Katastrofizm
Katastrofizm veya kıyamet kuramı, paleontoloji'yi büyük oranda geliştiren Fransız anatomist Georges Cuvier (1769-1832) tarafından ileri sürülen ve katmanlar arasındaki her bir sınırın, zaman olarak, sel baskınları ve kuraklık gibi felaketlere karşılık geldiğini ve o dönemde yaşayan türlerin çoğunun ortadan kalkmış olduğunu savunan hipotezdir.
Ancak katastrofizmde olaylar birbirine evrimsel olarak bağlı değildir (George Cuvier katmanları incelerken, her katmandaki fosilin bir üstteki katmandaki fosil ile uyuşmadığını görmezden gelir); bu katmanlaşmaların nedeni teolojik bir nedene bağlanır. Yani bu felaketler Nuh Tufanı gibi Tanrı'nın bir cezası gibi görülür. 18.yüzyılda endüstrinin gelişmesiyle demir cevherine,kömüre ve bu madenlerin taşınması için gerekli kanallara ve ulaşım yollarına duyulan ihtiyaç arttı.Maden yataklarına ulaşmak için yapılan kazılarda yeryüzünün derinlerine inilmesi,yer bilimde büyük ilerlemelerin gerçekleşmesini sağladı.19.yüzyılın başlarında Almanya'da Abraham Werner (1750-1817) ve İngiltere'de William Smith (1769-1839) kayaların katman denilen farklı tabakalardan oluştuğunu saptadı.Bu katmanlar,içlerinde bulunan fosillere göre tanımlanan belirli jeolojik dönemlere ve zamanlara aitti.Werner geçmişte bütün dünyayı kaplayan bir dizi sel felaketinin gerçekleştiğini,bunların her biri sonucunda yerkürenin yüzeyine bir kayaç tabakası daha eklendiğini düşünüyordu.Jeolojik zamanları yansıtan katmanlardaki fosillerin büyük değişiklikler göstermesi Werner'in ve başkalarının bu "felaket kuramları"nı geliştirmesine yol açtı.Bazı bilginler her sel felaketinin Kutsal Kitap'ta anlatılan yaratılışın bir gününe karşılık geldiğini düşündü,ancak bazıları da kayaçların binlerce yılda oluşmuş olması gerektiğinin farkına vardı. Aralarında Fransız Georges Cuvier'nin de (1769-1832) bulunduğu sonraki "felaketçiler",sellerin yanı sıra depremlerin ve iklim değişikliklerinin de etkili olmuş olabileceğini öne sürdüler.Bütün bu kuramları birbirine bağlayan düşünce,yeryüzünün bugünkülerden tamamen farklı,hayal edilemeyecek kadar büyük güçlerin etkisiyle şekillendiğiydi."Üniformitaryanizm" ya da "birörneklilik kuramı" olarak bilinen karşıt görüşe göre ise yeryüzü erozyon ve çökelme gibi günlük olaylarla yavaş yavaş bugünkü şeklini almıştı.