hemen her evde bulunan ambarlardaki gözlerde(depo) saklanır. Ambarlar ve gözler 10–15 cm kalınlığında biçilmiş ağaçtan haşerat giremeyecek şekilde birbirine geçmeli olarak yapılır. Evin diğer yiyecek malzemesine bu ambarlarda saklanır. Her aile veya aile gurubunun bir değirmeni vardır. Sonbahar veya ilkbaharda ihtiyaca göre gözdeki arpa çıkarılır ve değirmende öğütülür. Köylünün esas ekmeği Arpa unundandır. Buğday ve unu dışardan (genellikle ofis buğdayı)gelir. Ama kullanım miktarı azdır.Bu arada kışlık odun işide katır ve atla, kadınlar sırtında taşıyarak halledilir.(köye orman yakındır.) Kar miktarının çoğalmasıyla dışarıdaki işler azalır, sadece hayvanların bakımı ve ev işleri kalır. Erkekler gurbete gider. Kadınlar yün eğirir, çorap dokur. (yün çorap haricinde pek çorap giyilmezdi.)Çocuklar okula gider. Her gün evin kapılarında biriken karlar kürünür,Çok fazla kar yağdığında evin alt katında bulunan ahıra evin içinden rahle denilen kapaktan inilerek ot ve su verilir. Mart – Nisan aylarında otu azalanlar ormana gider sarmaşık yapraklarından bir yük yapar ve sırtında getirir hayvanları yedirir.Nisanda köyde karlar erimeye başlayınca önce küçük baş sonra büyük baş hayvanlar otlatılmaya başlanır.Tabii nice daha zorluklar ve ayrıntılar var. Bugün artık bunlar neredeyse hiç yapılmıyor. Kimse arpa ekmeğini bilmiyor. Ama nereden geldiğimizi büyüklerimizin hangi şartlarda yaşadığını ve bizi yetiştirdiklerini bilmemiz gerekiyor.

İklim

Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir.

Nüfus

Yıllara göre köy nüfus verileri
2007 80
2000 72
1997 126
1970 577
1965 741

Ekonomi

Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.

Altyapı bilgileri

Köyde ilköğretim okulu vardır ancak öğrenci olmadığı için kapalıdır. Köyün içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Köyde GSM baz istasyonu vardır

Dış bağlantılar

Golyayla Resmi web sitesi

This article is issued from Vikipedi - version of the 1/11/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.