Hızarbaşıkumarlı, Ünye
Koordinatlar: 41°3′39.73″K 37°15′15.45″D / 41.0610361°K 37.2542917°D
Hızarbaşıkumarlı | |
— Mahalle — | |
Ordu | |
Koordinatlar: 41°3′39.73″K 37°15′15.45″D / 41.0610361°K 37.2542917°D | |
Ülke | Türkiye |
---|---|
İl | Ordu |
İlçe | Ünye |
Coğrafi bölge | Karadeniz Bölgesi |
Nüfus (2000) | |
- Toplam | 71 |
Zaman dilimi | UDAZD (+3) |
İl alan kodu | 0452 |
İl plaka kodu | |
Posta kodu | 52300 |
İnternet sitesi: YerelNET |
Hızarbaşıkumarlı, Ordu ilinin Ünye ilçesine bağlı bir mahalledir.
Tarihçe
Mahallenin adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur.benim süt dedem olan dursundedem vardı o her yıl fındık zamanı bize gelirdi ve ben orta okulda okuyordum benim çok iyi hatırladığım bir konuşmamızda ona sormuştum dede bu köye neden hızarbaşıkumarlı adını vermişler diye oda bana bizim evin hemen alt tarafından geçen cevizdere ırmadığını göstererek şu an saraycık köprüsünün bulunduğu bölge de suyla çalışmakta olan ve tarihte bu bölgedebaşka bir örneği olmayan suyla çalışan büyük bir hızar atölyesinin olduğunu bu nedenle buraya hızarbaşı denildiğini kumarlı adının ise ormanlarımızın içinde bol miktarda bulunan kumar çiçeklerinden dolayı kumarı bol olan yani kumarlı adının birleştirilmesinden hızarbaşıkumarlı isminin oluşmuş olabiliceğini anlatmıştı.
Kültür
köy gürcü mahallesi olup,gürcülere has yemek çeşitleri bulunmaktadır.Evlerin önünde mutlaka havli denilen mısır, fasulye, patates, lahana vb ürünlerin dikimi ve ekimini yaptıkları bahçeleri vardır. Meyve yetiştirmek gürcülerde çok önemlidir. Ben bile çocukluğumdan hatırlıyorum dedem birçok meyve ağacı aşılamıştır. Şuan bile bahçelerimizde birçok meyve çeşidi vardır. Kışında ambarlarda birçok çeşit meyveleri ve kuruyemişleri gürcüler çeşitli saklama şekilleriyle saklarlar. Uzun kış gecelerinde bir araya gelerek çeşitli oyunlar oynar ve yer içerlerdi. Geldiklerinde hemen kendilerine ormanları açarak bahçe yapmışlardır. İlk geldiklerinde mısır yetiştirmişlerdir. Fındığın tanınmasından sonra hızlı bir şekilde fındık dikimine başlamışlardır. Ünye ve köylerinde fındığın yayılmasında Gürcülerin payı büyüktür. Mısır ektikleri yerlere artık fındık dikmişlerdir. Ama mısır için her zaman havlileri vardır. Son zamanlarda yaşlıların köylerde kalmasıyla mısırlıklarda azalmakta ve fındık bahçesine dönüştürülmektedir.
Sofralarının ana yemeğini mısırı ekmeği ve lahana ile yapılan yemekler oluşturur. Ekmekler ketsi denen taştan bir kabın içinde pişirilirmiş. Hatta düğünlerde düğün sahibi tüm köylüye un verir gelirken ketsi yapıp getirmelerini söylermiş. Fındık ağacından sepet yapıyorlardı. Dedemde iyi bir sepet örücüsüydü. Sepet yapmak için özel yetiştirdiği ağaçları vardı. Eskiden birçok hayvan beslenirmiş. Bunlardan da birçok hayvansal ürün elde ederlerdi. Kadınlar yünden çeşitli şeyler örerlerdi. Bunlar çorap, kazak, eldiven, çarbaği gibi kullanılacak elbise vs idi.
Kış yaklaştığında kış işin odun hazırlığı yapılır. Odunu hazır olan köylü diğer gürcüleri çağırır ve imece yaparak bir iki günde kışlık odununu çeker. Bu günde hala Ekincikte imece usulü ile köylüler birbirlerinin odunlarını çekmektedirler. Yeni sonbahar da mısır soyma imecesi, fındık çıkınca fındık ayıklama imecesi yapılır. Bu imecelerde patates haşlanır pekmez ile yenilir. Çok çeşitli hikâyeler, türküler ve maniler anlatılırmış. Gürcüler çok neşeli insanlar oldukları için iş yaparken de nağralar atarlar. 5-6 gürcü bir araya gelip konuşmaya başlasa yabancı biri onları uzaktan kavga ediyor zanneder.
Gürcülerde erkek çocuğunun ayrı bir değeri vardır. Erkek çocuğu doğduğunda, çocuğun doğumu silahlarla kutlanırmış. Kız çocuğu doğarsa evde papa yapılır. Bu gelenek hala devam etmektedir. Aşağıda da gürcülerdeki bazı gelenek ve göreneklerden bahsettik. Fakat aşağıda okuyacağınız anane ve geleneklerinde birçoğu şuan uygulanmamaktadır. Uygulananlarda yakın bir zamanda sanırım tarihe karışacaktır. En azından kitaplarda olsun bu adetleri yaşatalım diye yazmayı uygun gördük.
Önceleri gürcülerde kız çocukları sadece gürcü aileler arasında birbirlerine verilirdi. Gürcü toplumunun dışına kız verilmesi çok nadirattandı. Modern hayatın köylere girmesiyle bu anlayış değişmiştir. Ama eskisi kadar çok yaygın olmasa da köylerde kızlar genelde yine gürcü ailelere verilmeye çalışılır.
Gürcü kızları genellikle yeşil gözlü, beyaz tenli olmaları ile güzeldirler. Ayrıca çalışkan, yumuşak huylu olmaları ve gürcü sofrasının zenginlikleri gibi faktörler Gürcü kızlarıyla evlenmek için belli başlı sebeplerdir. Ayrıca Türk ler için gürcülerden gelin almak bir ayrıcalıktır. Gürcülerden kız almak Ünye ve köylerinde hala geçerliliğini koruyan bir gelenektir. Türk ler için Gürcü bir geline sahip olmak her zaman bir ayrıcalıktır.
Biz gelelim şimdi gürcülerde kız isteme geleneğine. Genelde gençlerin evlenmesi için büyüklerin beğendiği bir kızda karar kılınır. Eğer genç bir kız beğenmişse bunu aile büyüklerinin kabul etmeleri gerekir. Eğer gencin ailesi o kızı kabul etmiyorsa gencin elinde tek seçenek vardır kızı kaçırmak. Kız çocuklarında ise durum daha farklıdır. Eğer aile kız çocuğunun istediği kişiye vermek istemiyorsa kızın tek şansı sevdiğine kaçmaktır. Bunu göze alan gencin istemediği sonuçlara da katlanması gerekir. Bunun örnek verirsek, bizim mahallesimüzde ailesinin rızası olmadan bir oğlana kaçan kız ile, kızın aile fertleri (anne, baba, ve abisi) hala konuşmamaktadırlar.
Kız konusunda karar verildikten sonra ailenin erkekleri kızı istemeye giderler. Giderken bazı hediyeler götürülür. Kadınlar istemeye gitmezler. Genelde mahallenin önde gelen sevilir kişileri bu iş için görevlendirilirler. Damat isteme anında orda olmaz. Eğer kız tarafı tamam derse bir sonraki aşamalara geçilir. (Oğlan ile kız birbirini eğer aynı mahallenin çocukları değillerse düğün gününe kadar göremezler. Bu adet artık tarihe karışmıştır.)
İsteyen aileler nişan yapabilirler. Nişanlarda kız tarafında yemek verilir. Eğer aile isterse oyunlu ve eğlenceli bir nişan yapılır. Tatlı vermek her nişan ve düğün için geçerliliğini koruyan bir adettir. Köy kadınları düğün evinde tatlı açmak için yardıma gelirler. Eskiden düğünlerde gürcü horonu oynanırdı.
Erkek tarafı kızı almaya bir alayla gelir. Kızın yakın bir akrabası kapının önünde duruyor ve bir hediye istiyordu. Hediye alındıktan sonra içeri erkek tarafının girmesine izin veriliyordu. Kız ve oğlan tarafından dade denilen kişiler gelinin odasına girerler. Gelinin duvağını (peçe) açmak için gelinin abisi veya yakın akrabalarından bir erkek (bekar olan tercih edilir) gelir. Onun eline bir kama verilerek ortaya da bir boş kazan konulur. Peçeyi açacak olan kişi neyiniz varsa getirin der. Oğlan tarafı hazırladığı tepsiyi gönderir. Gönderilen şeyler beğenilmezse yenisi istenir. Eğer peçeyi açacak olan getirilen şeyleri beğenmezse bıçağı kazanın ortasına saplar ve odadan çıkar. Bu sefer durumu yatıştırmak dadelere düşer. Dadeler ufak bir pazarlıktan sonra peçeyi açarlar. Daha sonra damat kızı alır ve kız evinden ayrılırlar. Kızın abisi gelin evden çıkarken evin kapısına iki ucu birbirine gelecek şekilde bıçak saplar. Bu kız çıktığı eve bir daha dönmesin diyedir. Erkek tarafın da gelinin peçesini damat açar ve o çevrede bulanan bir bekar kızın üzerine atıyordu. Gelin erkek evine geldiğinde gelinin kucağına bir erkek çocuğu oturtulur, çocuğu erkek olsun diye.
Oğlan tarafına gelindiğinde de ise horan oynanırdı. Silah atmak zaten hiç eksik olmayan bir şeydi. Gelin misafirlere yemek verilirdi. Sıra pilavı yemeye gelince herkes kaşığın bırakır ve sofra tutmak denilen adet uygulanırdı. Önde gelen kişiden tavuk, meyve vb. şeyler istenirdi. Bu istekte yerine gelince herkes silah atar evin tavanı delik deşik edilirdi. (buraya kadar anlatılanlar 30 yıl ve öncesine ait adetlerdir. Artık bu adetler uygulanmamaktadır) Gelin damat evine geldi mi eline ekmek ve Kuran verilir. Gelin bu ikisiyle damat evine girer. Yine daha eski düğünlerde kızın eline bir tas su verilir suyu döke döke gider. Su gibi işleri ileri aksın diye. Attan inerken ayağı koyun postuna bastırılır, koyun gibi yumuşak huylu olsun diye. Artık düğünler günümüzde klasik düğünleri gibi yapılmaktadır.
Düğünlerde mutlaka bir çorba bulunur. Yine gürcü kavurması, pilav, ayran, gürcüce (cevizli tavuk), komposto bulunur. Tatlı ayrı bir çeşit olarak verilir. Eski düğünlerde tatlı olarak mutlaka hasuta denilen muhallebi yapılırmış. Kesmaçorba (Süt ve makarna gibi kesilmiş hamur ile yapılır) mutlaka yapılırmış.
Düğün bittikten bir hafta sonra erkek tarafı gelinin annesini davet eder. Bu davete anakavmi denir. Kızın annesi, kızına çeşitli hediyeler götürür. 1 hafta sonrada (yani düğünden 15 gün sonra) damat kız tarafına davet edilir. Bu davete nepes dapadicva (nepes dapaycva)denir. Bu davette damat yumurta yemeye davet edilir. Bu davette de kız tarafı damada çeşitli şaklar yapar.
Oyunu oynayanlar yuvarlak oluşturacak şekilde (bacak ve ayakların konumu ters v şeklinde) oturur ve sıkıca kenetlenirler. Ortaya bir ebe geçer. Eller bacakların altında olur ve bir havlu (ucu bağlanarak topuz haline getirilmiş) elden ele bacakların altında gezdirilir. Ebe olan bacakların arasından o havluyu almaya (bulmaya) çalışır. Tabi bu arada herkes sallanmakta ve pisi pisi demekte ve çeşitli şekillerde bağırmaktadırlar. Havluyu, uygun konumu bulan, ebenin sırtına hızlıca vurur ve tekrar alta verir ve havlu gezdirilir. Havluyu ebe kimin altında yakalarsa o kişi ebe olur ve ortaya geçer. Bunun gibi çeşitli oyunlar vardır. A.K
Coğrafya
Ordu iline 98 km, Ünye ilçesine 13 km uzaklıktadır.
İklim
Mahallenin iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir.
Nüfus
Yıllara göre mahalle nüfus verileri | |
---|---|
2007 | |
2000 | 71 |
1997 | 114 |
Ekonomi
Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Altyapı bilgileri
Mahallede, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol saylan mahallesi güneşli mahallesine kadarasfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır. Mahallede altın madeni olduğu söylenmektedir.
Dış bağlantılar
|