Gabriel de Luetz

Elçi Gabriel de Luetz.

Gabriel de Luetz, Baron et Seigneur d'Aramon et de Valabrègues (16. yy) Fransız diplomat.

Biyografi

Gençliği ve yetişmesine dair bilgi bulunmayan Gabriel de Luetz soylu bir ailedendi. 15. yy'ın sonlarında dünyaya geldiği tahmin edilmektedir.

Güney Fransa'da Nimes yakınında olan d'Aramon (veya Aramont) ve Valabrègues arazilerinin 1539'da Guillaume de Saint-Vallier'ye geçmesi üzerine, bunları silah yoluyla geri almaya çalıştığı bilinir. Başarıya ulaşamayınca, Venedik'e giderek burada Fransa'yı temsil eden Kardinal Pellicier'nin hizmetine girdi; arazilerine ise kral tarafından el konuldu. Gabriel de Luetz 1541'den itibaren Pellicier'nin ajanı olarak İtalya'da bazı girişimlerde bulundu. Bir ara raporunu vermek üzere Fransa'ya gitti. 1542'de tekrar Venedik'e döndüğünde, burada İstanbul'dan gelen Fransa hükümeti kuryesi Antoine Polin de la Garde ile karşılaştı. Gabriel de Luetz'in niçin İstanbul'a gittiği bilinmez. Yalnız, A. Polin de la Garde'ın, 16 Mayıs 1543'te Barbaros Hayreddin Paşa'nın donanması ile Akdeniz'e açılırken, İstanbul'da yerine Gabriel de Luetz'i bıraktığı bilinir. Fakat az sonra Fransa Kralı I. François ile Charles Quint arasında yapılan Crespy Antlaşması Osmanlı Devleti aleyhine olduğundan Gabriel de Luetz İstanbul'da zor günler yaşadı. Fransa kralının elçisi Jean de Montlue ile de aralarında anlaşmazlık çıkınca Gabriel de Luetz acele yurduna döndü. Az sonra Kral I. François onu resmi elçi olarak tekrar İstanbul'a yollamayı uygun gördü.

Gabriel de Luetz, Venedik, Regusa üzerinden kara yoluyla Edirne'ye geldi, buradan da 14 Mayıs 1547'de İstanbul'a ikinci defa ayak bastı. Beraberinde çok kalabalık bir hizmetliler topluluğu ile birlikte bazı İtalyanlar ve Regusalılar da vardı. Elçi olarak önce Sadrazam Rüstem Paşa'yı sonra da Kanuni Sultan Süleyman'ı ziyaret ederek Fransa kralının hediyelerini takdim etti. Gabriel de Luetz'in görevi, Osmanlı Devleti'ni Avusturya'ya karşı bir sefere zorlamaktı. Fakat François'nin ölümü ile bu plan gerçekleşmedi.

Yeni kral II. Henri, Gabriel de Luetz'in Kanuni'nin 1548'de İran'a karşı başlattığı sefere katılmasını istediğinden, 40 deve, 18 katır, 12 yük beygiri, çift katırın taşıdığı tahtırevan ve 75-80 kadar atlı ile başlarında Fransa Krallığı'nın üç zambaklı sancağı olduğu halde Gabriel de Luetz uzun bir yolculuğa çıktı. 1550'de İstanbul'a geldi ve 1551'de tekrar Fransa'ya döndü. Gabriel de Luetz Cezayir, Malta, Trablus üzerinden hayli maceralara uğrayarak 21 Eylül 1551'de yeniden İstanbul'a geldi. 1552 yazında Turgut Reis'in donanması ile Akdeniz'e açılan Gabriel de Luetz sağlığı da bozulduğundan 14 Eylül 1553'te Fransa'ya döndü. On yıldır süren hizmetlerinin karşılığı olarak arazilerini alabileceğini umuyordu. Fakat kral bu toprakları metresi Diane de Poitiers'nin mülkiyetine geçirmişti. Bu yüzden Gabriel de Luetz'e iki kadırga ve Hyères Adaları'nı bağışladı. Gabriel de Luetz 1554 başında Fransa'da öldü.

Gabriel de Luetz, o yıllarda Osmanlı Devleti'ne gelen Pierre Belon, Pierre Gilles, Guillaume Postel, Nicolas de Nicolay gibi araştırmacıları himaye ederek onlara çalışmalarında yardımcı olmuştur. Andrea Arrivabene adlı bir İtalyan tarafından çevrilen Kuran tercümesinin (Venedik 1547) başında da ona büyük övgü vardır.

Gabriel de Luetz'in Osmanlı topraklarındaki seyahat hatıraları, bir bakıma katibi durumunda olan Jean Chesneau (de la Regnardière) tarafından yazılmıştır. Bu seyahatnamenin 5 yazma nüshası Paris'te Bibliothèque Nationale'da, 1 tanesi ise Bibliothèque de l'Arsenal'dadır. Bu metin eksik olarak birkaç defa basıldıktan sonra Arsenal nüshası esas alınarak Charles Schefer tarafından 1887'de , etraflı bir önsöz ve çok zengin açıklama notları ve konu ile ilgili bazı belgeler ile birlikte Paris'te yayımlandı.

Seyahatnamede, Gabriel de Luetz'in uzun gezilerinde gördüğü yerlere dair bazen kısa bazen de geniş ve ayrıntılı bilgiler bulunmakla beraber, İstanbul hakkında da oldukça değerli görüşler yer almıştır. Bu kitapta Saray-ı Hümayun, Ayasofya, Fatih Külliyesi, Süleymaniye Camii, Atmeydanı ile buradaki anıtlara dair bilgiler verilmiştir. Şehirde Türklerden başka Rumların ve Yahudilerin yaşadığına işaret edildikten başka, burada çok sayıda İtalyan tüccarın, onlara nispetle çok daha az Fransızın da bulunduğu kaydedilmiştir. Bedesten ve esir pazarından başka, çeşitli vahşi hayvanların bulundukları yerleri de anlatan eserde, Tersane ve Tophane'den de bahsedilir. Ayrıca kitabın içinde oldukça etraflı surette Osmanlı saray teşkilatı ile İstanbul'da marifetlerini gösteren cambazların şaşılacak hünerleri de anlatılmıştır.

Kaynaklar

This article is issued from Vikipedi - version of the 4/2/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.