Kâfir

Kâfir, (Arapça: كافر - kāfir, çoğulu: كفّار - kuffār, kadın için kâfire kullanılır, çoğulu: kevâfir[1]) İslam dini terminolojisinde küfür işleyerek dinden çıktığı düşünülen veya hiç Müslüman olmamış kişiye denir.

Etimoloji

Kelime, gizlemek, saklamak anlamlarına gelen (ك ف ر) kökünden gelir. Sözlük anlamıyla, tohumları toprağın altına gizlemesi sebebiyle çiftçi için de kullanılmıştır.[2] Müslüman olmayanlara bu isim "İslam inancının getirdiği gerçekleri gizledikleri veya inkar ettikleri″ düşünülerek verilmiştir.

Fıkıhta kâfir

İslam inancına göre kâfir, küfür işleyendir, küfür ise geleneksel Sünnilikte İslam amentüsünü oluşturan, imanın altı şartını kabul etmemek, inanmamak veya küçük veya hakir görmek gibi eylemlere verilen addır.

Mümin ve kâfir tanımları mezheplere göre farklılıklar gösterir. Eş'ari ve Matûrîdî mezheplerinde iman özde kalbin tasdiki olarak kabul edilir. Buradan hareketle bu mezhepler, kalben tasdik edilmesi gerekilen itikadî şartları tasdik etmeyen, yani bunları bütünüyle veya kısmen reddeden kişiyi kâfir olarak tarif etmişlerdir.[3].

Kalbin tasdikinin yanı sıra, imanını diliyle belirtmeyi de içeren iman tariflerine göre bu her iki şarttan birini yerine getirmeyen kişi kâfir olarak tarif edilir.[4]

Ameli de imanın bir parçası sayan tariflerde ise iman üç bölümden oluştuğu için bu üç bölümden birinin terki ile kişi kâfir olur.[5] Bununla birlikte bu iman tarifini kabul eden Selefiler kalp ile tasdik, dil ile ikrar etmesine rağmen, ibadeti red değil de tembellik sebebiyle terk eden kişinin kâfir olmayacağı kanaatindedir.[5] Küfür konusundaki görüşlerin en katısı Hâricilerindir ve bu gruba göre herhangi bir ibadetin - nafile ibadetler dahil - terki küfürdür ve dolayısıyla faili kâfirdir.[6]

Ayrıca kâfir teriminin kullanılabileceği gruplar da tartışma konusu olmuştur. Örneğin Hıristiyan ve Musevilerin Ehl-i Kitab olmalarına rağmen kâfir olarak adlandırılıp adlandırılamayacağı tartışma konusudur.

Ayrıca bakınız

Kaynakça ve dipnotlar

  1. Kılavuz, Ahmed Saim. İman-Küfür Sınırı. s.70. Belirtilen özgün kaynak: İbn Manzûr. Lisânü'l-Arab. c: V. s.145 vdd.
  2. Hadid Suresi, 20. ayet. Türkçe meâli.
  3. Kılavuz, Ahmed Saim. a.g.e. s.70.
  4. Kılavuz, Ahmed Saim. s.71-72.
  5. 1 2 Kılavuz, Ahmed Saim. s.72.
  6. Kılavuz, Ahmed Saim. s.72
This article is issued from Vikipedi - version of the 7/28/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.