Hacamat
Hacamat (Arapça: حجامة, Hijamah, hajamat), deriden ufak ensizyonlardan vakum yolu ile kan alınmasıdır. Genellikle iki omuz arasından, sırttan, başın arka tarafından yahut vücudun herhangi bir yerinden bardak veya boynuzla alınır. Argoda hafif yaralama olarak kullanılmaktadır.
Hacamat yönteminden, Milattan önceki dönemlerden kalma Hint tıp yöntemleri olan Ayurveda metinlerinde bahsedilmiştir. Antik dönemlerde Mezopotamya, Mısır ve Yunanistan'da uygulanmıştır.[1]
Yapılışı
Hacamat derinin bir neşter yardımıyla çizilip ağzı geniş olan bir bardak, boynuz ya da şişe gibi aparat ile oluşturulan emme gücüyle kanın çekilmesi şeklinde yapılır. Çay bardağı ve yakılan bir pamuk ile aynı emici basınç gücü de oluşturulabilir. Geleneksel olarak ağrı, sızı veya hastalık olan organa yakın yerlere yapılır. İlk seferde üst sırt bölgesindeki bazı noktalara yapılması tavsiye edilir, kafa'ya yapılması tavsiye edilmez.
Modern tıpta yeri
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı gibi bazı hastalıklarda sekonder olarak meydana gelen hipervolemi yüzünden başağrısı ve solunum-dolaşım sıkıntısı çeken hastalar uzman doktorun önerisi ile önerilen miktarda kan aldırırlar ise bu şikayetleri ile ilgili rahatlama yaşarlar.
Hacamat, deneysel çalışmaların yetersiz olması yüzünden modern tıpta kullanılmamaktadır. Kan vermenin de hacamat ile benzer etkide olduğu söylenebilirse de ayrı bir yöntem ve tedavidir. Hacamatta kılcal damarlar üzerinden kan alınmaktadır. Kan verme işleminde ise venöz kan verilmektedir.
Spekülatif iddialar, modern tıbbi araştırma ve kanıtlara dayanmayan hacamatla ilgili iddialar, yaşlı eritrositlerin ve toksinlerin vücuttan temizlenmesi, ağır metallerin vücuttan uzaklaştırılması, ve belirli mevsimlerde hacamat yapılması gibi konuları içerir.
Tıbbi uyarılar
Kansızlık, demir eksikliği, tansiyon düşüklüğü olan kişilerde, demir eksikliği ve beslenme problemleri nedeniyle dikkat eksikliği ve zihinsel yetersizlik yaşayanlarda akıtılan kan volümüne bağlı olarak durumu ağırlaştırabilir. Steril şartlarda yapılmayan uygulamalar hepatit B (HCV), HIV gibi tedavisi güç hastalıkların kişiye bulaştırılmasına yol açabilir. Dolaysıyla eldiven kullanılmalı, neşter yerine tek kullanımlı ustura başı kullanılmalı, bardaklar da bir daha kullanılmamak üzere uygun bir şekilde elden çıkarılmalıdır. Çocuklarda, yaşlılarda, Hamile veya mensturasyon dönemindeki kadınlarda, metastatik kanser hastalarında, kemik ve kas problemleri olan kişilerde kontrendikasyon düşünülmelidir. Ayrıca DVT (Deep Vein Thrombosis) rahatsızlığında da hacamatın uygulanmaması gerektiği bildirilmektedir.
Tıbb-ı Nebevi'de hacamat
Hacamat, İslam dininde Peygamber Muhammed'in tavsiye ettiği bir sünnet olarak kabul görür. Çeşitli hadisler buna kaynak gösterilir:
- Ebu Kesbe el-Enmari anlatıyor: "Resulullah başından ve iki omuzu arasından hacamat oldu ve: "Kim bu kandan akıtırsa, herhangi bir hastalık için, bir başka ilaçla tedavi olmasa da zarar görmez!" buyururdu."[2]
- Muhammed'in bizzat kendisi Ebû Taybe adında bir hacamatcıya hacamat yaptırmış ve başından kan aldırıp ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur: "Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır."[3]
- "Her kim ayın on yedi on dokuz ve yirmi birinci günlerinde kan aldırırsa kan hücumundan dolayı meydana gelen birçok hastalıklardan şifa bulur." [4]
- Mirac gecesinde yanından geçtiği bir melek grubunun Muhammed'e: “Ümmetine hacamatı emret!” diye söylediğini Abdullah b. Abbâs rivayet etmektedir.[5]
- “Eğer sizin tedavi olduğunuz herhangi bir şeyde hayır varsa, o da hacamat yaptırmaktır.” [6]
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ↑ "Bloodletting Over the Centuries". Gilbert R. Seigworth, M.D. 1980. Retrieved 2009-07-12.
- ↑ Ebu Davud, Tibb 4, (3859); Ibnu Mace, Tibb 21, (3484)
- ↑ Buhâri, Tıb 13; Müslim, Musakat 62, 63; Ebû Dâvûd Nikâh 26, Tıb 3
- ↑ E. Davud Tıp H. 3861; Tirmizi Tıp H. 2051
- ↑ Ali Nâsıf, et-Tâc, III, 203
- ↑ İbni Mace 3476,Buhari 12/5724